Erich Fromm, Karl Marx'ı hümaniter düşünce geleneğinin bir temsilcisi olarak değerlendirir. İnsana ve insanın içinde varolan potansiyele duyulan inancı simgeleyen Marx'ın asıl hedefinin, insanları, ekonomik ihtiyaçların doğurduğu baskı ve bağımlılıktan (yani, yabancılaşmadan) kurtarmak olduğunu söyler, "Böylece insanlar, bir insan olmanın onurunu ve bütünselliğini yeniden kazanabilirler."
Dünyadaki genel uygulama içinde, insanlar sosyalizmi de kapitalist bir anlayış ile uygulamaya koymuşlardır. Onlar için sosyalizm (ya da komünizm) insani açıdan kapitalizmden farklı bir toplum düzeni değil, işçi sınıfının daha yüksek bir sosyal düzeye getirilmeye çalışıldığı, başka bir kapitalizm biçimidir. Oysa Marx'ın amacı bu değildir. O, insanların kendileri, diğer insanlar ve doğa ile bütünleşmelerini, bir uyum içine girmelerini ister.