Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
KADIN BENİM KAFADAN :)
Bu arada otoyoldan çıkıp Beyoğlu’na yöneldik. Arkamızdaki araba da aynı yöne gidiyor olmalıydı ki peşimizden ayrılmadı. Hayal kurmayı çok sevdiğim, hatta bu zor hayata sadece hayallerle dayanan birisi olduğum için kafamda hemen bir oyun kurdum. İster misin bu adam büyük bir casus olsun! Arkamızda da onu takip eden istihbarat örgütlerine ait bir araba! Bizi bir yerde kıstırsınlar, arabadan fırlayan ajanlar tabancalarını çekip profesörü kaçırsınlar, benim de elimi ayağımı bağlayıp bir zindana atsınlar... Ne matrak bir macera olurdu. Ama bu şeytan Süleyman bir yolunu bulup kurtulurdu yine. Ya da belki başından beri onların adamı olurdu.
Salomé de benim kafadan :))
" Benim için , ' görev ' sözcüğü çok ağır ve baskıcı bir sözcük . Ben yalnızca tek bir şey için görev sözcüğünün söz konusu olabileceğini düşünüyorum ; o da özgürlüğümün korunması . Evlilik ve ona eşlik eden mülkiyet ve kıskançlık , ruhu tutsak eder . Bunlar bana hâkim olamaz . Ne kadın ne de erkeğin artık zayıflıklarıyla birbirlerine zulmetmeyecekleri günlerin geleceğini umuyorum ."
Reklam
Yok canım, bundan sonra soyluluk kim, biz kim! Zaten kâşanemizi kendi gözünüzle gördünüz. Üç kadın; biri ayaksız, kafadan sakat, ötekinin de ayakları yok, kambur, üçüncüsünün ayakları var, pek de akıllı, kurslara devam ediyor, tekrar Petersburg’a, Rus kadınının hakkını aramak için Neva sahillerine gitmeye can atıyor. İlyuşa’nın sözünü etmiyorum, daha dokuz yaşında… Bugün ölsem ne olur bizimkinin hali? Hele öldürmeyip sakat bırakırsa daha fena: çalışamam, kör boğaz da durur mu? Beni de, onları da kim doyurur o zaman? Yoksa İlyuşa’yı okula gönderecek yerde her gün dilenmeye mi çıkaralım? Benim için ağabeyinizi düelloya çağırmanın anlamı bu; saçmalık daha doğrusu, başka şey değil.
Kadın kuru kuru , "Seni sevdiğimi çok iyi biliyorsun ,"dedi. "Sana inanmıyorum,"dedi. "Niçin beni sevecekmişsin? Sana korku vermem gerek, ben kafadan sakatım. " Güldü, ama birden ciddileşti. "Seninle benim aramda bir duvar var. Seni görüyorum,seninle konuşuyorum, ama sen öte yandasın.
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
"Siz hangi burçsunuz?" cümlesiyle başlayan sohbet sonsuza dek sürebilir. "Ay ben de İkizler burcuyum" "İnanmıyorum, sen hiç İkizler gibi değilsin, İkizler biraz dengesiz olur!" "Hayır Terazi dengesiz olur. Benim annem Terazi'dir mesela. Tam yani!" "Benim kuzenimin karısı Terazi, hiç dengesiz değildir
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Öğle güneşi keskin, beyaz ışınlarını yayıyordu. Havada tek bulut yoktu, yaprak kımıldamıyordu. Her şey böyle dinlenirken, sadece gökyüzünde kızışan yuvarlağın ışığı yükseliyordu. Mail ıssızdı, yere karaağaçların ağır ve kımıltısız gölgesi inmişti. Duvarların kenarında bulunan çukurun dibinde yol bekçisi uyukluyordu. Kuşlar susmuştu. Dörtte üçü
Şayet kadınlar politikada lider, bilimde lider, şiirde lider, resimde lider olursa, her şeye tamamıyla yeni bir bakış açısı getirirler. Kadınlar profesörler, eğitimciler olmalıdır, onlar her yerde olmalıdır. Onlar dünyanın yarısıdır; onlar dünyanın yarısına sahipler. Ve benim deneyimime göre onlar muazzam bir şekilde buna muktedirler, güvenilirler. Onlara güvenebilirsin çünkü onlar seninle kafadan değil, kalpten temas kurar.
Sayfa 215 - ganjKitabı okudu
Öyleyse izin verin de ağabeyinizin o günkü başka bir şövalyeliğini anlatayım. Beni kıtığımdan sürükleyip koyverdikten sonra, "Sen de subaysın, ben de subayım," dedi. "Tanık olarak onurlu birisini bulursan gönder; alçağın birisin, ama gene de düelloyu kabul ederim!" Böyle dedi. Gerçekten şövalye ruhu taşıyor! İlyuşa ile ikimiz uzaklaştık oradan. Ama ailesine ait bu tablo çocuğun ruhunda ömrünün sonuna kadar yaşayacaktır. Yok canım, bundan sonra soyluluk kim, biz kim! Zaten kâşanemizi kendi gözünüzle gördünüz. Üç kadın; biri ayaksız, kafadan sakat, ötekinin de ayakları yok, kambur, üçüncüsünün ayakları var, pek de akıllı, kurslara devam ediyor, tekrar Petersburg'a, Rus kadınının hakkını aramak için Neva sahillerine gitmeye can atıyor. İlyuşa'nın sözünü etmiyorum, daha dokuz yaşında... Bugün ölsem ne olur bizimkinin hali? Hele öldürmeyip sakat bırakırsa daha fena: çalışamam, kör boğaz da durur mu? Beni de, onları da kim doyurur o zaman? Yoksa İlyuşa'yı okula gönderecek yerde her gün dilenmeye mi çıkaralım? Benim için ağabeyinizi düelloya çağırmanın anlamı bu; saçmalık daha doğrusu, başka şey değil.
Sayfa 268 - İkinci Bölüm, Dördüncü Kitap, Acılar, VII, Temiz HavadaKitabı okudu
Geleceğe güvenmiyor oluşumuz, geçmişimizden kopmamızı zorlaştırır.
Reklam
.. İnsanlar karbon kağıdından kopyalara dönüştürülmek zorundadır; onların orijinallikleri yok edilmek zorundadır, aksi taktirde dünyada var olan tüm saçmalıklar mümkün olmazdı. Bir lidere ihtiyaç duyarsın çünkü en baştan aptallaştırılmış durumdasın; yoksa hiçbir lidere ihtiyaç olmazdı. Niçin birisini izleyesin? Kendi zekânı izleyeceksin. Şayet
#omerhayyam
bir sır daha var, çözdüklerimizden başka! bir ışık daha var, bu ışıklardan başka. hiçbir yaptığınla yetinme, geç öteye: bir şey daha var bütün yaptıklarından başka niceleri geldi , neler istediler, sonunda dunyayi bırakip gittiler. sen hic gitmeyecek gibisin, degil mi? o gidenler de hep senin gibiydiler.. geçmis günü beyhude yere yâd etme, bir
BENEKLİ KURDELA Karnım doyunca, eski defterleri karıştırdım. Sekiz yıldan beri dostum olan Sherlock Holmes’un yöntemlerini incelemekteyim. Notlarıma göz gezdirdiğim zaman, olağanüstü yetmiş meseleye rastlıyorum. Feci, komik, acayip olanları var, ama hiç biri sıradan, basit değil. Sebebi meydanda, Holmes herhangi bir işle uğraşmaz, o para
Filozof Olamamın Binlerce Sebebinden Sadece Birkaçı
Çocukken eniştemin "büyünce ne olacaksın" sorusuna "filozof" diye karşılık verdiğimde, annem elindeki örgüden kafasını hiç kaldırmadan şu yorumu yapmıştı: " Ben hep diyorum size geri zekalı bu çocuk" Annem gibi elişiyle uğraşan teyzem devam etti sonra : " Benim oğlanlar da salak ama inan bunun kadar
Sayfa 43 - Ketebe Yayınları 1.baskı
— Evet, evet tam tersi olur sanıyordum; bir insan gerçekten âşık olursa, aşkını hepsine dağıtmaktansa, tek birisine yoğunlaştırdığını, bütün öteki kadınların yok olduklarını, değerlerini yitirdiklerini sanırdım... Ama bak, saçlarının siyahlığına inen güneşin şu vuruşuna bak! — Hayır; göreceksin, sana açıklayabilirsem, göreceksin. Kuşkusuz sen ayrımında olmadan ne şuna ne buna, kadına, soyuta âşıktın; Eugenia'yı görünce, bu soyut somutlaştı ve kadın kadınlaştı ve sen ona âşık oldun ve şimdi onu bırakıp gitmeden, onda hemen hemen bütün kadınlara âşık oluyorsun ve karşı cinsin hepsine âşık oluyorsun. Şu halde soyuttan somuta, somuttan karşı cinse, kadından bir kadına ve bir kadından kadınlara geçtin. — İşte bir metafizik! — Metafizik değilse, aşk nedir? — Hadi canım sen de! — Özellikle senin için. Senin bütün aşkın yalnızca beyinsel ya da söyledikleri gibi kafadan. — Sen öyle san... –diye haykırdı Augusto biraz alınmış ve keyifsizce, çünkü aşkının yalnızca kafadan olması, yüreğinin derinliklerini sızlattı. — Beni daha da zorlarsan, senin salt bir düşünce, kurgusal bir birey olduğunu söylerim... — Başka insanlar gibi benim de âşık olabileceğime inanmıyor musun?.. — Gerçekten âşıksın, buna inanıyorum, yalnızca kafadan. Aşık olduğunu sanıyorsun sen... — Bu, âşık olduğunu sanmaktan başka bir şey değilse, âşık olmak nedir ki? — Ah dostum ah! Bu sandığından daha da karışık!.. — Peki söyle bana, bir insanın gerçekten âşık olması, salt âşık olduğunu sanmaması nasıl anlaşılır?
Sayfa 57 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.