Bu eseri defalarca bıkmadan tane tane okudum bir eser bu kadar güzel olabilir.
Sezai Karakoç denince aklıma ilk Monna Rosa şiiri geliyor. Hikayesini bilip şiirini okumak daha bir başka oluyor.
sezai karakoç, fuzuli'den sonra aşkın vuslat değil de hicran olduğunu anlatan en iyi şairlerden ve bu kitaptaki şiirleri de bunu ispat niteliğinde... Üstad
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Kumarda kazanan aşkta da kazanır. Rusya'da racon böyle.
Bu kitaba Dostoyevski'nin önceki okuduğum kitaplarından farklı olduğunu ve Dostoyevski'nin bu kitabı ticari kaygılarla
Kitabın ilk bölümünde yazar Nazi soykırımı sebebiyle Polonya’daki Auschwitz toplama kampına gönderilmesiyle başlayan özyaşam öyküsünü gerçekliğiyle bizimle paylaşıyor.
Gaz odalarında, krematoryumlarda yapılan katliamlar, gardiyanların, ustaların tutuklulara davranışları, açlığın, susuzluğun raddeleri, yüreği fazlasıyla sızlatan işkenceler,
Gregor ın babası iflas eder, Gregor annesi, babası, ve kız kardeşinin sorumluluğunu kendi üzerine alarak şevkle çalışmaya başlar, başarılı ve iyi para kazanan bir pazarlamacı olur. Ailesi ilk başta bu durumu mutlulukla karşılar, fakat devam eden süreçte Gregor ın ailesinin tüm yükünü kaldırabilecek kadar çok para kazanıyor olmasına artık
İnsan ile hayvan arasındaki bu sevgiyi deneyimlemek için illa evde bir hayvan besliyor olmak da gerekmiyor. Bu sevgi koşulsuz, karşılıksız ve bir nevi bedava. Sokakta yolun kenarına sandviçinden bir parça bırakabilirsin, sıcaklarda suyundan bir yudum koyabilirsin. Yok mu? Kaldırımın kenarından sana fırlayıp bacaklarına dolanan kediye tatlı bir ses tonuyla cevap verebilirsin. Sana kendini sevdirmeye çalışan, kuyruğunu neşeyle sallayan o köpeğin kulaklarının arkasını kaşıyabilirsin. Evde artan yemekleri ayırıp yakında bir yere bırakabilirsin. "Şurada aç gibi gözüken bir köpek gördüm. Bir kapta su ve varsa bir parça ekmek verebilir misiniz?" dediğinde ne kadar çok restoran ve kafenin gönülden yardımcı olduğuna şaşırırsın.
"Bir kitap her şeyi altüst etmelidir. Okuru, okumadan evvelki halinde bırakan bir kitap, başarısız bir kitaptır."
-Cioran-
Sevgi ve Şiddetin Kaynağı, okuru altüst eden kitaplardan birisi. Okuru, okumadan evvelki halinde bırakmayan, kitap bittiğinde okuyana cevaplar yerine sorular bırakan başarılı bir kitap.
Kitap, sevgi ve şiddetin
Sevgi çiçekleri açtı bu mevsim
Sevgi neymiş diye sorduğun yerde
Yolduğun yapraklar şahidim oldu
Bilmeden kalbimi kırdığın yerde
Halil Soyuer
HERKESİN BİR NASTENKA'SI VARDIR DURUR İÇERİSİNDE
Bu kitabı yaklaşık 10 sene önce okumuştum, Nastenka'm gideli 2 sene olmuştu.
Dostoyevski 20'li yaşlarında yazdığı bu kısa kitapta, bu öyküde belki çokça
İnsanlık tarihinin evrensel kederinin adıdır sefalet.
Bu sefaletin destanı sayılan ölümsüz eser Sefiller, romantizm akımının öncülerinden olan Fransız yazar Victor Hugo tarafından, 1862 yılında armağan edilmiştir dünya edebiyatına.
İtalyan yayıncıya yazdığı mektupta Sefiller için şöyle diyor Victor Hugo: " Tüm halklar tarafından okunur mu
Köpekler arkadaşlarını sever, düşmanlarını ısırırlar. İnsanlar ise tamamen farklıdır: Saf ve karşılıksız sevgiyi beceremezler. Kişisel ilişkilerindeyse sevgi ve nefreti karıştırıp dururlar.
Sevmek, kendini karşılıksız olarak adamak, sevgimizin sevilen kişide de sevgi oluşturacağı ümidini taşımak demektir. Sevgi bir inanç eylemidir, inancı az olanın sevgisi de azdır.
Bende bu kitap vasıtasıyla başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum. Bir kaç sene önce kadar, soğuk ve yağmur sonrası bir sonbahar gününde, şehrin biraz dışında alışveriş merkezlerinin olduğu avm ye yürüyerek gidiyordum. İleride elinde poşetle yavaş yavaş yürüyen bir çocuk gördüm. Yanına yaklaştım ve beraber yürüyerek muhabbet etmeye başladık.