Eser Cemil Meriçin otobiyagrafisi ve onun yaşamını ifade eden bir kronoloji ile başlıyor. Ki eserini okumadan önce Sayın Cemil Meriç hakkında bilgi sahibi olmak gerek. Onu bilmeden tanımadan düşünce dünyasını ve eserinde anlattıklarını anlamak daha doğrusu doğru anlamak zor. Önce O'nu tanımak, tanışmak sonra yavaş yavaş düşünce dünyasına adım
Bugün 14 şubat o zaman bende yalnızım diğer yalnız arkadaşlar için ayrıntıları vermedeki ustalığının yanı sıra psikolojik tahlilleri ve güçlü edebi ifadesiyle
Fyodor Dostoyevski tadını aldığım en değerli ve entellektüel yazarlarımızdan biri
Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.
- Ağabey, evlenmek istiyorum, ne dersin ?
+ Evlen. Lakin evvela dindar bir kız almalısın. Sonra biraz kitap okumuş ve mürekkep yalamış olsun. Şimdikiler çeyiz hazırlamakla meşgul. Sen mala değil, imana ve ilme bak. Sonra kızla ‘annesinin babasının yanında’ konuş. İslami bir kıyafette gezecek, İslami olmayan yerlere gitmeyecek. Evine misafir gelecek. Sohbet edip kitap okuyacaksın. Ve alimler meclisine gidip ilim öğreneceksin. O bunlara mani olmayacak. Asgari geçim şartları içinde geçinecek, gerisini İslamiyet’in istediği yere vereceksiniz, ibadet edecek, kitap okuyacak, öğrendiklerini kadınlara anlatacak.
- Desene ağabey, evlenme diyorsun! Böyle birini nasıl bulacağım? “
+ Hayır, bulursun. Allah’ın ne güzel kulları var. Erkeğin de iyisi vardır, kadının da.İdealist erkek olduğu gibi idealist kadın da vardır. Evlendikten sonra kadını mutfağa ve beşiğe mahkum etme! “ En çok Allah’ı sev. O’ndan daha fazla hiç bir şeyi sevme ve her şeyi Allah yolunda harca. Çünkü bir insan neyi çok seviyorsa; o, onun putudur.”
♡♡♡♡
O zamanların elit ve şımarık çocuğu ben, birisini gördüm pazarda...
Gerçekten ve gerçekten o dilenci degildi, çalışamayacak kadar fiziken mağdurdu.
"Acaba birileri bir iki lokmalık birşeyler verirde, çocuklarıma götürebilirmiyim" ümidi ile yanaştığı tezgahlarda pazarcıların gözlerine bakıyor, yüz bulamayınca sanki içi ağlar gibi