"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
YouTube kitap kanalımda Japon edebiyatı ve Osamu Dazai hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/QbT0zmxxnoM
Dostoyevski, Tezer Özlü, Sadık Hidayet ve Charles Bukowski'nin genlerinden alınıp ortaya hibrit bir kitap çıkartılmak istenseydi o kitabın adı ne olurdu? Bence
Sorgulanmamış Yaşam Yaşanmaya Değmez.
Sokrates
Çoğu insan hayatını sorgulamadan yaşamayı tercih eder. Sorgulamadan yaşamayı da kadere bağlar ve hayatın gerçek yüzünden kaçar. Bu konuyu Sabahattin Ali’nin “İnsanların en
Öncelikle bu inceleme diğer incelemelerime nispeten biraz daha uzun olacak, şimdiden okuyacak olanları uyarmakta fayda görüyorum. Zira kitap dolu doluydu ve birçok şey üzerinde düşünmemi sağladı. Bu yüzden biraz edebiyata dair görüşlerimi de içerisine katarak sohbet havasında bir şeyler yazmak istiyorum. Ancak sohbet ederek ve üzerine konuşularak
Ömer Hayyam; İranlı matematikçi,şair,filozof ve astronom; İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusudur. Doğu’da şair kimliğiyle tanınsa da matematik bilgisi ve yeteneği zamanının çok ötesindeydi. Binom açılımını ve bu açılımlardaki katsayıları buldu. ‘’Celali takvimini oluşturdu. Çeşitli bilim dallarıyla ilgili eserler yazdı. En ilginci de,
Aydınlığın bu kadar çok şey ifade ettiğini, bu kadar çok anlam içerdiğini düşünmemiştim hiç. Bana sorsanız aydınlık nedir diye, "işte karanlık olmayan aydınlıktır," derdim. Yazar Abdurrahman Seyhan'ın yüreğine sağlık. Öyle güzel anlatımlar ki, hemen orada; o anda ve o mekândaymışsınız gibi hissediyorsunuz ya da o harika lâhzanın içinde olmak istiyorsunuz. Aralara serpiştirilmiş resimler de bu duygularınızı perçinliyor.
Kitabın tamamı alıntı yapılabilecek güzellikte ama o zaman okuyacak olanlara haksızlık olur diye düşündüm, herkes kendi düşlerini kurmalı okurken..
Yazar; kullandığı sade ve doğal anlatım diliyle adeta beni büyüledi, sanki karşılıklı sohbet ediyormuşuz da ben o anki güzelliğe kapılıp gitmişim ve sadece dinlemekle yetiniyormuşum gibi.
Her bölümde çok derin anlamlar içeren dersler ve anafikirler var, anlayana..Odamızdaki kelebeklere duyarsız kalmamak dileğiyle, mutlaka okunması gereken bir kitap diyerek sözlerimi bitiriyorum.
Şikâyet edeceğim tek şey, çok çabuk bitmesi...
Kitabı okumadan önce kesinlikle yazarı tanımanız gerekiyor çünkü kitap yazarın iç dünyasındaki evrenselleşmeyi ve bir arayışı anlatmaktadır.
O halde yazarımız hakkında biraz bilgiye ihtiyacımız var.
Emil Cioran Felsefesi Nedir?
Mutlu olmak nasıl bir içgüdüsel bir duygu ise ise mutsuz olmak da bir o kadar içgüdüsel bir yansımadır. Fakat neden
Bir inceleme yazdım, çünkü canım inceleme yazmak istiyordu. Yazmaya koyulmak için bunun yeterli bir neden olduğuna inanıyorum. İnsan doğuştan uyduran bir yaratık değil midir zaten?
"İnsan doğuştan uyduran bir yaratıktır." (s. 697)
Umberto Eco sağolsun. Onun canı bir roman yazmak istemeseydi ve yazmasaydı, ben bu incelemeyi biraz zor
Gördüğümüz nedir?Et kafalı askeri diktatörler, askeri diktatörlere taş çıkartan sivil ırkçılar ve bağnazlar,dini bağnazlığa bayrak edinmiş mollalar, dini ve kitabı sadece para olan,durmadan yüzümüze gülümseyerek yalan söyleyen politikacılar, bizi kurtarmak iddiasında olup, saf ideallerimizi ve duygularımızı sömürerek bizi bağnaz bir savunucu,kör bir propagandist haline getirmek isteyen eğilimler...Ve yasaklar,bitip tükenmez yasaklar.Ve kan,kin,nefret,önyargı,göç,gözyaşı. Ve son karanlık;ölüm.