Çocuğun yüksek ve çirkin sesler, korkunç manzaralar, rahatsız edici hareketler gibi korku verecek şeylerden uzak tutulması gerekir. Zira bunlar, zayıf olduğu için çocuğun akli gücünün bozulmasına, dolayısıyla büyüdükten sonra da sorunlar yaşamasına neden olabilir. Çocuğun başına böyle bir şey geldiği zaman ise, vakit geçirmeden zıddıyla telafi edilmeli, bunu unutturacak şeylerle avutulmalıdır. (Süt emme dönemindeki çocuğun başına böyle bir durum geldiğinde) Onu rahatsız eden bu durumun ortadan kaldırılması ve belleğinde yer etmemesi için derhal ağzına meme verilerek süt emzirilmelidir. Daha sonra uyuyup da bunu unutuncaya kadar yumuşak hareketlerle beşikte sallanması gerekir. Bu iş ihmal edilmemelidir. Aksi taktirde bu korku çocuğun kalbinde yer eder ve çocuk bu şekilde büyür. Daha sonra da bu korkuyu gidermek çok zor hatta imkansız hale gelir.
Onlar sizin sayenizde gelir ama sizden değildir.Sizinle birlikte olsalarda size ait değildir.Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil.Zira kendi düşünceleri var onların.
Nasıl ki küçük bir fidanın üzerine ince bir çizik atılsa, o fidan büyüyüp çınara dönüştüğünde o küçük çizik, koca bir yarık olarak karşımıza çıkar; çocukluk döneminde de çocuğun üzerine atılacak "çizikler" yetişkinlik yıllarında derin yaralara dönüşür.
Bebeğin ağlaması kendi lisanıdır. "Bir şeyler yanlış, lütfen düzelt!" deme şeklidir.
Bebeklerin ağlaması, ihtiyaçlarının karşılanmasını isteyerek hayatta kalabilmelerine yardımcı olmak üzere yaratılmıştır... Bebeğinizin ağlamasına hem kulaklarınızla hem de kalbinizle cevap verin.