Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu gezegenin tozuyum kendimi yine sileceğim Sana gelmiyorum bu yara başka hastalıktan Bir hatıra bile değilsin ben içeri girerken Ben dışarı çıkarken fil mezarlığı arlık yüzün.
Kendimizi kandırmayalım. Her an yığılabiliriz. Gittikçe çoğalan, insanların uçtukları rüyalar, camdan dışarı fırlayışları sonra tekrar içeri dönüşleri, daha önce hiç görmediğim güzel insanlar, bitkiler, şemsiye büyüklüğünde devasa yapraklar. Her türlü önlemi alırız, ama yaşam için değil, ölmek için.
Reklam
"DÖŞEĞİMDE ÖLÜRKEN"İ NASIL OKUMALI? 1- "Döşeğimde Ölürken" ve Faulkner William Faulkner, beşinci romanı “Döşeğimde Ölürken”i 1929'da yalnızca altı haftada, Büyük Depresyon’ın başlangıç tarihi olan 29 Ekim 1929’dan bir gün önce başlayarak, yazdı . 1930'da küçük düzeltmeler yapıldıktan sonra yayınlanan roman,
Ne güzel tasvir etmiş
Güneşin, saçlarının kızgınlığını Balık Takımyıldızı'nın gölgesinde serinlettiği, gecelerin artık hemen hemen gündüzlere eşit olduğu yeni yılın o ilk günlerinde o; yapısı uzun zaman kalmasına imkân vermese de, kırağının toprak üzerinde beyaz hemşiresinin resmini taklit ettiği sıralarda, hayvanları otsuz kalan köylü kalkıp bakar ve her yeri beyaza bürünmüş görerek dövünmeye başlar; içeri girer, ne yapacağını, ne edeceğini kestiremeyen bir kişi gibi şuralarda buralarda ah, vah eder durur, sonra bir kez daha dışarı çıkınca, dünyanın çok geçmeden biçim değiştirmiş olduğunu görerek ümidi tazelenir, değneğini alır, koyunlarını otlatmaya götürür.
Sayfa 222Kitabı okudu
320 syf.
·
Puan vermedi
·
21 günde okudu
Kör Olası Çöpçüler
Öğrencilerimden biri derse girişte çok güzel bir kitap okuduğunu ve bunu arkadaşlarıyla paylaşmak istediğini söyledi. Öyle heyecanlı bir şekilde anlattı ki ayın okunacak kitabı olarak "Çöpçüler"i belirledik. Gerçekten de öğrencimin kitabı beğenmesine hak veriyorum. Farklı bir olay örgüsü var. Hadi gelin sizi kitap kahramanlarıyla
Çöpçüler
ÇöpçülerDarren Simpson · Genç Timaş Yayınları · 2020394 okunma
"Bakışlarınızı kendi yüreğinize çevirebilirseniz ancak görüşünüz aydınlanır. Dışta her şey çatışır durumdadır; ancak içerde bir uyum içinde birleşebilir. Dışarı bakanlar düş görmektedirler; uyanıklar içeri bakanlardır..."
Sayfa 384 - Payel YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Anlattığı benim iç acılarım...
İçeri akan gözyaşları, dışarı akandan daha çok acı verir.
Dışarı çıksa bir dert, içeri sokulsa başka bir dert; büyümek göze batmaktı sadece.
Annem içeri dışarı girip çıkıyor, yemekler hazırlıyor, somyanin her önünden geçişte basma örtüsünü çekiştiriyor. Onun kaygısı beni bu adamlardan korumak degil mi? Böyle bir düşmandan saklamak. Ama sonunda o dünyanın insanlarından birine karı diye armağan etmek.
Evlilik kafese benzer. Dışarıdakiler içeri girmeye uğraşırken, içerideki kuşlar dışarı çıkmaya can atar.
Sayfa 22
Reklam
BALONLAR PATLADIĞINDA NEDEN SES ÇIKARIR?
Balonun içindeki hava, balonun yüzeyini içeri doğru çeken elastik gerilim nedeniyle dışarıdaki havadan daha yüksek bir basınca sahiptir. Balonun bir yerine iğne batırdığınızda, o noktada küçük bir delik oluşur. Bu deliğin etrafındaki lastik yapı artık her tarafından eşit miktarda çekilmez, çünkü deliğin merkezinden uygulanan bir kuvvet kalmamıştır. Böylece net kuwet, lastiği delikten hızla çekmeye başlar ve delik büyür, büyüdükçe de lastik daha büyük bir kuvvetle çekilmeye başlar. Saniyenin çok küçük bir zaman diliminde, balonun bütün yüzeyi, deliğin açıldığı noktanın tam zıt tarafında toplanmış olur. Balonun içindeki yüksek basınçlı hava artık serbest kalmıştır,. bu serbest kalan yüksek basınç dalgası da kulağımıza gelen o patlama sesine neden olur. Eğer balona bir yapışkan bant yapıştırıp iğneyi bu bant üzerinden batırırsanız, patlama sesini duymazsınız. Çünkü yapışkan bant üzerinde bir yüzey gerilimi yoktur, ayrıca bant lastik yüzeyin geri çekilmesini dengeleyecek kadar güçlüdür. Bu nedenle delik büyüyemez ve içerideki hava yavas bir sekilde dışarı sızar. Aynı sekilde farklı sekillere sahip helyum içerikli Mylar balonları da bildiğimiz şekilde patlamaz. Çünkü bu balonların yüzeyleri önceden esnetilmis plastiklerden ibarettir, bu nedenle elastikliği düşüktür ve bir anda bütün havayı dışarı verecek sekilde küçülmez.
Kendimize ait bir pencereden bakarız dışarı. Kendimize ait bir kapıdan gireriz içeri.
...bir insanı en çok yıkacak yöntem, tam tersini yapmak, yani onu hikâyeden özgür bırakmış gibi yapmak olurdu. Bunun için adamı alıp sivilleri giydirirsin; her şeyin ayarlandığını, tahliye olacağını söylersin; gözlerini bağlayıp dışarı çıkarır, etrafta bir iki tur attırırsın; sonra tekrar içeri alıp gözlerindeki bağı çözersin; adam başladığı yere geri döndüğünü gördüğünde bütün dünyası başına yıkılır.
Sayfa 316 - MARTI YAYINLARIKitabı okudu
Pencereyi kapama gök dolabilir içeri, sen neyi görebilirsin ıslak bir bulutun ağışını mı? pencereyi kapama kuş dolabilir içeri, sen neyi taşıyabilirsin kırık bir dalın yükünü mü? pencereyi aç soluğun çıksın dışarı sen büyütmedin mi ciğerinde onu Kokusu hayatı yıkasın diye Pencereyi aç sesin sarsın dünyayı duyulur elbet ta ötelerden Yürek kendini tanır. Arkadaş Z. Özger
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.