Altın Ayak
"Ben derim: sana olmak, seni duymak, seni yürümek
Besbelli seni büyümek kendimde
Ellerim kendini tekrarlar sen deyince."
Sayfa 61 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bir kurbanın önüne geçmek için ne yapmak lazım biliyor musun? Daha çok kurban olman lazım.
Mesela kurban anneni düşünelim. Her telefon konuşmanda annen sana kendini borçlu hissettirdikçe öneride bulunup onu kurtarmak yerine "Umarım düzelir, yapmam gereken işler var, sesini duymak için aradım" deyip kapatacaksın. Çünkü kurbanlar seni o tuzağa düşürene kadar her zaman dozunu artırır.
Yok etmişin kendini. Bağırıp çağırman ondan. Kendi sesini duymak istiyorsun.
Sayfa 243Kitabı okudu
Ben derim: sana olmak, seni duymak, seni yürümek
Besbelli seni büyümek kendimde
Ellerim kendini tekrarlar sen deyince.
Sayfa 61 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Duymak istemiyorum. Ama kendini nasıl duymaz insan?
Sayfa 86Kitabı okudu
yer tutmak,yere tutunmak
Bir yeri aidiyet duymaksızın dolaşana gezgin, mensubiyet duymaksızın elinde tutana sömürgeci denir. verilen örnekler yerin yurda dönüşmesinde anahtar sözcüklerin ait olmak ve mensubiyet duymak olduğunu gösteriyor. Öyleyse sorumuzu şu şekilde düzenleyebiliriz; Bir yere niçin ait olunur, neden mensubiyet duyulur?
Sayfa 39 - KetebeKitabı okudu
İDRAK GECİKMESİ...
(2-3 Dakikanızı ayırıp okumanızı tavsiye ederim.)
Sosyolog Mümin Sekman, bakınız ne güzel yazmış:
Ülkemiz Ortadoğu'lu bir zihniyet tarafından,
Ortadoğu'lu bir üslupla yönetiliyor ve görünen o ki yakında tamamen Ortadoğu’ya dönüşeceğiz.
Ortadoğu'luluk nedir bilir misiniz?
-Ölümü yüceltip güzel yaşamayı
Memnuniyet hoş bir haldir,ama tamamen bunun içine batmaktan insanı akıllı dertleniş korur.Hayatın nefeslenebilmesi gerekir:nefese almak,memnuniyet duymak,nefes vermek,memnuniyetsiz olmak,sonra tekrar baştan.Fazla memnuniyet,heyecanlı,yaratıcı ve üretken bir hayatın önünde engel olabilir.Zaten er veya geç yine bir memnuniyetsizlik hasıl olur,insanın kendini dert edişi,buna elveren her düzlemde gelişme fırsatı bulacaktır:Bedenen,ruhen ve zihnen.
Sayfa 34Kitabı okudu
"Sokağında savaş mı var? Ha? Evinin önünde insanlar birbirini mi öldürüyor? Git, çık, savaş sen de o zaman! Öl, yaralan, sakat kal! Açlık mı var sizin orada? Çocuk yap, onu ye! Kendini ye! Ama kalkıp da dünyanın öbür ucuna gideceğim diye benim hayatıma sıçma! Hem ne olacak ki oralara gidince! İliğine kadar sikileceksin! Başka ne olmasını
Sayfa 73 - Doğan Kitabevi 49 baskı Ocak 2022
Çektiği fotoğraflar Kenan'ın ruhsal dengesinin bozulmasına sebep olabilir miydi? Hiç sanmıyordum. Başka birinden değil Kenan'dan söz ediyorduk. O hepimizden daha fazla bağlıydı yaşama. Bunu anlamak in yüzüne bakmak, kahkasını duymak, yarım saat sohbet etmek yeterdi...
......
...yine de Kenan kendini öldürmez diye konuşmamak gerekirdi. Böylesi bir önkabul, tehlikeyi önceden görmemizi engelleyebilirsiniz.
Sayfa 86
