Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
12 Eylül'e giden süreç
Ama özgür düşüncenin düşmanı artık Devlet değil, kaba kuvvetti. Bu dönemde yapılan saldırıların ve işlenen cinayetlerin korkunç bir bilançosu vardır: - Prof. Muammer Aksoy ile Prof. Uğur Alacakaptan'ın evlerine patlayicı madde atıldı (14 mayıs 1975). - İstanbul Üniversitesi öğrenci çatışmaları yüzünden süresiz ka­patıldı (12 Kasım 1976). -
Sayfa 135Kitabı okudu
512 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Türkiye'nin yakın tarihine ışık tutan bir roman "Ben böyle olsun istememiştim". 68 kuşağının yaşadığı zorluklar, işkenceler idamları hayatının baharında daha yeni üniversiteye başlayan Piyale'nin gözünden anlatıyor. Bir devrimciye aşık olan Piyale'nin çektiği acılar aslında dönemin Türkiye'sinin acıları. Yazar hem 68 kuşağının ardından Piyale'nin hayatı ile orantılı olarak 80 darbesine kadar süreci örneklerle anlatıyor, bu dönemde önemli olayları Roman kahramanın gözünden anlatmaya devam ediyor. Kahramanmaraş katliamı, sağ sol çatışmaları ve 80 darbesi, yaşanan işkenceler idamlar vs ile yakın Türkiye tarihine ışık tutmaya devam ediyor. Kitapta hem eskileri yad ederken hem de günümüze uzanıyor ve Piyale'nin günümüzde neler yaptığını dostlukları, aile ilişkileri vs çok sade ve güzel bir diller okuyucuya anlatılıyor. Bölümler arasında geçişlerde bir eskiye bir günümüze gelmesine rağmen karışıklığa yol açmadan rahat okunan bir roman oluyor sonunda. 512 sayfalık roman olmasına rağmen çok kolay okunan ve akıcı bir dille yazılmış. Özellikle 68 ve 78 kuşağı ile ilgilenenler için kesinlikle okunması gereken bir roman "Ben böyle olsun istememiştim".
Ben Böyle Olsun İstememiştim
Ben Böyle Olsun İstememiştimSafiye Oral · Butik Yayınları · 201422 okunma
Reklam
Ali Sirmen
Devlet Çorum'u, Malatya'yı, Kahramanmaraş'ı unutmasaydı, Sivas olayları olur ve yetkililer, kasta varan bir aciz içinde katliama seyirci kalır mıydı? Sivas'ı unutma, unutturma!
Sayfa 27
İlginçmiş
Müdahaleyi meşrulaştıracak imkanlar veya bir başka söyleyişle mü­dahaleyi meşrulaştıracak toplumsal sorunlar oluştuğu zaman, "birlik ve beraberliği yeniden tesis etmek", "bazı millet düşmanı iç ve dış mihrakların oyunlarını bozmak", "terörü, akan kardeş kanını durdurmak" ... için ordu müdahaleye başvurmakta ve
96 syf.
5/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Darbelerden Dersler
Açıkçası kitapta daha büyük bir dram bekliyordum ancak beklediğim kadar sıkıntılı bir şey görmedim. Yazar (Ali Bademci) 12 Eylül'e giden süreci ve sonrasında yaşananları kendi hayatı üzerinden anlatıyor. Yani okuduklarımızdan, belgelerden, anlatılanlardan o süreçte birçok insanın işkence gördüğü, bazılarının idam edildiğini biliyoruz. Dolayısıyla
12 Eylül İşkencesinde Ülkücü Bir Gazetecinin Dramı
12 Eylül İşkencesinde Ülkücü Bir Gazetecinin DramıAli Bademci · Ötüken Neşriyat - Hatırat Dizisi · 201420 okunma
78 Aralık ayında bu sefer Kahramanmaraş kan gölüne döndü. Ben bu olayları ilk gününden itibaren tâkip ettim. Her hâlinden bir senaryo olduğu besbelliydi. Sokaklarda parçalanmış cesetler, evler alev içinde tam bir savaş manzarası. Hayâ organları ile oynanmış, kesilip atılmış, kafalar koparılmış, parmaklar doğranmış. İş mezhep mücadelesi imiş.
Sayfa 29 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Suçların Şahsiliği Sayın hakimler, malumlarınız bulunduğu gibi, sizler hukukçusunuz, bunları bizden; çok daha iyi bilirsiniz. Suçlar şahsidir. Diğer siyasi partilere mensup partililer çeşitli kademelerde, bakanlar, başbakanlar, milletvekilleri, teşkilat başkanları, il başkanları, ilçe başkanları, parti mensubu üyeler, gençleri, yurdun çeşitli
336 syf.
7/10 puan verdi
“Keşke okunduğu kadar hızlı yazılabilseydi kitaplar.”
Serinin birinci kitabı Kafirun’da, yaşadığım yılları değil de bana anlatılan yılları okumuştum. Pek de uzak olmayan yakın tarihteki yılları. Yaşayanların bizzat ağzından dinlediğim yılları. Olaylara tanık olanların, hatıralarını gazete köşelerinde ya da kitaplarında paylaştığı yılları. Sarı’da ise aslında bir yönüyle kendimi okudum. 1970’li
Sarı
SarıAhmet Tezcan · Timaş Yayınları · 201393 okunma
562 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Dikkat spoiler içerir. Açıklıyor serisinin oldukça güzel sekizinci kitabı. Kitap 1977 genel seçimlerinden 1978 Aralık ayında gerçekleşen Kahramanmaraş olaylarına kadar olan süreci işliyor. Öncelikle 213 milletvekili ile birinci parti olan CHP ve Ecevit'in hükümet kurma çabası ancak MC ekibi yüzünden güvenoyu alamaması anlatılıyor. Sonradan kurulan ikinci MC ve faaliyetleri anlatılıyor. Bir süre sonra basının ve halkın MC hükümeti aleyhine dönmesi, Ecevit'in bu fırsatı değerlendirmesi ve 11 milletvekilini Florya otel ve Güneş otelde yapılan görüşmeler ile ikna ederek MC hükümetini düşürmesi, sonrasında istifa Eden ve bağımsız milletvekili olan bu kişiler ve CGP ve Demokratik parti ile beraber tekrardan hükümet kurması anlatılıyor. Ayrıca bu dönem içinde anarşinin artması, Kıbrıs yüzünden ABD tarafından uygulanan askeri ve ekonomik ambargo anlatılıyor. Bu işi çözmek için Ecevit ve ekibinin çalışmaları, kontrgerilla tartışmaları, Demirel ve Ecevit arasındaki husumet detaylıca anlatılıyor. En sonunda da Hamido, Kahramanmaraş olayları anlatılıyor. Denktaş ve Ecevit görüşmeleri, yazarın bu kitaba kadar Demirel destekçisi olup, bu kitapta Ecevit'i savunması ve Demirel'i eleştirmesi dikkat çeken noktalar. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Demokrasinin Sonbaharı: 1977-1978
Demokrasinin Sonbaharı: 1977-1978Cüneyt Arcayürek · Bilgi Yayınevi · 19857 okunma
752 syf.
4/10 puan verdi
Milli duygulardan ziyade siyasi emellerle yazılmış bir eser.
30 Ağustos Zafer Bayramının arefesinde büyük beklentiler ile başladığım bu eser büyük hayal kırıklığı ile tamamlandı. Yazarın siyasi amaçlarından dolayı tarihi olayların birçoğuna değinmemesi ve olayları tek taraftan ve istediği gibi aktarması kitabın konusunu Millî mücadele yerine siyasi bir dayanağa bağladığının göstergesi durumunda. Beni en büyük hayal kırıklığına uğratan durum ise Millî Mücadelenin sadece yunanlılara karşı yapılmış olarak gösterilmesiydi. Doğu Cephesinde Kazım Karabekir Paşa'nın mücadelelerine hiç değinmemesi, ayrıca güneyde Milli Mücadelenin kendi imkanlarıyla kurtulmuş olan tek bölgesi olan ve daha sonra istiklal madalyası ve Kahraman unvanıyla ödüllendirilen Kahramanmaraş'ın mücadelesine hiç ama hiç değinmemesi, adının dahi geçmemesi tam bir fiyaskoydu. Milli Mücadelemiz isimlere atfedilemeyecek kadar büyük ve ülkemizin her bölgesinin değeri tartışılamayacak kadar önemli bir mücadelesi sonrası zaferle sonuçlanmıştır. Yazar ise bu Milli Mücadeleyi adeta bir Yunan-Türk savaşına döndürmüş. Gerek güneyde milletimizin kendi imkanlarıyla mücadelesine gerekse doğudaki ermenilere karşı kazanılan zaferlere hiç değinilmemesi, olayların tarihten yoksun siyasi zemine oturtulduğunun bir yansıması olmuş. Bana göre ''Şu Çılgın Türkler'' kitabı ne tarihi ne de edebi anlamda büyük bir beklentiyi karşılayamadı.
Şu Çılgın Türkler
Şu Çılgın TürklerTurgut Özakman · Bilgi Yayınları · 202321,6bin okunma
Reklam
550 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Ülke olarak zor günler geçirdiğimiz bu günlerde, özellikle adaletin ağladığı, kan kaybettiği, acı çektiği giderek ölümü beklediği aşikar olarak görülmektedir. Adalette “adaletin gücü değil güçlülerin adaleti” yaşanmaktadır. Bu günkü olayları doğru analiz etmek ve yorumlamak için geçmişi bilmek, yakın tarihi olayların içindeki birinin gözüyle
Adaletin Gözyaşları
Adaletin GözyaşlarıAhmet Ayvaz · Librum Kitap · 201713 okunma
794 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
107 günde okudu
Kitaba o kadar sevinçli, umutlu ve istekli başlıyorsunuz ki; hiç bitmesin istiyorsunuz. Atatürk'ün gündelik yaşamındaki muhabbetlerinden karakter analizini ister istemez yapıveriyorsunuz. Sayfalar ilerledikçe 1938'e doğru yaklaşmanın verdiği hüzün, kitabın yapraklarını ağırlaştırıyor... Her sayfayı çevirişinizde kitaba başlamadan önceki umut ve şevkinizi mumla arıyorsunuz adeta... "Ben, sözünü edeceğim olayları tarihtir diye anlatmayacağım. Bu, gelecek nesillerin işidir. BENİM YAZDIKLARIM TARİH GERÇEKLERİNİ AYDINLATACAK BİR KAYNAK OLURSA NE MUTLU BANA." -Kılıç Ali. 1919'dan Atatürk'ün ölümüne kadar yanında bulunmuş, zamanında bizzat Atatürk tarafından güney doğuya kolordu komutanı olarak gönderilen ve -başta Fransızlara olmak üzere- şanlı savunmasından sonra Maraş, Antep, Urfa'nın isimlerinin bugün Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa olmasının nedenidir bu adam. Asıl adı Emrullahzade Asaf olan Ali'nin soyadını da bizzat Atatürk vermiş. Ali KILIÇ (1888 - 1971)
Atatürk'ün Sırdaşı Kılıç Ali'nin Anıları
Atatürk'ün Sırdaşı Kılıç Ali'nin AnılarıHulusi Turgut · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018270 okunma
Kahramanmaraş olayları
3. Ecevit Hükümetinin en büyük krizi 22 Aralık 1978 günü Kahramanmaraşta'ta yaşanmıştır.Bir gün önce öldürülen iki öğretmenin cenazeleri sırasında olaylar üzerine kentte kitle katliamın tüyler ürpertici örneği sergilenmiştir.Başlangıçta ölü sayısı 33,yaralı 300'den fazla idi.Elleri silahlı,taşlı ve sopalı gruplar kende hâkim olmuş,nedense güvenlik kuvvetleri(ordu dahil) duruma müdahale etmemiştir.Valilik binasını ele geçirmeye çalışan kişiler bazı mahallelere baskınlar yaparak bebekleri dahi acımasızca öldürüyor,sokağa çıkma yasağına karşı maskeli kişiler çeşitli sloganlar bağırarak gösteri yapıyorlar,önceden belirledikleri binaları ateşe veriyorlar,yaralıları hastaneye taşıyan cankurtaran araçlarını durdurup kurşunluyorlardı Kahramanmaraş'ta neden sonra güçlükle önlenebilen genel katliam sırasında resmi açıklamaya göre 109 yurttaş hayatını kaybetmiş,176 yurttaş ağır şekilde yaralanmış,500 ev ve işyeri tahrip edilmiştir.
Sayfa 278 - undefinedKitabı okudu
Taciz, tecavüz
“Tarih: 29 Ekim 2007. Sabaha karşı 03.00… Yer: Erzurum. Bir kız çocuğu Dadaşkent Polis Merkezi’nden içeri girdi.
45 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.