Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ufukta alçakta asılı kalan kış güneşi pencereden içeri girdiğinde oda kırmızı ve sarı renge boyanır. Sarı ahşap duvarlar ateşe döner koyu kahverengi masa örtüsü kana. Işık ve renkler hançer misali keser ok gibi deler ruhumu ve bedenimi kanım akar marazi. Melankoli. Marazi kanda hız eksikliği. Odamı işgal etmiş korkunç yaratıktan kaçmak için dışarı fırladım -temiz havaya.
Sayfa 187
Heidegger'in teknik ile teknoloji arasındaki farkı ortaya koyan bir misali var. Şöyle: Yelkenli kayık veya gemi insan yapısıdır. Suda yüzebilmesi rüzgâra bağlıdır. Tarım toplumunun adamı olan gemi sahibi tabiatla dost olmayı şiar edinmiştir. Tabiat ve insan yelkenli gemide el ele verir. Gemici rüzgârı-mevsimi-bulutu-denizi tanımak zorundadır. Bir biçimde "kâinatın kitabını" okur. Kainatın kitabını okumak farzdır. Rüzgâr müsaitse yol alır, sert ise bekler bir duldaya çekilir. Tabiata kafa tutmak, onunla savaşmak, onu yenmek kibir alâmetidir ve Hudûdullah'a aykırıdır. Buna mukabil "buharlı gemi" yelkenliye nazaran bin kat, on bin kat daha güçlüdür. "Buhar makinası" sanayi devrimini başlatan unsurların başında gelir. Onun için rüzgâr esmiş esmemiş vız gelir. Dalgaları yarar, mesafeleri aşar, yekpare zamanı delerek geçer. Haz ve hız döneminin müjdecisi olup göbeğinde "teknoloji"yi saklar ve insanoğlunun "tabiatla savaşı"ndan zaferle çıkar.
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Mescid- i Aksa' yı gördüm düşümde Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu Varıp eşiğine alnımı koydum Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu Gözlerim yollarda bekler dururum Nerde kardeşlerim diyordu bir ses İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Hocam ,modern uygarlık o kadar büyük ve bir hız ve telaş uygarlığı ki böyle şeyleri malesef fark edemiyoruz . Hâlbuki yani insanın bir gurûbu , bir gün batımını temâsa ederek kazanabileceği o kadar çok şey var ki.
Ben sana söyledim, hepten ölürüm ben İnan dönüşü yok bu hız seferi Bak bu tren devrilir, Bağırır bu raylar O sahte, o kart düzene.
Reklam
Allah bize akıl ve irade gibi iki güzellik vermiş, şartları hazırlamış, kuralları koymuş, bildirmiş ve uyarmış.Bunun üstüne her türlü özgürlüğümüz olsun ama hiçbir yaptırım olmasın demek hiç mantıklı değil. Merhamet olsun adalet olmasın demektir bu Bu talep yerine gelmiş olsa, bir sürü suç olacak ama cezasını bulmayacak.Peki işlenen suçların bir kısmı bize yönelik olursa ve canımız yanarsa, yine aynı şeyi düşünecek mi- yiz? O zaman "Adalet nerde?" diye haykırmayacak mıyız? İnsanoğlu böyledir. Hırsızlığa maruz kalmadığında hırsızlara karşı son derece merhametli. Ne olacak canım giden mal olsun, diyebilir.Ama kendisi buna maruz kaldığında hırsızın idamını bile ister.İşte bu tipik modern zaman bencilliği. Cehennemi istemeyenler, acı çekmemiş.haz ve hız içinde olanlar.Onlar ölümden ve kıyametten de korkarlar.Çünkü onların bu dünyada bir elleri yağda bir elleri balda.Acı çekenler, zulüm görenler, kötülüğe maruz kalanlar ise adalet ararlar.Kendilerine bunları yaşa tanların en ağır cezaya çarptırılmasını isterler.
%4 (10/238)
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Uzun İhsan Efendi’nin Düşü
Bir süredir inceleme yazmıyordum. Bunun sosyal, siyasal ve ekonomik sebeplerine girmeden önce inceleme yazmak isteyen fakat eli bir türlü kaleme gitmeyen birini düşledim. Kitap okuma ve inceleme amacıyla bir araya gelen bir toplulukta neden eskisi kadar inceleme yazılmadığını, içerikten görselliğe doğru gidişi ve rüzgârın nereden estiğini anlamaya
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,1bin okunma
"Sadece yukarı çıkan bir hız trenindeyim, Ve seninle en tepeye çıkmak benim için bir onur."
Sayfa 219Kitabı okudu
Matematik, edebiyat ve motosikletler. Şöyle de denebilir: Sayıların baştan çıkarıcı gizemi, edebiyatın zaman zaman anlatmaya çalıştığı dünyanın üstünden uçup gitme duygusu ve hız.
Sayfa 49
Reklam
Sermayenin gözdesi "buluş-icat" tır. (Ne kadar Ar-Ge o kadar kazanç). Yeni teknoloji eskisini rafa kaldırır. Hız ile hazza ayarlı sonsuz koşunun nükleer santralidir. Bilimsel yönetim, verimlilik, ölçülebilirlik, nesnellik, bilimin şaşmaz hükmü hukukta, orduda, evde, okulda, fabrikada, hayatın her noktasında nöbet tutar. "Hayat tarzı" belirlenmiştir. Aynı otomobillere biner bazen model değiştiririz; hepimiz takım elbise giyer kravat takarız, benzer ofislerde çalışırız, aynı müziği dinler aynı filimleri seyrederiz. Cep telefonu elimiz- kolumuz-aklımız-hafızamız-dilimiz her şeyimizdir. İlerleme, zengin olma, kalkınma-gelişme, refah konfor; bütün bunları kim istemez? Bu yüzden herkes Silikon Vadisi'ne odaklanmıştır. Herkes yarışa 100 veya 500 metre geriden de olsa katılmıştır. Koşacaksın. Yarışta tökezleyen atları vururlar. Bu acımasız koşu iki korku sebebiyledir. 1. Aç kalırız. 2. Bizi esir alırlar. Korkular yersiz mi dersiniz? Nefsimize uymuşuz, hesap gününü unutmuşuz, ne yesek doymayız; teknolojinin, "bilim"in, modanın, paranın vb. esiri olmuşuz zaten takma kafana mı dersiniz? Bana sorarsanız yine bir türkü derim. Aşık Mahzunî'den "Sermayem derdimdir, servetim âhım".
Yeni bir insan ve toplum psikolojisini örmek için amansız kültür savaşının öncüsü olmak : işte diriliş erinin görevi. İşte benim görevim. Ancak bu amansız savaşta hiçbir zaman unutmamam gereken nokta, estetik ve kültür problemlerine daldığım her sefer, inançtan hız almaya dikkat etmem gereğidir.
Sayfa 33 - Diriliş yayınları, 47. Baskı
Kendimden geçmiş bir biçimde hız alıyordum dertli meşelikler içinde Gün mavi kamyonların üzerinde ağarırken Kan ağlıyordu meşeler peygamber misali
Şenlik dağıldı, bir acı yel kaldı bahçede yalnız O, mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız Gitti dostlar, şölen bitti, Ne eski heyecan ne hız Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız - Ahmet Kaya
Vurdumduymazdı zaman; akardı alabildiğine, hız kesmeden, eyvallah demeden.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.