Yaşadığı çağda kimsenin kendisini anlamasını beklemediğini, onu duyacak kulakların olmadığını söyleyen Nietzsche, bunun sebebi olarak da yaşadığı çağa ait olmamasını gösteriyor ve kitapta da şu sözlerle düşüncelerini destekliyor:
"Beni anlamıyorlar, ben bu kulaklara uyan ağız değilim."
Hasan onlara:
"Düşmanlarımızı öldürmek yetmez. Bizler katil değil, infazcıyız. İbret olsun diye açıkça iş görmeliyiz. Bir kişiyi öldürmekle, bin kişiye dehşet salıyoruz. Yine de infaz etmek, dehşete düşürmek yeterli değildir. Ölmesini bilmek gerekir.
Çünkü öldürmekle düşmanlarımızı harekete geçmekten caydırıyorsak, ölmekle halkın
Erkek, kadına olan nefretini 40 gün saklar da ona olan sevgisini bir gün saklayamaz.
Kadın, erkeğe olan sevgisini 40 gün saklar da, ona olan nefretini bir gün bile saklayamaz."
İbn Muflih el-Hanbelî
-----------------------------
“Aşk, Batı’da iki kişi arasındaki cinsel uyumluluktur, bedene hapsedilmiştir. Bizde ise ruh uyumu ve sevgi
Kitaba dair özet şöyle ki; yıkılmak üzere olan Osmanlı, can çekişirken devleti ayakta tutmak adına (!) kurulan İttihat ve Terakki cemiyetine üye olan Şehsuvar Sami'nin, sevdiği kız olan Ester'e ayrı kaldıkları süre içerisinde cemiyeti ve hareketlerini anlatan, bir nevi içini döken mektupları yazmasından ibarettir.
Buna istinaden yazarların
Merhaba Kıymetli Okur,
Pembe kapaklı üstünde kelebek ve kedi resmi olan bir kitapla karşı karşıyayız.. Sevimli gibi ama içini anlatmadan yayını hakkında minik bir bilgi vereyim. Kitabı okumak oldukça zor çünkü iki elinle sürekli baskı uygulamak durumundasın. Herhalde ilk defa bir kitaba bu kadar kaba kuvvet uyguladım. Eğer başka yayından baskısı varsa onlara yönelmenizi tavsiye ederim. :)
Yalom'u çoğu okur tanır. Varoluşcu psikoterapinin en önemli temsilcilerindendir. Nietzsche Ağladığında ve Aşkın Celladı gibi tanınmış eserleri vardır.
Kitaba gelince 6 psikoterapi öyküsünden oluşmaktadır. Bu öykülerden gerçek olan da var hayal ürünü olarak yazılan da. Ama kurguladığı hikayeleri de gerçek bir öze yasladığını sonsöz kısmında dile getirir. Hikayeleri okurken bazen bir terapist bazen de bir danışan olarak girdim kılığa. Kendi hayatımdan izler bulamamak elde değildi.
Yalom bu kitabında daha çok terapistlere öğretmen olmaya çalışır. Kendi deneyimlerini açıklamaya çalışır. Bu kitabın bel kemiğini oluşturan varoluş kaygıları ve bu kaygıyla gelen umutsuzluktur. Bu endişeler de evrensel olduğu için oldukça geçerli konulardır. Mutlaka izleriniz vardır...
Psikoloji alanında olan ve alana ilgi duyan herkesin Yalom'dan yolu geçecektir. Kendime birkaç not çıkardım. Umarım sizler içinde güzel olur..
Keyifli okumalar..
Recep Kayalı ‘Dip’ ve ‘Taşın Dediği’ adlı öykü kitaplarının ardından ‘Kamburuma Üç Sebep’ ile öykü yolculuğuna emin adımlarla devam ediyor. Recep Kayalı’nın öykü kitabı ‘ Öyküler hediye gibidir. Öylece çıkar gelir.’ notu ve imzası ile elime ulaştı. 8 öyküden oluşan kitabı bitirdiğinizde kitabın adı ne de güzel yer ediyor zihinlerde.
Daha ilk
Anlaşamadığımız her kişi ile hayatımızı çekilmez yaptığımız bir gerçek. Bu hayatımızı birleştirdiğimiz insansa hayat cehenneme dönebiliyor.
Kadın - erkek ilişkilerinin doğası insanlığın kafasını bin yıllardır karıştırıyor ve bin yıllarca da karıştırmaya devam edecek. Başka bir açıdan bakarsak, kadın- erkek ayrımı yapmadan insanların hayatta bu
!!!!!!Normalde okunmama kaygısından ötürü uzun bir inceleme yapmaktan içtinap etmekteyim fakat bu incelemem biraz uzunca oldu. Eğer okursanız istifade edeceğinizi ve kitap hakkında bir mukaddime nevinden bir bilgi edineceğinizi inanıyorum!!!!!!!
Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan Victor Hugo, 1829 yılında yayımladığı “bir idam
Recep Kayalı bir söyleşisinde "İnsan anlatmak ve anlamak için yaratılmış yegâne varlık. Anlatmak için yaratılmış bir varlığın yaratılma sebebini sanata dönüştürmek de iç gıdıklayıcı bir büyü" der ve şunu da ekler:
"Öykü bizim sığınağımız ve hayatımızın çok büyük bölümünü kaplayan bir olgu, oyun alanımız."
Öyküyü bir sığınak,
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır.
_Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
Doğru dürüst yazılmış, okuyucuyu kitabın ilk satırından son satırına kadar sürükleyen bir yapıttan söz ederken "söz konusu yapıtın bir polisiye roman gibi okunduğundan" söz ederiz. Nitelikli bir polisiye romandan söz ettiğimizde de "onun başka bir tür yapıt, bir gerçek roman gibi olduğunu" belirtiriz. Bu paradoksal
İnsan baştan aşağıya kusurlu bir varlıktır. Özellikle konu psikolojiyse herkesin iç çekişleri vardır. Kimi aşamadığı takıntılarını, kimi gönül yarasını, kimi ölüm korkusunu, kimi de yitirdiği anne babasinin acisini taşır içinde. Hayat bu...bizi bazen güzel patikalarında koştururken hiç beklemediğin bir anda tepe taklak yerlere savurabiliyor. Hayat bizi budadıkça güçleniyoruz.
Üç şey vardır ki, hiç kimse kendisini bunlardan kurtaramaz. İster nebî, ister velî, ister âlim, ister câhil, ister zengin, ister fakîr, ister âmir, ister me'mûr, bu dünyâda hiç kimse ama hiç kimse şu üç şeyden yakasını kurtaramaz :
Dünyânın meşakkatinden
Halkın dedikodusundan
Azrâil'in kılıcından
Dünyâ bir mihnet-hânedir, buraya gelen kişi, Kârun