Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ayran
(...) Akşama kadar bu köşede bekledi. Ara sıra ayağa kalkıp dizlerini ovuşturuyor, sonra tekrar çömelerek kafasının içindeki sisli boşluğa gözlerini çeviriyordu. Düşünmesi ve tahayyül etmesi kendisine hoş gelecek hiçbir şey mevcut olmadığı için, bu boşluk ona bir dinlenme gibi geliyordu. Birkaç kere anası aklına geldi. Onun ağlamaklı
Her Şeye Sahip Olmak Roma'daki İspanyol Elçiliğinde Bir Konuşmadan
Hayal etmesi ne kadar kolaysa elde etmesi bir o kadar zor bu hayali zevk dağında, bu muhteşem eşya yığınında hangi ölümlü hayalini kurduğu mutluluğa ulaşabilmiş ki? Krezüs zengindi ama bilge değildi, Diyojen bilgeydi ama zengin değildi. Kim her şeyi elde edebildi ki? Peki ya biri elde etmiş olsaydı? Arzulayacağı hiçbir şey kalmadığı gün mutsuz olacaktı. Mutluluğun mutsuz ettiği insanlar vardır. Bazıları midesi dolu diye yakınır, ve durumu iyi diye daha çok yakınır. İskender bu dünyanın sahibi hâline geldikten sonra bir filozoftan duyduğu hayali dünyalar için iç çekmeye başlamış. Benim mutluluğum bundan daha kolay olsun istiyorum. O yüzden fikrimi tersine çevirdim ve herkesin söylediğinin tersini söylüyorum. Mutluluğun her şeye sahip olmakta yattığı fikrinden çok daha uzak, diyorum ki, mutluluk hiçbir şeye sahip olmamaktan, hiçbir şey istememekten ve her şeyden nefret etmekten geçer. Yalnızca bu bile mutluluktur ve özellikle sağduyulu, bilge insanlar bu mutluluğa kolayca ulaşır. İnsan ne kadar çok şeye sahipse o şeylere o kadar bağlanır. Bir şeye en çok ihtiyaç duyan insan da en az mutlu insandır. Sonuçta hasta bir insanın sağlıklı bir insandan daha çok gereksinimi vardır. Susuzluk duyan birinin derdine çare su vermek değil hararetini almaktır. Hırslı ve açgözlüler için de aynı şeyi söylüyorum. Kendinden memnunsan aklı başında ve mutlu olabilirsin. Suyu elinle içiyorsan bardak ne işe yarar ki? Seneca ne güzel demiş: İştahını bir parça ekmek ve biraz suya mahkûm edebiliyorsan dünyalar kadar mutlusun demektir. Benim oyum şundan yana: Gerçek mutluluk her şeyi elde etmekten değil hiçbir şey arzu etmemekten geçer.
Sayfa 87 - Maya kitapKitabı okudu
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Sayfa 334 - Ötüken
İsmail Hakki Bursevi - Ruhul Beyan - Lokman Suresi 12-15 Ayetler
12. Andolsun ki Biz Lokman'a hikmet verdik. "Allah'a şükret" (dedik). Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah zengindir, övgüye lâyıktır. 13. Lokman oğluna öğüt vererek demişti ki: "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür." 14. Biz insana, anne ve babasına iyi
Damla Yayınevi, 6.ciltKitabı okuyor
Troya Savaşı Gerçekten Oldu Mu?
Çanakkale'den sadece birkaç kilometre uzaklıkta, Trakya'yı Anadolu topraklarından ayıran dar boğazın Asya yakasında, Hisarlık adlı küçük bir tepe vardır. Heredot, Ksenefon, Plutarkhus ve diğer Yunanlı ve Romalı klasik yazarlara göre, burası Troya'nın, Homeros'un İlyada ve Odysseia'sında geçen Troya'nın bulunduğu yerdir. Klasik Yunanlılar,
"Kötülükle mücadele! Peki nedir kötülük? Herkes bunu kendince anlayabilir. Biz bilimadamları için kötülük cehalettedir ama kilisede cehaletin mübarek olduğu, bütün kötülüğün ise bilgiden geldiği öğretiliyor. Bir köylü için kötülük vergiler ve kuraklıktır, bir ekmek tüccarı için ise kıtlık iyidir. Köleler için kötülük sarhoş ve zalim bir
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Ama tanrım , o çiçekler cumartesi gecesi dairemde verdiğim parti için muhteşem bir dekor oluşturdular . Ah Ruby , bir gormeliydin: halıları beyaz zambak ve pembe gül yapraklarıyla donattim . Ardından her yere orkideler serpiştirdim . Lavabolardan biri ağzına kadar güllerle doluydu . Hayal etsene ! Diyeceğim o ki , dünyaya sadece bir kez geliyorsun .. (Hayal etmesi bile güzel )
Sayfa 53 - RubyKitabı okudu
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş
Sayfa 57 - SEL , sayfa 57-69 arası
Alibaba'nın bu sayısı ile Markopaşa'nın 1.dönemi kapanacaktır. Bir yılı az geçen bu dönemde Markopaşa 23, Merhumpaşa 4 , Malumpaşa 5 ve Alibaba 4 sayı çıkabildi. 55 haftanın 36'sında çıktığına göre, 19 hafta gazete engellerle karşılaştı, yayımlanamadı. Sabahattin Ali 19 Aralık 1947'de içeriye girdi. Gazete üzerinde hükumetin, sıkı yönetimin,
Batı Avrupa'da roman, onyedinci ve onsekizinci yüzyıllarda gelişmiştir. Bu yüzyıllar, akıl çağıydı; bütün yaşamı ussal açıklamalara ve sınıflandırmalara dayandırmaya çalışan bir çağdı. Overbury'nin ve La Bruyeré'in, insan doğasının deliliklerini, kötü ya da erdemli "tipler" dizisi şeklinde düzenleme yetenekleri nedeniyle
Sayfa 303 - Yirmiikinci Bölüm, SONSÖZKitabı okudu
Reklam
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Cennette öyle bir ağaç vardır ki, binitli biri bu ağacın gölgesinde yüz sene yolculuk etse yine de o gölgeyi katedemez. Isterseniz «Uzayıp yayılmış gölgeler» (Vâkıa 56/30) âyetini okuyun. Cennette, hiç bir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir beşerin aklına gelmeyecek nimetler vardır. Dilerseniz «Yaptıkları bütün bu güzel işler karşılığında onlar için göz ve gönül aydınlığı olacak hangi sürpriz nimetlerin saklı tutulduğunu hiç kimse hayal bile edemez» (Secde32/17) âyetini okuyun. Cennetten kırbaç kadar bir yer, dünyadan ve içinde bulunanlardan daha hayırlıdır. Dilerseniz «Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir.» (Al-i İmrân 3/185) âyetini okuyun." (Buhari, Bed'ü'l-halk 8; Müslim, Cennet 6) Fakîh Ebü'l-Leys der ki: "Bu değerli nimetlere nâil olmak isteyenin şu beş şeye devam etmesi gerekir. • Nefsini bütün günahlardan alıkoymasıdır. • Az bir dünyalığa rızâ göstermesidir. Çünkü cennetin bedeli dünya sevgisini terk etmektir. • Ibâdet ve tâate hırslı olması ve her bir tâate özel bir önem vermesidir. Çünkü bağışlanıp cennete girmesine belki de o taat sebep olacaktır. • Sâlihleri ve hayır ehlini sevmesi ve onlarla beraber olup arkadaşlık etmesidir. İnsanın arkadaşının hayır ehli olması gerekir. Çünkü arkadaşlık insana tesir eder. Allah sâlihlerden birini bağışladığı zaman o da kardeşlerine ve arkadaşlarına şefâat eder. • Çokça dua ederek Allah'ın kendisine cenneti nasip etmesini ve sonunu hayırlı kılmasını niyâz etmesidir.
Sayfa 596 - Erkam Yayınları, 1. Cilt
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.