Değişir miyim seni bir yaz gününe?
Çok daha güzelsin sen çok daha ince:
Mayısın goncaları sert rüzgarlarla titrer,
Yaz günleri kısa bir düş gibi gelir geçer:
Bazen cehennemin ateşi tepende parlar,
Sonra altın gibi saçlar sararıp solar
Her ne kadar güzel olsan sonun değişmez;
Ne şans, ne doğa yasası sana yardım etmez.
Fakat senin sonsuz yazın hiç solmayacak,
İnce güzelliğin de hiç silinmeyecek,
Ne de ölüm seni gölgesine alabilecek,
Unutulmaz izlenimlerin ebedi sürecek;
İnsanlar soluk aldıkça, gözler gördükçe
Aşkım yaşadıkça, sana da hayat verecek."
Bir yandan tüm bu salgınlar yaşanırken, bir yandan da yenileri çıkmaya devam etti çünkü dünyadaki kadın ve erkek sayısı çok artmıştı.. İnsanlar daha kalabalık yaşadıkça yeni yeni mikroplar çıkıp salgın hastalıklara neden oluyordu..
Sayfa 22 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Ben sensiz olanlara seni aratıyorum,
Ben sensiz kalanlara seni yaratıyorum,
Seni saklayacağım, seni yazıp andıkça
Kendimi çoğaltıyor, seni kuşatıyorum.
Unutturmayacağım, seni yaşatacağım,
Kendimi çoğalttıkça, seni kuşatacağım,
Her zamanda, her yerde sen bende yaşadıkça...
Sen evreninde sana seni aratacağım
📝| Ansızın, Özdemir Asaf
Bu kitap Pessoa dünyasına girmek için şu ana kadar okuduğum en ideal kitap. Özellikle “Huzursuzluğun Kitabı”nı okumak isteyen okurlara öncelikle bu kitabı okumalarını tavsiye ediyorum. Çünkü bu kitap adeta bir fragman görevi görüyor. Kitap bu özelliğinin yanında Pessoa’nın kişiliğine dair de okura çok temel bilgiler sunuyor.
Pessoa gerçekten
Bir kadının ne kadar güzel olduğunu bilmesi iyi mi, yoksa kötü mü? Ben küçükken anneannem hep, ‘’Güzelin kaderi olmaz, Allah çirkin kaderi versin.’’ derdi. Yaşadıkça bu atasözünün ne kadar doğru olduğunu gördüm. İnsanın kaderini değiştiren güzelliği değil, güzelliğin arttırdığı beklentileridir. Hayattan ve insanlardan ne kadar çok şey beklersek, hayal kırıklıklarımız da o kadar çok ve derin oluyor. Güzellik bazen çok bencilleştiriyor insanları. Bazen de başkalarını daha kolay küçümseyebiliyor güzel insanlar. Ve bu büyük avantaj, böylece bir dezavantaja dönebiliyor ve mutluluğu, adam yerine koymadıkları o çirkinler kadar bile tadamıyorlar.
Değişir miyim seni bir yaz gününe?
Çok daha güzelsin sen çok daha ince:
Mayısın goncaları sert rüzgarlarla titrer,
Yaz günleri kısa bir düş gibi gelir geçer:
Bazen cehennemin ateşi tepende parlar,
Sonra altın gibi saçlar sararıp solar
Her ne kadar güzel olsan sonun değişmez;
Ne şans, ne doğa yasası sana yardım etmez.
Fakat senin sonsuz yazın hiç solmayacak,
İnce güzelliğin de hiç silinmeyecek,
Ne de ölüm seni gölgesine alabilecek,
Unutulmaz izlenimlerin ebedi sürecek;
İnsanlar soluk aldıkça, gözler gördükçe
Aşkım yaşadıkça, sana da hayat verecek..
(William Shakespeare)
Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer
Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın
Taze tomurcukları sert rüzgarlar örseler
Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın.
Işıldar göğün gözü yakacak kadar sıcak
Ve sık sık kararır da yaldız düşer yüzünden
Her güzel güzellikten er geç yoksun kalacak
Kader ya da varlığın bozulması yüzünden.
Ama hiç bitmeyecek sendeki ölümsüz yaz
Güzelliğin solmaz ki, asla olmaz ki hurda
Gölgesindesin diye ecel caka satamaz
Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda;
İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir
Yaşadıkça şiirim sana da hayat verir...
İnsanın çocuksu, temiz vicdanı tohumun içindeki öz gibidir. Bu öz olmadan hiçbir tohum gelişemez ve bizleri ileride ne beklerse beklesin, insanlar yaşadıkça hak, doğruluk denen şey de orada var olacaktır.
Vahşi Kadın'ın Dünyasına girmeye hazır mısınız ?
Doğru sorular bazen bize hiç faydası olmayan binlerce cevaptan daha faydalı olabilir. Önemli olan o doğru soruyu kendimize sorabilmemiz. Bu kitap için inceleme yapabilmek oldukça zor. Ama yine de böyle harika bir kitabı bitirdikten sonra hakkında bir şeyler yazmadan geçmek de yazara saygısızlık