“İyi bilim kurgu iyi edebiyattır.” demiş Theodore Sturgeon. Dune serisini ilk olarak kitaptan paylaşılan alıntılarla tanıdım. Cümleler o kadar güzeldi ki bir an önce okumak istedim. Frank Herbert burada gezegenleri, bilimi, dili, diniyle, savaşları, barışları, iklimiyle yepyeni bir evren oluşturmuş.
🏜
Dune adıyla bilinen Arrakis Gezegeni, Padişah İmparator’un isteğiyle Harkonnen Hanedanı yerine Atreides Hanedanı tarafından yönetilmeye başlanacaktır. Bir çöl gezegeni olan Dune’un tek zenginliği çölün derinliklerinden çıkarılan baharat adı verilen uyuşturucu madde ve bu madde doğru kullanımında geleceği görme gücü sağlıyor. Bu kadar güçlü bir madde haliyle oldukça pahalı ve uğruna savaşlar verilen bir madde.
🏜
Dune, bir çöl gezegeni olduğundan su çok değerli ve kutsal sayılıyor. Sadece çok zenginlerin evinde istedikleri kadar içebilecekleri su var. Başka gezegenlerde gökyüzünden suyun yağması insanlar tarafından anlaşılmaz bulunuyor. Kitabı okurken su içmeye bile utandım desem inanır mısınız?
🏜
Yaklaşık yedi yüz sayfadan oluşan bu kitabın nasıl bu kadar hızlı bittiğine inanamadım, elimden bırakamadım. İkinci kitaba bir an önce başlamak için sabırsızlanırken aynı zamanda da hemen bitirip bu evrenin dışında kalmak istemiyorum, öyle bir his.