Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen yapabileceğimiz en proaktif şey; mutlu olmak, içtenlikle gülümsemektir. Mutluluk, mutsuzluk gibi, proaktif bir seçimdir. Etki Alanımızın içine hiçbir zaman girmeyecek şeyler vardır; hava durumu gibi. Ama proaktif insanlar olarak kendi fiziksel ya da sosyal havamızı yanımızda taşıyabiliriz. Çabalarımızı değiştirebileceğimiz şeylere odaklarken, mutlu olabilir ve şu anda denetleyemediğimiz şeyleri kabul edebiliriz.
sıradan bir adam, İstanbul' dan kalkıp Marakeş'e, Mezopotamya'ya, Kahire'ye, Mekke'ye, Şam'a, Bakü'ye, Tahran'a, Şiraz' a, Kabil'e, Lahor' a, Kalküta'ya ve Semerkant'a gitse, bu beldelerin hiç birinde kendini tamamıyla yabancı hissetmez; hiç olmasa yanı başındaki Sofya, Atina vs. deki kadar kendini başka bir çevrede, başka bir hava içinde duymaz; kendini az çok alışmış olduğu levhalar, şekiller, hareketler ve tavırlar arasında görür. İnsanların giyiniş tarzları, geçim şekilleri, adet ve halleri az çok onun kendi evinde alıştıklarına benzer. Aynı sarık, aynı aba, kadınlarda aynı örtünmeler, aynı camiler, aynı ibadetler, aynı ezan, aynı ayinler, aynı dualar ve benzerleri. Bu benzeyiş yalnız görünüşle de kalmaz. Daha ileri gider: Zihniyetlere, zekalara, zekanın meşgul olduğu konulara kadar yayılır. Sıradan bir İstanbullu, sıradan bir Marakeşliyi, bir Kabilliyi, bir Kalkütalıyı, kendisi gibi düşünür, kendisini meşgul eden konularla uğraşır, onlarla aynı surette telakki eder, görünür.
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
YAŞAMA AZMİ
En son Knut Hamsun'un "Açlık" Romanı'nı okuduktan hemen sonra Jack London'ın "Ateş Yakmak" kitabını okumam hoş bir tesadüf olsa gerek. Her ikisindeki de insanın fiziksel mücadelesinin ve sonrasındaki psikolojik direnişinin anlatımı oldukça etkileyiciydi. Jack London'ın anlatımı oldukça yalın, edebi ağdalı
Ateş Yakmak
Ateş YakmakJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202111,5bin okunma
Toplumun önemli bir bölümü, yapılan binalara, yollara, köprülere, otomobillere, insansız hava araçlarına bakarak geliştiğimizi düşünüyor. Oysa gelişmeyi yalnız yatırımlarla değil, daha iyi demokrasiyle, insan haklarına ve hukuka daha fazla saygıyla, inanca göre değil, bilime göre verilen eğitimle orta sınıfı güçlendirerek olur.
Sayfa 160
Şeyh Bedrettin
— ''Ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, şu herkesin suyudur. Ekmek neden herkesin ekmeği değildir?''
Can Dostlarım.
"Sen çağırırsın da gelmez miyim? Elbette hemen geliyorum."
Sayfa 252Kitabı okudu
Reklam
Bu dev yaratıklar, bu kötü kalpli büyücüler cin oldukları için orduları da büyülü ve kötü ruhlu. Bu orduların bizim gibi insanlardan oluşmadığını düşünüyorum. Bu insanlar bir sanrı, büyünün eseri, büyük olasılıkla bedenleri bizimkine benzemiyor; daha çok salyangozu, solucanı, bir örümceği andırıyor. Haliyle şövalyenin kunt, keskin kılıcı güçlü kollarıyla bu yaratıkların üzerine inince, adeta hava gibi bir anda uçup kayboluyor!
Sayfa 952 - Yapı Kredi Yayınları
Bir gün Don Kişot, hüzünlü kişiliğin bu ünlü şövalyesi, dünyanın gelmiş geçmiş şövalyelerinin en saf, en yüce gönüllü, en kalbi temiz olanı Don Kişot, sadık seyisi Sancho'yla serüven peşinde yolculuklara çıkarken birdenbire onu uzun süre düşündüren kuşku ve şaşkınlığın içine gömülüyor. Olay şu: Yaşamöykülerini şövalye romanları adı verilen ve
Sayfa 950 - 951, 952, 953, 954, 955 Yapı Kredi Yayınları
Eski mükalemelere göre hep kavga dinlemeğe hazırlanıyorlar beni de bir çeşit serseri deli yahut onursuzun biri sayıyorlardı tabii sonunda hava düzelince bunu bir çeşit zafer saydılar gözlerinden büyüyüverdim birden oysa bütün keramet şendeydi ne bilsinler …
Türkiye İş Bankası
Hava aldıkça sızlayan bir diş var içimde.
Reklam
Bir gün bir güvercin Tanrı'dan bir istekte bulunmuş: 'uçarken hava bana engel oluyor ve hızla ilerleyemiyorum, havanın yok olmasını istiyorum.' Tanrı onun bu dileğini yerine getirmiş. Ancak daha sonra güvercin ne kadar kanat çırpsa da uçamamış. Yani bu güvercin aslında özgür düşüncedir. Güvercin ancak hava direnci olunca uçabilir. Mücadele gayesi olmayan özgür düşünce, sanki bir vakum tüpünün içinde kanat çırpan güvercin gibidir, hiçbir zaman uçamaz.
Ayrılık Sevdaya Dahil
yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık hava ağır toprak ağır yaprak ağır su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı karanlık çöktü denize yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin
Bir çiçeği dibinde onu hava aldıracak deliği olmayan saksıya diktiğin zaman ister dünyanın en nadide çiçeği, ister en dirayetli çiçeği olsun,soluyor.
Lennon daha önce benim güneş olduğumu ve parlamak için başka kimseye ihtiyaç duymadığımı söylemişti. Yanılıyordu. Güneş, hava tamamen karardığında parlayamazdı. Kürekkemiğine bir öpücük bıraktım. Yine de ay parlayabilirdi. Lennon benim için bunu ifade ediyordu. Her şey karardığında tek ışık kaynağım oydu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.