Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birinci dünya harbi ile birlikte ortaya çıkan uluslararası düzen, ulusların barış temelinde ilişkilerinin yapılandırılmasını amaçlayan kurucu bir idealizm merkezinde yapılanmıştır. 10 Ocak 1920'de İsviçre'de kurulan Milletler Cemiyeti devletler arasındaki sorunların barış temelinde çözülebilmesinia kurumsal imkanı olarak düşünülmüştür. Davet üzerine Türkiye'nin 18 Temmuz 1932'de resmen üye olduğu bu Cemiyet, idealize edilen etkinliği ve dinamizmi gösterememiştir. ABD ve Rusya'nın üye olmadığı Cemiyet, daha çok İngiltere ve Fransa'nın uluslararası çıkarlarının kurumsal hamisi olarak görev icra etme misyonunu üstlenmiştir. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisinin genel başka m Adolf Hitler'in 30 Ocak 1933 tarihinde iktidara gelmesi sonrasında Almanya, Versailles Antlaşmasını tanımayarak ülkenin Cemiyetten ayrılışı ilan etmiştir. Daha sonra 1 Eylül 1939'da Almanya'nın Polonya'yı işgali üzerine Fransa ve İngiltere Almanya'ya karşı savaş açmıştır. Böylelikle, devletler arasında ortaya çıkabilecek anlaşmazlıkları barış temelinde çözülmesini öngören dünya siyasal sisteminin kurumsal yapısı kısa sürede çökmüştür.
Sayfa 32 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
Fransa’nın Osmanlı Türkiyesi’nde göz diktiği bölgelerin başında Suriye, Güneydoğu Anadolu ve Kilikya denilen Adana bölgesi geliyordu. Fransa tekstil sanayii için ihtiyaç duyduğu Çukurova pamuğunu düşünerek, İngiltere ve Rusya ile Türkiye’yi paylaşma antlaşmaları yaparken adı geçen bu bölgelerin kendi payına verilmesini sağlamıştır.
Reklam
En küçük bir ulusun üyeleri bile kendi yurttaşlarını doğrudan asla tanıyamazlar, ama yine de her birinin kafasında kendi toplumlarının geçmişten gelen mitler, tarihten ve kültürlerinin imgeleri yaşar. Toprakları üzerinde başka kavim, din ve dillerle birlikte yaşasalar da, İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya, Türkiye, Japonya gibi... kendi uluslarının isimleriyle anılmaktadırlar. Hiçbiri kavminin adının devletin adı olmasından vazgeçmez, böyle bir şeyi hayal bile etmez, ettirmezler. Ülkenin içinde yaşayan her insanın demokratik hak ve özgürlüğü ayrıdır ve bu konuyla hiçbi ilişkisi de yoktur!
Sayfa 38
Silah şirketlerimiz dünyanın en kârlı kuruluşları arasında yer alıyor. İngiltere, Fransa, Rusya ve Brezilya ile birleşince satışları yılda 900 milyar dolar’ı buluyor.
Sayfa 242 - April YayıncılıkKitabı okudu
İttihat ve Terakki Cemiyeti
... Yurt dışına sürülen veya kaçan İttihatçılar Paris'te toplanmıştı. Orada gazeteler çıkarıyor, bunları gizli yoldan Türkiye'ye sokuyor, padişah aleyhtarlığını yaymaya çalışıyorlardı. Kâh İngiltere, kâh Fransa, kâh Rusya bunları destekliyordu. Çünkü Sultan Abdülhamid gibi bir siyasî ve dinî otoritenin Osmanlı Devleti'nin başında bulunması, yabancıların menfaatlerine aykırı düşüyordu. Ermeniler Doğu Anadolu'da bir devlet kurmak, Yahudiler Filistin'e yerleşmek, İngilizler Arap Yarımadası'nda kökleşmek, Ruslar Balkanlar'dan sıcak denize inmek, Fransızlar imparatorluktan pay almak, Yunanlılar İstanbul'u geri almak için İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne sızmışlardı... Samimi İttihatçıların düşüncesine göre, Abdülhamid devrilince Avrupa devletleri Osmanlı Devleti'ni rahatsız etmeyecek, sıkıştırmayacaklardı. Böylece Osmanlı Devleti rahatlayıp bütün enerjisini kalkınma yolunda harcama fırsatını bulacaktı. Oysa bunun tam tersi oldu ve Osmanlı Devleti kısa süre içinde acemi ittihatçıların elinde parçalandı.
Sayfa 494 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okudu
Osmanlı devlet adamlarından Mustafa Reşit Paşa, Osmanlı Devleti'nin kadim düşmanı Rusya'ya dayanamayacağı görüşünü savunuyordu. Bu sebeple 1839 yılından itibaren Dışişleri Bakanı olarak Sultan Abdülmecid üzerinde etkili olmaya başlamasıyla devletin dış politikasını İngiltere üzerine yöneltti. Bu dönemde ilan edilen Tanzimat Fermanı, İngiltere ve Fransa'ya yakınlaşmanın bir aracı olarak görüldü.
Sayfa 105 - Timaş Yayınları, Taha Niyazi KaracaKitabı okuyor
Reklam
Hey gidi şevketlü Devlet-i Osmânî!
Osmanlı Devleti, 623 senelik şanlı tarihi boyunca 60 kadar ülkeyi hakimiyeti altına alıp, aşağıda gösterilen sürelerde adalet tevzi ederek idare etmiştir: Devletin Adı Yıl Bulgaristan. 545 Ege Adaları. 541
Birbirine rakip emperyalist güçler, Fas'ta, Doğu'da, Güney Afrika'da, Orta Doğu'da, ve özellikle de Güneydoğu Avrupa'da birbirleriyle rekabet içindeydiler. Yerel güçlerin birbirleriyle sürtüşmeleri, bir noktada, rakip emperyalist merkezleri birbirine düşürecek kıvılcımı çakabilirdi. Beklenen patlama, bir Sırp milliyetçisinin Avusturya arşidükünü bir suikast sonucu öldürmesiyle ortaya çıktı. Avusturya, Sırbistan'a karşı cezalandırıcı eylemlere girişti; Rusya, Sırplara arka çıktı; Almanya hemen Avusturya'nın yanında yer aldı; Fransa Rusya'ya destek verdi; İngiltere, Almanya'yı olduğu yerde tutmak beklentisiyle Fransa ile aynı safta savaşa girebilmek için Belçika ile 80 yıl önce imzaladığı bir antlaşmayı bahane ederek sürece dahil oldu. Kapitalizmin kırk dört yıllık 'barışçıl genişleme süreci, insanlık tarihinde bugüne kadar görülmüş en korkunç savaşın hazırlayıcısı olmuştu. Onyıllarca Prusya devle- tinin ve Alman işçi sınıfı hareketinin düşüncesini belirlemiş istikrarlı koşullar, köklü biçimde değişmeye başlamıştı.
Hınçaklar amaçlarına ulaşmakta tam bir başarısızlığa uğradılar. İsyanların başarısı Avrupa'nın müdahalesine bağlıydı. Kendi isyanlarının Bulgaristan'daki modeli takip edeceğini ummuşlardı. İlk başlarda, plan başarılıydı: kendi kışkırtmaları Müslümanların, Ermeniler üzerine hücumunu artırdı. Avrupa'da, Müslümanların Ermenileri öldürmesi çok mübalağalı olarak, hatta çatışmayı başlatmış olan Ermenilerin Müslümanlara saldırısından çok az söz edilerek rapor edildi. Ama yine de Avrupalılar müdahale etmediler. Diğer Avrupalılar, Osmanlı İmparatorluğu'nun, Ermeniler lehine parçalanmasının Rusya'nın işine yarayacağından korktular: Rusya'nın düşmanı olan Osmanlı İmparatorluğu ortadan kalkabilirdi. Yeni kurulacak herhangi bir Ermeni varlığı Rusya'nın etki sahasına girerdi veya büyük olasılıkla kuzeydeki Ermeni eyaleti gibi Rus İmparatorluğu'na eklenirdi. Güçler dengesi İngiltere ve Fransa'nın buna izin vermemesini gerektiriyordu.
Sayfa 60 - TÜRK TARİH KURUMU YAYINLARIKitabı okudu
Rusya İşçi ve Köylü Geçici Hükümeti bütün savaşan ülkelerin hü-kümetlerine ve halklarına bu barış teklifini sunmakla, bugünkü savaşta yer alan uluslar arasında insanlığa en çok bağlı bulunan ve bu ulusların en önemlileri olan İngiltere, Fransa ve Almanya’nın bilinçli işçilerine de eşit olarak ve özellikle seslenmiş olmaktadır. Bu ülkelerdeki işçilerin ilerleme ve sosyalizm davasına büyük hiz-metleri dokunmuştur: İngiltere’deki Çartist hareketi, Fransız pro-letaryasının yapmış olduğu dünya çapında tarihsel önemde bir-çok devrim ve en son olarak, Almanya’da, bütün dünya işçilerine sürekli ve sağlam bir hareket örneği veren Alman proleterlerinin etkin örgütünün yaratılmasıyla sonuçlanan Olağanüstü Yasalar’a karşı tarihî savaş... İşte bu tarih anıları, bu ülkeler işçilerinin savaş felaketlerinden ve savaşın sonuçlarından insanlığı kurtarmak için kendilerine düşen görevi anlayacaklarının ve bu işçilerin kesin, enerjik ve sürekli hareketleriyle barış davasının başarılı bir sonuca varmasında bize yardım edeceklerinin en kesin garantisidir...
Sayfa 142 - Yordam kıtap Aralık 2017Kitabı okudu
Reklam
Eğer İngiltere olmasa, Almanya'nın Rusya ve Fransa'yı birkaç hamlede dağıtacağından kimsenin şüphesi yoktu. Har­bi bir çıkmazlığa mahkum eden İngiltere, bizi açık olarak on­ların cephesine yaklaştırmayan da Rusya idi.
Gerçekler kısa sürede Irak askeri cephesine yansıdı. İngiltere Rusya'yla komşu bir nüfus bölgesi istemediği için Sykes-Picot antlaşması uyarinca Musul'u Fransa'ya bırakmıştı. Yeni gelişmeler karşısında kontrollerini bu vilayetin ötesindeki bölgelere, yani antlaşmanın Rusya'ya verdiği Kürt bölgelerine göz dikmeye başladı. Bu
Sayfa 35 - Aram YayınlarıKitabı okudu
Köleliğin Sonu
Ortaçağ'daki serfler (toprağa bağlı köleler) de nazara alınırsa, Avrupa'da kölelik öteden beri çok yaygındı. Köleler, hemen hiçbir insanî hakka malik olmadıkları gibi, en ağır işlerde ölesiye çalıştırılırlardı. Fransız ihtilälinden sonra Batı Avrupa'da beyaz köle adedi çok azalmıştı. Ancak Doğu Avrupa'da bilhassa Rusya'da
Girit'te Türkler İçin Sonun Başlangıcı Olan İsyanlar
Osmanlı İmparatorluğu'ndan koparak kurulan ilk bağımsız devlet olan Yunanistan, bunu İngiltere- Fransa- Rusya ittifakına borçludur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.