Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsan nasıl mutlak bir Tanrı'nın var olduğuna içtenlikle inanabilir ki? Her şeyi bilen Tanrı kötülüğün var olduğunu bilir; her şeye kadir bir Tanrı onun ortaya çıkmasına engel olabilir ve mutlak iyi bir Tanrı kötülüğün var olmasını istemez. Fakat buna rağmen kötülük gerçekleşmeye devam etmekte. İşte Kötülük Sorunu budur; yani Tanrı'nın sözde sıfatlarının inkâr edilemez kötülük olgusuyla nasıl bağdaştırılabileceğini açıklama sorunudur.
Başkalarının iyiliği için kendini feda etme. Lanetlenmişlerin yapamadığı işte budur. Benlikleri vazgeçemeyecekleri kadar değerlidir.
Reklam
Nietzsche
Kendini dışarıya vuramayan her güdü içe döner: İnsanın içselleştirilmesi dediğim şey bu..." ve " ...' vicdan azabının kökeni iste budur. " Bu nedenle vicdan azabı, " özgürlük içgüdüsünün ta kendisidir.
Sayfa 84 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk Bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti 'ni, sonsuza dek korumak ve savunmaktr. Varlığının ve bağımsızlığının biricik temeli budur. Bu temel, senin kıymetli hazinendir. Gelecekte dahi, seni bu hazineden yoksun etmek isteyecek iç ve dış kötülük isteyenler olacaktır. Bir gün, Bağımsızlık ve Cumhuriyet'i savunma mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için bulunacağın vaziyetin imkan ve şartları düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şartlar çok uygunsuz bir özellikte ortaya çıkabilir. Bağımsızlık ve Cumhuriyetine yönelecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bìr galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri alınmış , bütün tersanelerine girilmiş, bütün ordular dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şarttan daha acı ve daha kötü olmak üzere, memleketin içinde, iktidara sahip olanlar, uyuşukluk ve delalet ve hattâ hainlik içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını, işgalcilerin siyasi gayeleriyle birleşebilirler. Millet, yoksulluk çaresizliği içinde harap ve çaresiz düşmüş olabilir. Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve kurallar içinde dahi vazifen, Türk bağımsızlık ve Cumhuriyeti'ni kurtarmaktır! İhtiyaç duyduğun güç, damarlarındaki soylu kanda mevcuttur!" Mustafa Kemal
Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer gerekçesi iyi açıklanmazsa iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmaktan ziyade iyidir, ne var ki aslında mesele bu değildir. Ama insanlar pek bilmezler, erdem ya da kusur denilen şey işte budur, en unut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini zanneden ve böylece kendinde öldürme hakkı bulan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve tam bir açık görüşlülük olmadan ne gerçek iyilik ne de aşk güzel olur.
Sayfa 135Kitabı okudu
Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer gerekçesi iyi açıklanmazsa iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmaktan ziyade iyidir, ne var ki aslında mesele bu değildir. Ama insanlar pek bilmezler, erdem ya da kusur denilen şey işte budur, en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini zanneden ve böylece kendinde öldürme hakkı bulan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve tam bir açık görüşlülük olmadan ne gerçek iyilik ne de güzel aşk olur.
Sayfa 135Kitabı okudu
Reklam
İşte İslâm budur! Kin ve nefret bilmez, hiçbir insan için kötülük istemez. Cihadı emreder fakat kin ve nefret için değil, gücü gerekli görür fakat kibir ve enaniyet için değil, merhamete davet eder fakat alçalmayı ve zaaf içine düşmeyi kabul etmez, sevgiyi ister fakat sadece Allah için olan sevgiyi…
“Evrene zarar verirsen, insanlara ya da hayvanlara kötülük yaparsan, kendine zarar verir, kendini sakatlar, kendine kötülük edersin. İşte buna ‘dindarlık’ denir. Herkese, her şeye karşı öz güneşli, etkin bir sevgi duygusu budur: -Dosta karşı da, düşmana karşı da! -Tanrı’ya karşı da, kurbağalara karşı da!”
Sayfa 159Kitabı okudu
Ama buradan, felsefe tarihinin en gelişkin içkinlik düşüncesine varır Spinoza. İçkinlik, evrenin dışında aşkın bir Tanrı'yı reddeden bir anlayış değildir sadece; her bir şeyin, gerici ve yargılayıcı söylemlerin tahakkümünden kurtulması, yalnız kendi tekil varolma çabasıyla görünür olmasıdır. Hiçbir şey, "bir şeye göre", "bir şey için", "bir şeye kıyasla", "bir şey yolunda" vs. değildir bu düşüncede. Şeyler, ancak kendilerinden türeyen ölçütlerle, kendilerine özgü üretim­leriyle değerlendirilirler. Bir başka deyişle içkinlikçi yaklaşım, ne dilsel-mantıksal kategorilerle ne de verili değerlerin muğlaklığıyla kavramaktadır dünyayı. Dünya ilişkilerdir, şeyler de ilişki tarzları: etkilemeler ve etkilenmeler, yoğunlaşmalar ve çözülmeler, birleşmeler ve dağılmalar... Spinoza'nın ürkütücü kavramsal aygıtının altındaki sezgi budur işte: Bu biricik düzlemdeki şeylerin ilk nedenlerini ve ilişkilerini temellendiren ilkeyi (zorunluluk) açıklamak kadar, kendilikleri içinde tekil şeyleri (güç, varoluşta sürme) anlama çabası. Ya da Etika'daki formülle: "Tekil şeyleri ne kadar anlarsak, Tanrı'yı da o kadar anlarız."
Egemenlik, ölüm karşısında kayıtsız kalarak hayatın sürdürülmesi­ni sağlayan kuralların üstüne çıkmak değil midir? Azizlikten tek farkı, görünümüdür: Aziz, ölüme doğru çekilirken kral ölümü ken­di üstüne doğru çeker. Zaten "aziz" kelimesinin "kutsal" anlamına geldiğini; kutsalın yasak, şiddet, tehlike olduğunu ve ona dokunma­nın bile yok olmaya yettiğini hiçbir zaman akıldan çıkarmamalıyız: İşte Kötülük budur!
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
"Bir bilgeye 'Nasıl insan olurum?' diye sormuş biri. 'Üç adım atmakla,' demiş bilge. `Önce sana kötülük yapanlara kötülük düşünmemen gelir. İnsanlığa attığın ilk adım budur. Sana kötülük yapanlara iyilik yapabildiğin an ise ikinci büyük adımı atar ve hakiki insan olmaya başlarsın. Nihayet, sana iyilik yapanla kötülük yapan arasında bir fark hissetmeyecek hale geldiğin zaman insan olursun... ` Gerçek manada insan olmak, teslim olmakla mümkün demek ki. Teslimiyet dedikleri şey bu üçüncü adım işte."
İşte Bu
Ben sende, sen bende, biz dünyada, dünya da bizdedir, hepimiz bir bütünüz. Dünyaya zarar verirsen, insanlara veya hayvanlara kötülük yaparsan, kendine zarar vermiş, kendini sakat bırakmış ve hayatını mahvetmiş olursun. Dindarlık işte budur! Her şeye ve herkese karşı hissedilen temiz, ışıklı ve yaratıcı sevgi duygusudur.
Sayfa 218Kitabı okudu
Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer gerekçesi iyi açıklanmazsa iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmaktan ziyade iyidir, ne var ki aslında mesele bu değildir. Ama insanlar pek bilmezler, erdem ya da kusur denilen şey işte budur, en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini zanneden ve böylece kendinde öldürme hakkı bulan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve tam bir açık görüşlülük olmadan ne gerçek iyilik ne de güzel aşk olur.
Sayfa 135Kitabı okudu
Esas temel hak; kaza hakkı, suç hakkı, yanlışlık yapabilme hakkı, kötülük hakkı ve en kötü olma hakkıdır, yoksa yalnızca en iyi olma hakkı değil: Mutluluk hakkından çok daha fazla, sizi adına yaraşır bir insan yapan budur işte.
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
649 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.