Edep bir taç imiş nur-u Hüda'dan,
Giy o tacı, Emin ol her beladan
Sayfa 106Kitabı okudu
“Tedbirini terk eyle takdir Hüda'nındır
Sen yoksun o benlikler hep vehm i gümanındır”
Şeyh Galip
... LEZÎZ
Gayb ile huzûra gel canına olsun lezîz Aybı gider kendinden 'irfâna olsun lezîz
Seyr-i sülûk sâdedir ‘ibâdu'llah'a göre Çünki Hak seni sevdi gelir îmâna lezîz
Müşteri mebî'yunda lâ ile illâ olan
Nefy ü istisnâyı geç gelsin vicdâna lezîz
Râh-ı hakîkat beğim sa'y ile olur derler Muhabbet bir bâdedir gelir ihsâna lezîz
Kâdı bu 'aşk yolunda yoruldu âh kaldı vâh
Mahz-ı feyz-i Hudâ'dır Gaybî erkâna lezîz
Meşrebi pâk gelenler neyler ta'lîm ü telkîn
Gaybiyâ dîvâna dur gelsin dîvâna lezîz
Bak kitâb-ı kâinatın safha-i rengînine!
Hâme-i zerrin-i kudret, gör ne tasvir eylemiş.
Kalmamış bir nokta-yı muzlim çeşm-i dil erbabına,
Sanki âyâtın Huda, nur ile tahrir eylemiş.
Sayfa 126Kitabı okudu
"Edep bir taç imiş nur-ı Hüdâ'dan
Giy ol tacı emin ol cümle belâdan.."
Kur'an hem zikirdir, hem fikirdir, hem hikmettir, hem ilimdir, hem hakikattir, hem şeriattır, hem sadırlara şifa, mü'minlere hüda ve rahmettir.
Sayfa 128 - EnvârKitabı okudu
1935’te İstanbul’da toplanan ulusal kadın kongresinde Mısır kadınlarını temsil eden Hüda Şârâvi, Atatürk’le olan konuşmasında:
“Türkler, Sizi, Atatürk, yani Türklerin babası diye adlandırıyorlar. Ben ise Ataşark, yani Şarkın babası diye adlandırıyorum” demiştir.
Hüda Şârâvi’nin konuşması sebepsiz değildi. Çünkü O, Atatürk’te bütün doğunun kurtuluşunu görüyordu.
Sayfa 131 - İnkilâp Kitabevi - İstanbul, 2019Kitabı okudu
Gelin dergâha dervişler
Kılalım zevk ü cünbüşler
Huda'nındır kamu işler
Bu meydân-ı muhabbettir
Şefîimiz Muhammed'dir(sas)
"Hak ol ki, Huda mertebeni eyleye ali"
''Bana kötü deyip kötülük edeceksen, Ya Hüda, ne farkın kalır benden, söyle.''
Sayfa 156 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Nâ-umîdî-râ Hudâ gerden zedest
{Allah, ümitsizliğin boynunu vurmuştur.}
|Hz. Mevlânâ
Sayfa 32 - Ötüken Yayınevi
Edeb bir tâc imiş nûr-i Hüdâ'dan
Giy ol tâcı emin ol her belâdan!..
Sayfa 59 - ERKAM YAYINLARIKitabı okudu
Allah'ım" dedi, "Bana bir yol göster. Benim tek başıma karar veremeyeceğim denli karışık bu iş. Ben bu ipin ucunu tek başıma getiremem. Senin benden ne istediğini bir bilebilsem; Seni hangi adımım benden razı kılar bir kestirebilsem. Ona göre hareket etsem. Ey Hüdâ-yı Alemin, bana bir işaret gönder."
İslam'ın temel bilgi ve amel kaynakları çok açık olmasına rağmen, bir harfi değişmemiş Kur'an-ı Kerim ve büyük ilmî emeklerle sahihi sakiminden ayrılan sünnet önümüzde dip diri durduğu hâlde; modern zamanlarda bu bilgi kaynaklarının karşı karşıya getirilmesi şeklinde kendini gösteren usûlsüzlük; Kur'an İslam'ı Hadis
Türkçe’de kullanılan “Tanrı”, İngilizce’de kullanılan “God”, Almanca’da kullanılan “Gott”, Fransızca’da kullanılan “Dieu”, İtalyanca’da kullanılan “Dio”, Farsça’da kullanılan “Huda” ve bunun gibi hiçbir dildeki hiçbir isim, hiçbir şekilde “Allah” ismini tam olarak karşılamaz ve karşılayamaz.
