Kadırga mahkûmları gibi üç saat kürek çektikten sonra kat ettiğimiz mesafe, adayı el kadarbir karartıya dönüştürdü. Birkaç hafta önce ilk kez gördüğüm ve kötü bir şeyler olacağını sezdiğim etrafı farezlerle çevrilmiş kaleye hiç benzemiyordu; artık kırılgan görünüyordu. Dalgalar tarafından istila edilme tehdiniyle karşı karşıya kalmış koca bir kaya parçasını andırıyordu.
O yanlış evlenip çabuk ayrılan kızlar
Her gece uykusuzluk her sabah zorluk
Mutluluk size uzak ne desem yalan kızlar
İş güç dağdağası büyütülecek çocuk
Yaşamaya vakit yok ah kızlar aman kızlar
Her yerde yadırganır çevresi ona soğuk
Yalnızlıktan her dakika kırılan kızlar
Bir çoğu umutsuz birazı aksi birazı uçuk
Her sözü her bakışı tartışılan kızlar
Erkeklere sürek avı kadınlara korkuluk
Ah kızlar aman kızlar ulan kızlar ulan kızlar
Her günün ya büyük bir hüznü ya da küçük bir endişesi vardır. Dün sevdiğiniz birinin sağlığı için endişeleniyordunuz, bugünse kendi sağlığınız için; yarın para sıkıntısı, öbür gün bir iftiracının yergisi, ondan sonraki gün bir dostunuzun başına musallat olan bir felaket; sonra hava koşulları, ardından kırılan ve yok olan bir şeyler, sonrasında vicdanınızın ve omurganızın size sitem ettiği bir keyif, bir başka gün ise toplumsal çalkantılar gelir. Yürek acılarını saymıyoruz. Ve böyle sürüp gidecek. Bir bulut dağılırken diğeri yoğunlaşacak.
her yerde yadırganır çevresi ona soğuk
yalnızlıktan her dakika kırılan kızlar
bir çoğu umutsuz birazı aksi birazı uçuk
her sözü her bakışı tartışılan kızlar
erkeklere sürek avı kadınlara korkuluk
ah kızlar aman kızlar
ulan kızlar
ulan kızlar
Mutlu musunuz? Tamam o zaman, her gün kederlisiniz demektir. Her günün ya büyük bir hüznü ya da küçük bir endişesi vardır. Dün sevdiğiniz birinin sağlığı için endişeleniyordunuz, bugünse kendi sağlığınız için; yarın para sıkıntısı, öbür gün bir iftiracının yergisi, ondan sonraki gün bir dostunuzun başına musallat olan bir felaket; sonra hava koşulları, ardından kırılan ve yok olan bir şeyler, sonrasında vicdanınızın ve omurganızın size sitem ettiği bir keyif, bir başka gün ise toplumsal çalkantılar gelir. Yürek acılarını saymıyoruz. Ve böyle sürüp gidecek. Bir bulut dağılırken diğeri yoğunlaşacak. Yüz günün birinde güneşli bir havada sevinci tadacaksınız. Ve mutluluğun tadını çıkaran azınlığın içindesiniz!
Sayfa 298 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2. CiltKitabı okudu
İsterler ki bir ses, bir yürek onları bulsun ve çocukluğun o sert kışından çekip çıkarsın.
Yeterince soğuk yemişlerdir, isterler ki bir yürek onları sarmalasın ve sıcaklığıyla ısıtsın.
Goethe 74 yaşındayken, 19’unda bir genç kızı Ulrike’yi sever. ağzından yazdığı, şimdiki ruh halini şaşırtıcı bir biçimde ifade eden aşağıdaki dizeleri koyar.
Bu şiir reddedilmesi üzerine duyduğu üzüntüyü yansıtır. Goethe şiiri 5 eylül 1823 yılında Cheb'ten Weimar'a giderken yazmaya başlar, 12 eylül'de yolculuğunun bitmesiyle
Bir kızın kocaman gözlerinde gördüm
bulutların dağlara sessizce çöküşünü
Çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci
ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım
çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya
bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda
Harelenen sularda bir yanık kokusu
ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi
Işık zamana bağlı zamansa onun
kocaman
Mutlu musunuz? Tamam o zaman, her gün kederlisiniz demektir. Her günün ya büyük bir hüznü ya da küçük bir endişesi vardır. Dün sevdiğiniz birinin sağlığı için endişeleniyordunuz, bugünse kendi sağlığınız için; yarın para sıkıntısı, öbür gün bir iftiracının yergisi, ondan sonraki gün bir dostunuzun başına musallat olan bir felaket; sonra hava koşulları, ardından kırılan ve yok olan bir şeyler, sonrasında vicdanınızın ve omurganızın size sitem ettiği bir keyif, bir başka gün ise toplumsal çalkantılar gelir. Yürek acılarını saymıyoruz. Ve böyle sürüp gidecek. Bir bulut dağılırken diğeri yoğunlaşacak. Yüz günün birinde güneşli bir havada sevinci tadacaksınız. Ve mutluluğun tadını çıkaran azınlığın içindesiniz!
Sayfa 298 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 2. CiltKitabı okudu
I.
Tenime yabancılaştım, etime
…
Saçlarım o eski güzelliğini
Çoktan yitirdi
Şimdi yalnız bilmem neden
Zaman zaman yüzüme vuran
Bir utancı perdeliyor sadece.
Istırap ise daha hoş karşılanan bir ziyaretçidir, en karanlık kılığında gelip bizi kasvetle sarmaladığında; çünkü o zaman, kırılan umutlarla daha fazla hastalanmaz yürek.
"Siz geri çevirdiniz beni, siz, insanlar yani, siz hor gören bir suskunlukla ittiniz beni. Size olan tutkuma bütün hayatımı hor görerek karşılık verdiniz."