Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Kant der ki, mekân ile zaman alıcı olma halimizin biçimidirler. Oysaki kavram bizim dolaysızlığımızın, bizim kendiliğindenliğimizin veya faalliğimizin biçimidir. Zamanın tarihine Kant'm bu kadar dâhice ge­tirdiği yenilik nedir? Mekân ile zamanın belirlenimlerinin kavramsal belirlenimlere indirgenemeyecekleri bir kez kabul edildi­ ğinde mekânsal-zamansal belirlenimlerle kavramsal belirlenim leri yine de ve her şeye rağmen birbirlerine tekabül ettirmek ba­ şarılamazsa bilgi hiçbir zaman mümkün olmayacaktır - işte bu bilginin bir tür mucizesidir. Ve Kant işte buna erişmek amacıyla sistemini yepyeni kavramlarla inşa etmeye girişmektedir. Çok katı, çok sert bir filozoftur o; bir sürü karmakarışık kelime kul­lanır durur ama bunlar hiçbir zaman etkilemek için kullanılan kelimeler değildirler. Kant lirik değildir. Hayatı üstüne bir şeyler yazmış olan sekreterlerini gidip okuyun: Çok sakin, çok derli toplu bir hayatı vardı... Thomas de Quincey, Kant'ın sektreterlerinin ilettiklerini tercüme etti, biraz da düzenledi, güzelleştirdi - bu Immanuel Kant'ın Son Günleri metnidir. Harikulade bir metindir.
Sayfa 37 - PdfKitabı okudu
Reklam
572 yılında Mukan Kağan'a yapıldığı gibi Kül Tegin'e de büyük bir cenaze töreni düzenlendiği anlaşılmaktadır ( 1 Kasım 731). Kül Tegin için bir anıt dikilecekti. Bilge'nin sözleri yazıta Yollug Tegin tarafından oyma suretiyle yazıldı. Çin'den en iyi sanatçılar ve ustalar getirilmiş, olağanüstü güzel bir türbe in­şa ettirilmişti. Ressam ve heykeltıraşlara içi süslettirildiği gibi, heykeller de konmuştu. Bilge yazdırttığı kitabeyi Gök Türklerin merkezine yakın ve kolay erişilebilir bir mevki olduğundan bulundukları merkezde bir yere diktirmişti. Çin imparatoru yazıta kendi sözlerinin ayrılarak yazılması, türbenin dikilmesi ve sair işler için çok kabiliyetli altı usta göndermişti. Oyma suretiyle işlenen yazılar ve türbe ile heykelleri ipek gibi temiz, zarif olmuştu. Daha önce Gök Türk ülkesinde böyle güzel yazılar ve eserler olmadığı için Bilge'nin bunları gördüğünde, hele de kardeşinin savaş tasvirleriyle karşılaştığında hüzünle karışık hayranlığını gizleyemediği bildirilmektedir. Bilge Kağan artık yalnızdı. 697 yılından beri devlet yönetiminde ve savaş meydanlarında omuz omuza çarpıştığı Kül Tegin ve Tonyukuk artık yoktu. Zaten Orta Asya'da ona karşı duracak herhangi bir güç de kalmamıştı. Sadece, 733 yılında Tatabı halkı Kıtanlardan ayrılmıştı. Herhalde başkaldıracaklardı. Onların General Ku kumandasındaki kırk bin kişilik ordularını Töngker Dağı'nda mağlup eden Bilge Kağan, otuz bin askerini öldürdü. Bu arada, büyük oğlu hastalanıp ölünce General Ku'yu balbal olarak dikti.
Yeni okullar inşa etmek ve yollar açmak gibi harcamalar, Osmanlı kanunları tarafından düzenlenen umumî vergilerin gelirlerden karşılanıyordu ve bu gelirler pâyitahta yakın olsun uzak olsun, devletin her tarafında umumun menfaatine açıktı. Ancak şunu iddia edebiliriz ki bu gelirlerin yüzde sekseni, tamamen Türklere ait bölgelere harcanıyordu. Burada çok açık bir haksızlık söz konusuydu. Ayrıca nazırların çoğu yine yöneten unsurdan seçiliyordu. Sadece Evkaf nazırı Araplar arasından çıkıyordu. Diğer azınlıkların nazırları ise sadrazam tarafından vekâleten seçiliyordu. Bütün bunlar, tek unsur [Türkler] tarafından uygulanan bir istibdat yönetimi demek oluyordu. Birçok unsurdan oluşan bir devlette görülen böylesi bir parlamenter yönetim sonuçta devleti ayrılık ve parçalanmaya götürmüş, halk içinde düşmanlıklar meydana getirerek yıkımı hazırlamıştı. İşte Osmanlı Devletinin başına gelen buydu.
Yeni okullar inşa etmek ve yollar açmak gibi harcamalar, Osmanlı kanunları tarafından düzenlenen umumî vergilerin gelirlerden karşılanıyordu ve bu gelirler pâyitahta yakın olsun uzak olsun, devletin her tarafında umumun menfaatine açıktı. Ancak şunu iddia edebiliriz ki bu gelirlerin yüzde sekseni, tamamen Türklere ait bölgelere harcanıyordu. Burada çok açık bir haksızlık söz konusuydu.
Çağımızın Batı Uygarlığıyla daha önce gelip geçmiş ya da henüz varlıklarını şu veya bu biçimde, şu veya bu düzeyde sürdüren öbür uygarlıklar arasında bir de şu fark göze çarpıyor: bugünkü Batı Uygarlığı, tarihte eşi görülmemiş bir egosantrik mizaç ve tutkuyla, kendinden öncekilerden kalan değerleri âdeta önce sterilize ediyor, paketliyor,
Sayfa 22 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Dicle - Fırat nehirlerinin oluşturduğu taşkın havzaları, sıklıkla, bereketli hilal olarak anılır ve dünyadaki en eski kentsel kültürlerden bazılarının beşiğidir. Bunların ilki olan Obeyd ya da Ubeyt kültürü günümüzden önce 7000 yılında ortaya çıktı. Ne var ki, bereketli Hilal, Asya sisteminin hemen batısında uzanır ve Muson koşullarının
Sayfa 126 - SAYKitabı okudu
Salih Bozok...
Saat 9'u 25 geç... Matem halindeki Dolmabahçe Sarayı tek el silah sesiyle irkildi. Sedef kabzalı Smith Wesson'ın namlusundan çıkan mermi, adeta çığlık gibi koridorları dolaştı. Koştular hemen alt kata ... Kanlar içinde yerde yatıyordu. Kalbine dayamış, tetiğe basmıştı. Salih Bozok... Mustafa Kemal' in yaveriydi.
Sayfa 449 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Ecevit
Gelmiş geçmiş en namuslu politikacılardan biriydi. Hayali, köykent projesiydi. Dokuz köyü pilot bölge seçti. Eşek bile yürümekte zorlanıyordu, 160 kilometre yol yaptı, uçak pisti gibi, dörder şeritliydi. İki bardak yağmur yağınca çoluk çocuk boğuluyorlardı, köprüler yaptı. Zehirleniyorlardı, derelere akan fosseptikleri kapattı, kanalizasyon yaptı.
Sayfa 62 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
N*zi Kampları-III
1942 Ocak ayında Berlin'de düzenlenen ve üst düzey N*zi yetkililerin katıldığı Wannsee Konferansı'nda Avrupa'daki Yahudileri ortadan kaldırmaya yönelik bir program hazırlandı. Kıtanın dört bir yanından Yahudi erkek, kadın ve çocuklar toplanacak, geniş ölçekte sistematik katliam yapılmak üzere gaz odaları bulunan kampların inşa edildiği N*zi idaresindeki Polonya'ya trenle tehcir edilecekti. Planın uygulanmaya başladığı ilk yılda 3.000.000'a varan sayıda Yahudi katledildi.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Hayy Bin Yakzan
Bilinen kısa ismi ile İbn Tufeyl (ö. 1185), bir İslam devleti olarak Ortaçağ’da, Güney İspanya’da kurulmuş olan Endülüs’te yaşamış, pek çok bilim alanında uzmanlaşmış bir Arap Müslümandı. Ünlü kitabının ve kahramanının ismi Hayy bin Yakzan idi. Hayy'in kısaca özetleyeceğimiz öyküsü "yeryüzünün en ılıman ve mükemmel havasına sahip,"
Lizbon Depremi
Portekiz şehri Lizbon, 1 Kasım 1755'te aynı anda yıkıcı bir deprem, tsunami ve yangına maruz kalarak yerle bir oldu. Bu olay tartışmasız olarak ilk defa bir hükümetin, günümüzde yaşanan felaketlerdeki gibi bir kurtarma operasyonu düzenlemesine örnektir. Pratikte hükümetin kontrolünü elinde tutan Marquis de Pombal, ayaklanmaları asgari seviyeye indirmesi için orduyu göreve çağırdı, yangınlar söndürüldü, toplu definler düzenlendi (bunlar vebayı önlemek için denizde gerçekleşti) ve akabinde özenli bilimsel araştırmalar ve analizler yapıldı. Bu afetin Aydınlanma Çağı Avrupa'sı üzerinde hatırı sayılır etkileri oldu, can kayıpları içe bakışa yol açtı. Voltaire Candide'i, üzerinde yaşadığımız dünyanın "mümkün dünyaların en iyisi" olup olmadığını sormak için yazdı. Kant jeoloji çalışmak için felsefeye ara verdi. Lizbon depreme dayanıklı bir şekilde yeniden inşa edildi fakat masraflar ve kayıplar Portekiz'in imparatorluk olarak genişlemesini durdurdu.
Sayfa 212 - Kronik KitapKitabı okudu
1789-1799 arasında Fransa genelinde, koreografisi dikkatlice tasarlanmış bir şekilde yüzlerce bayram düzenlenir. "Bayramlar katılımcılarına, onların kendi devrimlerinin mitsel kahramanları olduklarını" hatırlatmaktadırlar. Devrim ilerledikçe bu bayramlarda, "özgürlük kurbanları kültü" ağırlığını hissettirecek ve Le Peletier, Chalier, Maral, Bara ve Viala (hepsi "1793 cumhuriyetçi mücadelesinin genç kahramanları") aracılığıyla "cumhuriyetçi rejim sevgisi" aşılanacaktır. Ayrıca bu isimler etrafında bir "büyük adamlar kültü" de oluşturulmaya başlamıştır. Bu kült inşa edilirken, neredeyse tamamen, Katoliklikteki azizler kültü taklit edilmektedir. Böylece kısa süre zarfında artık büyük adamlar kültü, "bir nevi ikame Hıristiyanlık" halini alacaktır.
Şamil'in oğlu Cemaleddin esir alınıp St. Petersburg'a getirileli on üç yıl olmuştu. Bu on üç yıl içerisinde Şamil, Zümrüdüan­ka gibi Ahulgo'nun küllerinden yeniden doğmuş ve Kafkasya'ya hakim olmuştu. Rus askerleri, akın akın bu dev gibi adama sal­dırmış ancak geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu on üç yılda, esir olarak St.
257 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.