Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mehmet Şevket Eygi'nin eğitimle ilgili açık mektubu Gazeteci yazar Mehmet Şevket Eygi, 2018 yılında kaleme aldığı yazıda dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'a bir açık mektup yayımlamış, Türkiye'deki eğitim sistemiyle ilgili önemli bilgiler paylaşmıştı. 2019'da hayatını kaybeden Eygi'nin mektubunun değerinin bugün de
“Aydın olmak, modaya uygun elbise, şapka ve kolalı gömlek giymek değildir. Aydın kesim, bir milletin beyni gibidir. Millet sizi iyi bir öğrenim gördükten sonra, bir maaşa konasınız, akşamları kahvelerde iskambil veya domino masasının başına geçip eğlenesiniz diye okutmamıştır. Bunu böyle yapanlar, gerçek aydın değildir. Bunu yapanlar, aydınların
Reklam
Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: "Bir sünnete tâbi olmak isteyen kişi, ölenlerin sünnetine tâbi olsun. Muhammed'in (sallallahu aleyhi vesellem) ashâbı bu ümmetin en hayırlı, en temiz kalpli, en derin bilgili ve en az sorumluluk sahibi kimseleridir. Allah onları Peygamberʼinin (sallallahu aleyhi vesellem) arkadaşı ve dininin tebliğcisi kılmıştır. Onların ahlâklarını örnek alın ve onların yollarından gidin. Kâbe'nin Rabbi olan Allah'a andolsun ki onlar, Muhammed'in (sallallahu aleyhi vesellem) ashâbıydılar ve dosdoğru yolun üzerindeydiler. Ey insanoğlu! Bedenin dünyada, ama kalbin ve derdin âhirette olsun! Bil ki yarın ameline göre hesaba çekileceksin. Ölüm sonrası hayatın için şimdiki hayatını iyi değerlendir ki hayırlara eresin."
Çocuğa çevresindeki imgeleri yakalaması için müthiş bir yetenek bahşeden ve neredeyse beş yaşına kadar süren uzun bir duyarlı dönem söz konusudur. Çocuk, duyuları aracılığıyla aktif bir biçimde imgeleri emen bir gözlemcidir ve bu, onun bir ayna gibi verilenleri yansıtabildiğini söylemekten çok farklıdır. Bir gözlemci olmak, duyguların ve özel zevklerin belirlediği, dolayısıyla belli imgelerin ayıklanmasına yol açan içsel bir dürtüye işaret eder. Hiç kimsenin bir şeyi tüm detaylarıyla görmediğini, herkesin duygu ve ilgisinin etkisiyle sadece bir parçayı gördüğünü söyleyen William James, bahsettiğimiz düşünceyi örneklemektedir. İnsanların aynı şeyi farklı şekilde tasvir etmesinin nedeni budur. James bununla ilgili zekice bir örnek verir: Eğer hoşunuza giden yeni bir takım elbise giymişseniz, yolda yürürken iyi giyimli insanlara öylesine dikkat kesilirsiniz ki o sırada bir araba sizi çiğneyebilir.
Sayfa 64 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
160 syf.
·
Puan vermedi
Kafa dağıtmak için beklentisiz bir şekilde başladığım bu kitap, beni içine çekmeyi başardı; öyle ki kendimi kitabı birkaç saat içinde bitirmiş buldum. Uluslararası İlişkiler öğrencisi olarak, insan ilişkilerine diplomatik bir bakış açısı sunması beni cezbetti. Özellikle Roosevelt ve Lincoln başta olmak üzere, tarihteki önemli isimlerden bolca örnek ve alıntı içermesi dikkat çekiciydi. Hayatta bazen tekrar tekrar kendimize hatırlatmamız gerekenler vardır; bu kitap bunu bana sunmayı başarabildi. Kesinlikle okunması şart diyemesem bile kafamızın insan ilişkilerine dair karışık olduğu zamanlarda kesinlikle işe yarayabilecek bir kitap. İyi okumalar dilerim
İşten ve Yaşamdan Zevk Almanın Yolları
İşten ve Yaşamdan Zevk Almanın YollarıDale Carnegie · Epsilon Yayınevi · 2004437 okunma
Kötü Hafizanın Sorumluları
1. Kötü hafizanın birinci sorumlusu, dikkatsizliktir. Düşüncesini yoğunlaştirabilen kişi, konuya konsantre olabilir. Dikkat edilmeden dinlenen bilgiler kuma yazılmış gibidir; hemen silinir. 2. Kötü hafızanın ikinci sorumlusu, özgüven azlığıdır. İnsan beyninde biyolojik bir saat vardir. Eger o saate bilerek ve irade ederek sabah 07.00'de
Reklam
249 syf.
6/10 puan verdi
Dünya tarihinin ilk sosyalisti
Thomas More
Thomas More
Dünya klasikleri arasında olan Ütopia'yı 1516' da kaleme almıştır. Reformasyona karşı çıkmış ve idam edilmiştir. Kralı kilisenin başı olarak görmez. Dindar ve hukukçu olan yazarımızın Hristiyan rahiplik olma isteği hayatında hep söz konusu olmuştur. Dönemin İngiltere'sinin bozuk düzenine bir
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,3bin okunma
Başımıza bir iş geldiğinde, kendimizi bizden daha iyi durumda olanlarla karşılaştırıyoruz ve gözümüzü onlara dikiyoruz. Kendimizi aşağıdakilerle kıyaslayalım. Avunacak bin örnek bulmayan tek bir bahtsız çıkmaz. Kendimizin üstünde olanı görmekle mutsuz, altımızda olanı görmekle mutlu olmak bizim kusurumuzdur. Solon diyordu ki, tüm kötülüklerden bir yığın yapılsaydı, sonra bu yığının tümünden eşit olarak bölüşüp payını almayı kimse istemez. Herkes sadece kendi kötülüğünü alıp götürmeyi tercih eder.
Sayfa 222
230 syf.
10/10 puan verdi
Kişisel gelişimimize fazlasıyla katkıda bulunabilecek, çalışkan olmamız ve kendimizin efendisi olma yolunda bizlere fazlasıyla ışık olabilecek bir kitap. Ben bölüm bölüm ilerledikçe kitabın özetini çıkarttım sizlerinde böyle yapmasını tavsiye ederim. Kitap, tembelliği yenmek ve kendimizin efendisi olmak için fizyolojik ve psikolojik olarak yapılması gerekenleri bizlere sunmuş. Çok kısa örnek vermek gerekirse fizyolojik olarak; beslenmeye dikkat etmek, yürüyüş gibi hafif egzersizler yapmak, uyku alışkanlıklarına dikkat etmek. Psikolojik olarak; kendimizi terbiye ederken net kurallarımızın olması, içteki ve dıştaki düşmanları yenmemiz, başlanılan işi zamanında bitirmemiz, kötü duygu ve düşünceleri iyi duygu ve düşüncelerle değiştirmemiz, planlı olmamız, entelektüel çalışma için düzenli ve sebatkar olmamız gerektiğinden en önemlisi bunları nasıl başarabileceğimizden açıkça bahsetmiş. Keyifli okumalar dilerim :)
İrade Terbiyesi
İrade TerbiyesiJules Payot · Karbon Kitaplar Yayınları · 202028,7bin okunma
KENDİ KİTABIMDIR (KALBİNİ ALLAH'A ADA)
Biliriz ki bir çoğumuz kendisiyle baş başa kalmaktan korkar.Kendini tanımayı, kendini keşfetmeyi, bir hobiler edinmeyi seçemez.Yalnızlığa odaklanırız.Gecelerce yeri gelir yatağımızda ağlarız, gözlerimiz şişene kadar.Fakat,unuttuğumuz bir takım gerçekler vardır bazen.Yabana atılmış bir çiçek gibi solsak da, kırılsak da, yıkılsak da bir gerçek var.
Reklam
Edep; Müridin kendi nefsine, ihvanına, mürşidine ve Allah’a karşı uyması gereken kurallardır. Bu kurallara uymak vuslat vesilesidir. Edebe uymayanlar lütuftan mahrum olurlar. Ne güzel söylemiş büyüklerimiz “Edeple gelen lütufla gider” diye. Pirimiz Abdülkadir Geylani Hz.leri “Bir edep için, binlerce derviş feda olsun. Edep gittiğinde onu geri
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
“Bir bakıma bugün ilköğretim, hayatla mücadele yeri olmak zorundadır. Çok kere etrafında iyi örnek bulamayan çocuk, öğretmenini örnek insan olarak alacaktır. Öğretmen en büyük gücü ile çocuğun ahlaki yapısına yönelecek, telkinin bütün vasıtalarını bu yapıyı yoğurmak için kullanacaktır.
Sayfa 127 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.