Roman bir aşk hikayesi üzerine kurulu olsa da, sorgulayış, kendini tanıma ve his dünyasındaki keşifler romanın asıl etki altında bırakacak kısmını oluşturuyor.
Birtakım hislerin henüz farkına varılışının tattırdığı coşkuyla utanç duygusunun, insanı götürdüğü “alem”in tanımı kişiye özeldir. Her insan; kendi yaşanmışlıkları, iç dünyası, yaşam tarzı ve öncelikleriyle kendine özgüdür. Sevinçle birlikte şaşkınlığı da beraberinde getiren tanımlama duygusudur “bilinmez”i tanınır kılan. Bu keşif; insanı bazen mutlu, bazen umutlu, bazen dalgın, bazen coşkulu, bazen sessiz, bazen konuşkan ama çoğunlukla düşünceli bir hale getirir.
Yeniyle eski, madde ile mana, bedenle ruh, Doğu ile Batı, geçmiş ile gelecek arasında kurulacak dengeyle huzurun yakalanabileceği vurgulanmış kitapta. İnsan olmanın şuurunda yaşamanın, sorumluluklarının bilincinde olmanın insana kattıkları üzerinde durulmuş. Acının her yaşamda var olduğu ve bundan kaçışın mümkün olmadığı konusuna değinilmiş. İnsanı çok etkileyen olayların ardından zihnine üşüşen düşüncelerden kaçamaması ve düşüncelerine yön verememesi hali oldukça ustaca işlenmiş. Rüyalara, hayallere, düşünce ve sorgulamalara yerli yerinde değinilmiş. Betimlemeler insana romanın havasını başlı başına yaşatıyor.
İnsanı içsel bir yolculuğa davet eden bu romanı tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Friedrich Nietzsche ’nin temsilcisidir, iyinin ve kötünün ötesindeki insanı arar. O yeni insanın huzursuzluğunda..Nuran 1930’lu
