İlkçağ Felsefesi dersinde, Destan Mestan "Felsefeyi içinden çıkılmaz bir spekülasyon bataklığı sanmayın" diyordu. "Hayat memat meseleleri hakkındaki zor soruları kendine sormaktır felsefe. Bu kadar basit. 'Ölümlülüğün avantajları nelerdir? İki insanın birbirini tamamlaması, bir bütün olması mümkün mü? Bir şeyin iyi, doğru veya güzel olduğunu nasıl bilebilirim? Hem erdemli hem de mutlu olunabilir mi? Ahlak, kurallara uymak mıdır?..' gibi mühim suallerin cevaplarını hocadan, öğretmenden, şeften, üstattan, liderden, üfürükçüden, babadan, anneden, kocadan, papazdan, komutandan, psikiyatrdan, gazeteciden, politikacıdan, patrondan, bilim insanından hatta bilgeden alamayız. Hiç kimse, bizi biz yapacak verileri sunamaz. Toplumun ellerinde pekala bir 'mamule' dönüşebiliriz fakat bir 'eser' olmak istiyorsak, biricikliğimizi bizzat kendimiz inşa etmeliyiz. Cemiyet sana kimlik belgesi, bilet, makbuz, karne, ehliyet, sertifika, diploma, banknot, evlilik cüzdanı, fatura, poliçe, bordro, reçete, akciğer filmi ve nihayet ölüm belgesi verir; seni öğrenci, asker, eş, memur, işçi, sporcu hatta sanatçı olarak konumlar fakat kişilik sahibi kılmaz. Kendiniz olma yolunda tek başınasınız. Bu dezavantajı lehinize çevirebilirseniz, ne ala. İnsanlaşmak için düşünmek lüzumludur bayanlar baylar."