Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve tüm çocukluğu, anne babasına kendini sevdirmek, onları memnun etmek için çırpınırken azaplar ve pişmanlıklar içinde geçiyor.
“Zehra, sevmek ve kendini sevdirmek ihtiyacıyla doğmuş bir çocuktu. Küçükken kedi yavruları gibi sokulgandı. Bir saniye gülümseyerek yüzüne bakmak, hafifçe başını okşamak onu esir etmeye kâfi gelirdi.”
Reklam
İşte ey gafil insan! Bu Hâkim-i Hakem-i Hakîm-i Zülcelali ve’l-cemal, sana karşı kendisini her bir mahlukuyla böyle hadsiz ve parlak tarzlarda tanıttırmak ve sevdirmek istediği halde, sen onun tanıttırmasına karşı imanla tanımazsan ve onun sevdirmesine mukabil ubudiyetinle kendini ona sevdirmezsen ne derece hadsiz muzaaf bir cehalet, bir hasaret olduğunu bil, ayıl!
Sayfa 183Kitabı okudu
Gitgide daha ciddi, daha bilmiş, daha kibirli, daha yapmacık ve daha sevimsiz insanlar olduk. İnsan ilişkilerinin, dostlukların, arkadaşlıkların neşesi kalmadı. Samimiyet bugün altın değerinde. İnsana has en güzel, en kolay, en tatlı meziyetlerden biri olan ve sahip olmak için en ufak bir çaba gerektirmeyen bir şey samimi olmak... Samimi olduğunda sen oluyorsun, başkasına benzemen gerekmiyor, kendini sevdirmek için çabalaman, kendini anlatman gerekmiyor. Yaşıyorsun, olduğun gibi... Karşındaki de kendi maskelerini çıkartıyor... Herkes, her şey, olduğu gibi...
Maddi durumun kötüyse kendini sevdirmek zorundasındır. Ekonomi politiğin insan mizacını belirleme­si de diyebiliriz.
Bir kadına kendini sevdirmek istiyorsan, diğerlerinden farklı olduğunu ona hissettirmen gerek. En basitinden bir kalbin olduğunu mesela.
Reklam
Bediüzzaman Said Nursî bütün hayatında, şan ve şöhretten, hürmetten kaçmış ve insanlardan istiğna etmiştir. Arabî bir eserinde, şöhret hakkında diyor ki: "Şöhret, ayn-ı riyadır ve kalbi öldüren zehirli bir baldır. İnsanı, insanlara abd ve köle yapar. Yani, nam ve şöhret isteyen adam; halklara kendini beğendirmek, sevdirmek için insanlara riyakârlık, dalkavukluk yapar. Tasannukâr tavırlar takınır. Sözler
Sayfa 832Kitabı okudu
Ve insanlar, kendini sevdirmek isteyenden çok korkutmak isteyeni kırmaktan çekinirler; çünkü sevgi bağı şükranla örülmüştür yani insanların kopartmakta duraksamadıkları bir iplikle zira ki kişisel çıkarları söz konusu olduğunda insanlar hainleşirler; ama korku bağı insanları hiç terk etmeyen ceza yemek korkusuyla dokunmuştur.
Sayfa 106Kitabı okudu
Zehra, sevmek ve kendini sevdirmek ihtiyaciyle doğmuş bir çocuktu. Küçükken kedi yavruları gibi sokulgandı. Bir saniye gülümseyerek yüzüne bakmak, hafifçe başını okşamak onu esir etmeye kâfi gelirdi. Fakat bu istidat pek çabuk sönmüştü. Onu Darülmuallimatta çok çalışkan, çok vakur, fakat haşin, soğuk bir çocuk olarak tanımışlardı. Kimse onunla yakından arkadaş olamamıştı.
Kendini çok seven biriyle yan yana gelirseniz, kendinizi güvende hissedersiniz. Hep iyi hissedersiniz. Hiç terk edilmeyecekmiş gibi hissedersiniz. Oysa kendini çok seven insanın elinden gelen şeyle, kendini sevmeyen insanın elinden gelen şey bir değildir... Kendini sevmeyen biri sizin onu sevmeniz üzerinden kendi değerini belirleyeceği için, size kendini sevdirmek için çırpınır.
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
İhtiyacı olan sevgi kendisinden esirgenen bir çocuk kediyi tekmeler, suçluluğunu gizler; bir başkası kendini parayla sevdirmek için hırsızlık yapar; bir üçüncüsü dünyayı fetheder ve her defasında suçluluk, intikam, yine suçluluk...
Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor.
Çünkü, kadınlar hilkaten zaîfe ve nâzik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için fıtrî bir meyli var. Hem kadınların on adetten altı yedisi ya ihtiyardır, ya çirkindir ki; ihtiyarlığını ve çirkinliğini herkese göstermek istemezler. Ya kıskançtır; kendinden daha güzellere nisbeten çirkin düşmemek veya tecâvüzden ve ittihamdan korkar; taarruza maruz kalmamak ve kocası nazarında hıyanetle müttehem olmamak için, fıtraten tesettür isterler. Hatta dikkat edilse, en ziyade kendini saklayan ihtiyarlardır. Ve on adetten ancak iki üç tanesi bulunabilir ki; hem genç olsun, hem güzel olsun, hem kendini göstermekten sıkılmasın. Hanımlar Rehberi
Sayfa 48 - RnkKitabı okuyor
Bir sineğin hakk-ı hayatını rahîmane muhafaza eden bir rahmet, bir hikmet; acaba haşri getirmemekle umum zîşuurların hadsiz hukuk-u hayatlarını ve nihayetsiz mevcudatın nihayetsiz hukuklarını zayi eder mi? Ve tabiri caiz ise rahmet ve şefkatte ve adalet ve hikmette hadsiz hassasiyet ve dikkat gösteren bir haşmet-i rububiyet; ve kemalâtını göstermek ve kendini tanıttırmak ve sevdirmek için bu kâinatı hadsiz hârika sanatlarıyla, nimetleriyle süslendiren bir saltanat-ı uluhiyet, böyle hem umum kemalâtını, hem bütün mahlukatını hiçe indiren ve inkâr ettiren haşirsizliğe müsaade eder mi? Hâşâ! Böyle bir cemal-i mutlak, böyle bir kubh-u mutlaka bilbedahe müsaade etmez.
Ey kardeş insanlara kendini sevdirmek için ne kadar gayret edersiniz de Allah ve Resule kendini sevdirmek için neden gayret sarf etmezsiniz.
Çocuklarınıza çok kuvvetli İslâmî, imânî şuur verin!.. "Sen mü'minsin! Asıl vazifen Allah'a kendini sevdirmek, Allah'a iyi kul olmak!" deyin!..
1.242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.