Kur'an'a uymadıkça fitneden kurtulmuş olamayız. Değişmesi ve değiştirilmesi gereken bizlerden başkası değil, unutulmasın ki bir öğretici herşeyden önce iyi bir öğrencidir.
Erkeğin istediği özgürlüktür. Kadının istediği mülkiyettir. s.51
Herhangi bir mutluluk çok basit gibi geliyor. Yine de her şeyin, bir mutluluk arayışının, bu acı korkusunun tümüyle bir yanlış anlama olup olmadığını merak ediyorum... s.57
Belirli bir öfkeyle değil, alışkanlık haline gelmiş bir öfkeyle kaşlarını çatmıştı. s.95
Bir savaş değil,
Antik Grekler döneminde kadınların durumu düşünülecek olursa, bu yeterlidir. Şimdiki durum, şövalyeliğin ve feodal çağların barbarlığının bir kalıntısı, suni ve gayrıtabiidir. Onlar eve göz kulak olmalıdır-- yedirip içirilmeli, giydirilip kuşandırılmalıdır-- fakat topluma karıştırılmamalıdır. Din bahsinde iyi eğitim de görmeli, ama ne şiir ne siyasetle meşgul olmamalı, din ve yemek kitaplarından başka bir şey okumamalılar. Müzik, resim, dans keza az biraz bahçecilik ve ara sıra da çift sürme... Epirus'ta yolları başarıyla tamir ettiklerini gördüm. Neden aynı zamanda ot biçme ve süt sağma olmasın?
Belirli bir oranda toplum kurallarına uyma, toplu halde yaşamak için gereklidir ve bunun karşıtı tutumlar bireyin kendisi için de zararlı olabilir. Ancak, normalliğin temel ölçütlerinden biri, kişinin kendisini iyi hissedebilmesidir. Bu ise yalnızca yaşamın sürdürülmesini değil, insanın dünya içinde kendine özgü bir yer edinebilmesini ve yaşamından doyum sağlayabilmesini de içerir. Buna karşılık, yalnızca toplumun onayına yönelik davranışlar kişiliğin ortadan silinmesine neden olabilir.
Soran: Yoğun bir günün sonunda insanın zihni yorgun düşüyor. Ne yapmak gerek?
Krishnamurti: Soru şu: Birçok işle geçirilen yoğun bir günün sonunda insana işlerinden dolayı çok az zaman kalır; zihin bitkin bir durumdadır; ne yapmak gerekir?
Bildiğiniz gibi tüm toplumsal yapımız bozuk; eğitimimiz saçma; bizim eğitim dediğimiz yalnızca yinelemek, belleğe almak, biriktirmek. Bütün gün boyunca bir bilim adamı, bir uzman, şu ya da bu olarak savaşım veren bir zihin, on üç saat boyunca bir şeylerle meşgul olan bir zihin—böyle bir zihnin nasıl verimli bir boş zamanı olabilir? Olamaz. Kırk elli yılınızı bir bilim adamı, bürokrat, doktor ya da başka bir şey olarak geçirdikten sonra—bu işler gerekli değil demiyorum—koşullanmamış, yeteneksiz bir zihin için nasıl bir on yılınız olabilir? Dolayısıyla soru şu: Bir yandan ofise giderek, bir mühendis, gübreler konusunda bir uzman, iyi bir eğitimci olmak ve aynı zamanda bütün gün, her dakika zihni şaşırtıcı ölçüde keskin, duyarlı ve canlı tutabilmek olanaklı mı? Gerçekten önemli olan nokta bu, yoksa gün sonunda nasıl dingin olunacağı değil.
Din bahsinde çocukların eğitimine gelince ortaya çıkan ilk mesele çocuklara dini düşüncelerin erken yaşlardan itibaren verilmesinin doğru olup olmadığıdır. Eğitimle ilgili eserlerde bu bahiste pek çok şey yazılıp söylenmiştir. Dini düşünceler her zaman bir ilahiyatı tazammun eder ve kendileri hakkında ve dahası dünya hakkında henüz bir şey
Doğan Hasol bize hep ‘Kötü binada iyi insan yetişmez’ derdi. Çarpık şehirden de düzgün insan çıkmaz. Hepimizin sevdiği bir futbolcu, politikacı, sinemacı veya müzisyen var.
Fakat her birimiz yaşayan bir mimar benimsiyor muyuz?
Romalı Mimar Vitruvius, 2000 yıl önce yazdı: ‘Bir binanın üç özelliği olmalı: Sağlamlık, kullanışlılık, estetik.’ Bu
* Ezgi o gün eve giderken bir karar verdi. İnsan kaynakları alanında çalışmaya başladığı zaman iş görüşmesi için gelen adaylarla görüşme programını aksatmadan ve ofisinin dışında, görüşmenin kesintiye uğramayacağı başka bir odada görüşecekti ki aday kendisine değer verildiğini, saygı duyulduğunu daha ilk tanışmada anlasın ve o iş yerinde çalışmayı