Fantastik edebiyatla karıştırılmaması gereken Büyülü Gerçekçilik akımının yanı sıra Kolombiya'nın da kutsal kitabı mertebesine erişmiş muhteşem ötesi bir roman Yüzyıllık Yalnızlık.
Nedir Büyülü Gerçekçilik? Gerçekdışı bir olayın oldukça sıradan ve normal şekilde aktarılmasıdır. Ne karakterler ne de okur yaratılan dünya içinde bu gerçekdışı olayı
5 yıldır 1000 kitap üzerinden düzenli olarak kitap okuyorum. Şükür elimden geldiğince tatlı bir sayıya eriştim, çok fazla kitap tavsiyesi aldım, etkinliklere girdim, etkinliği kendim düzenledim, arkadaşlarımın önerilerine uydum, canım sıkıldı ilk önüme geleni okudum, yeri geldi en alakasız kitapları okudum; ancak hiçbir kitapta bu kitabı okurken
Merhabalar, kitap okuyan biriyseniz ve yeni birisi ile tanışıyorsanız onun nasıl birisi olduğuna karar verebilmeniz için birkaç taktik vereceğim sizlere. Hazırsanız başlayalım :)
Okumak yerine izlemeyi tercih edenler için: youtu.be/4zgUJrj74y8
Ona başta "Aa, kitap okuyor musun?" diye sorun.
Cevabı "Hayır..."
"Bugün annem öldü. Belki de dün, bilmiyorum"
Kitabın ilk cümlesiyle başlayalım incelememize. İlk cümleyi okur okumaz hafif irkildim. İnsan nasıl olurdu da anasının öldüğü günü hatırlamazdı? Bu ne vurdumduymazlıktı böyle?
Acaba ne yaşadı da böyle oldu bu adam merakıyla okudum kitabı. Yani insan neden hayattan bu derece soyutlanır ki?
Kişisel bilgi ve kaygının basitçe dile getirilmesi insana, yaşamındaki bitip tükenmez sıkıntı kaynağını ortadan kaldırarak, bu açmazdan çıkması için bir çare bulmasını sağlar.
Hayır diyebilmekte böyle bir şeydir. Hayatımızda sevdiğimiz insanlara, bizim üzerimizde baskınlık kurmuş insanlara hayır diyemeyip, kendimizi zora soktuğumuz anlar
Sevgili Wolff ..
bana bu kelimeleri nereden yazdığını biliyorum...
yeryüzünde bir "Araf"dan. .
youtu.be/Szt4KQQ1VUk
Elbe'yi.. benden çok sevdiğini biliyorum ..ona bakışından ,kokusunu içine çekişinden,her fırsatta onu görmeye gidişinden ..
Seni ben ağlatamam..
..biliyorum ..
bir dilenci heykeli değilim çünkü Barlach'ın elinden
Çok uzun süredir okumayı istediğim bir kitap daha bitti. Gerçekten harika bir eserdi. Çok büyük bir fikir insanının çok büyük bir fikir kitabı. Kitabı belli kalıplara sokmak bence saçma olur. Çünkü çok geniş bir yapısı var. Anlattığı şeyler asla belli konulara ya da idealara bağlı kalmıyor. Sürekli bir ilerleyiş, arayış var. Daima bir anlatı ya da
Nietsche'nin de etkilendiği baş kişilerden olan Arthur Schopenhauer'un okuduğum ilk kitabı oldu. Kitap bir başucu kitabı gibi diyebiliriz. Hayatımızda her an insanlarla temas halindeyiz ve kabul edilmelidir ki temas halinde olduğumuz insanların büyük çoğunluğuyla da hemfikir olmadığımız konular hemfikir olduğumuz konulara kıyasla oldukça fazla
Komutan Che, Doktor Che, Devrimci Che, Baba Che, Siyasetçi Che... tüm bu rollere sahip ve bu rollerin birçoğunu hakkıyla yerine getiren bir adam.
Aslında birçoğumuz onun eylemlere karşı savunduğu düşüncelerini tam olarak bilmiyoruz. Sadece devrimci olarak ve Kübalı Alberto Korda tarafından çekilen yüzünde; öfke, sert ve kararlı bir duruşun
Ertesi gün hiç kimse ölmedi. Ama herkes yaşlanmaya ve hastalanmaya devam etti. Böylece ölmemek, adı bilinmeyen bu ülkede tam bir kaosa yol açtı.
Artık hükümetten kiliseye,sağlık kurumlarından cenaze levazımatçılarına herkesin derdi başından aşkındır. Ölmeyen ağır hastalar hastanelerde biriktikçe koridorlarda bile yatan hastalar belirmeye