Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Özellikle, işlediği ahlaksızlıklar karşısında halkın başkaldırısını sindirmek için koyduğu ağır vergiler ve halkı itaate zorlayan fermanlarla Katolik Kilisesi, kendisine siyasi bir erk isnat etmiş ve bir derebeylik haline gelmişti. Bütün tasarruflarını, semadan alınmış ilahi talimatlarla gerçekleştirdiğini iddia eden kilise bu emirlere uymayanları da aforoz etmiştir. Kilisenin, vahiy yoluyla aldığını iddia ettiği talimatlarla bilimsel sahada da (Örneğin, yeryüzünün şekli gibi...) konuşmaya başlamasıyla asıl felaket meydana gelmiştir. Çünkü bir müddet sonra teorik ve deneysel bilimler, Tanrı tarafından öğretildiği iddia edilen bu bilgilerin yanlışlığını ortaya koymuş, bunun üzerine kilise bu handikabı aşmak için aralarında Galile, Kopernik ve Giordano Bruno gibi isimlerin de olduğu bilim adamlarına akıl almaz işkenceler yapmış, hatta bir kısmını ağaç yığınları üzerine koyarak yakmıştır. Bu aşamadan itibaren insanlar Tanrı'yı cahil ve zorba, vahyi irrasyonel, kiliseyi ve din adamlarını ise zalim olarak görüp din karşıtı bir cephede kendilerini konumlandırmaya başladılar.
STEPHAN JAY GOULD, İNSANIN ÜÇ BÜYÜK AŞAĞILANMASINI ŞÖYLE SIRALAR, 1. EVRENiN MERKEZiNDE DEĞİLİZ. KOPERNIK. 1473-1543 2. HAYVANLARLA AKRABAYIZ. DARVİN 1809-1882 3. ZiHNİMİZDE MiSAFİRiZ .FREUD. 1856-1939
Reklam
91 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Uygarlık, barbarlığın bir çeşidi olabilir mi?
Freud, hepimizin bildiği gibi psikanalizin kurucu babası. O da Kopernik gibi, Darwin gibi insanı tahtından edenlerden biri. "Ego kendi evinde efendi değildir" demişti. Anlayacağımız, kendi evimizin bile sahibi değiliz. Bazı görüşlerine katılmayabiliriz fakat bu onun zeki bir adam olduğu gerçeğini değiştirmez. Kitaba geçelim. Bu kitabı
Uygarlığın Huzursuzluğu
Uygarlığın HuzursuzluğuSigmund Freud · Cem Yayınevi · 20183,035 okunma
Kendimizi Evren'in göbeğinde sanmıyor muyduk? Kopernik, Galile ve diğerleri çıkagelip yanlışımızı düzeltiverdiler: Hayır, dediler, orta halli bir gökadanın dış mahallelerinde yer bulmuş sıradan bir gezegende yaşıyoruz. Özgün ve benzersiz, öteki canlıların dışında yaratıklar olduğumuzu düşünmüyor muyduk? Ne yazık! Darwin bizi hayvanların ortak evrim ağacının bir dalına tünetiverdi...
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, çeviri: İsmet BirkanKitabı okudu
Bilgi güçtür | Bacon ve Descartes | Descartes bir casus muydu ?
Koper­nik'in güneşi evrenin merkezine yerleştirdiğini ve en güncel matematiği öğrendi. Poitiers Üniversitesinde hukuktan mezun oldu ve daha sonra çok şaşırtıcı bir şey yaptı: Protestan ordusuna gönüllü yazıldı. Descartes'ın yetişkinlik hayatının tümünde savaş­lar Avrupa'yı kasıp kavurdu [30 Yıl Savaşlani ve kendisi neredeyse dokuz yıl boyunca bu savaşların bir parçasıydı. Descartes hiçbir zaman cephede sa­vaşmadı ama pratik matematik bilgisini kullanarak ve top merrnilerinin düşeceği yerleri hesaplayarak askerlere yardım etmiş olabilir. Bu yıllarda hem Protestan hem de Katalik ordulara bağlı çalıştı ve anlaşıldığı kadarıyla her zaman önemli siyasi veya askeri olayların gerçekleştiği yerlerdeydi. Neler yaptığını veya o kadar seyahat etmek için parayı nereden bulduğunu bilmiyoruz. Belki de bir ajandı. Eğer ajansa, büyük olasılıkla her zaman sadık kal­dığı Katoliklerin hesabına çalışmış olmalıydı.
Sayfa 110 - ALFA | Araştırma yayın eviKitabı okuyor
Galileo Galilei
Venedik topraklarında eğitim veren, Pisalı bir matematikçiydi. İsmi Galileo Galilei'ydi. Galileo, fikrini spekülatörlerin teleskopu icat ettiği Flandre'den gelen fakir bir Hollandalıdan çalışmıştı, adam İtalya'ya zengin olma rüyalarıyla gelmişti. Ama Galileo mercek üzerinde ayarlamalar yaptı ve aleti oldukça geliştirdi. Teleskopu
Sayfa 328 - Yakamoz KitapKitabı okudu
Reklam
Francis Bacon ve Rene Descartes, örneğin, Aristocu araştırma biçimlerine geri dönüp bilimi faydalı olabileceği konuma yerleştirdiler. Aynı zamanda, onlar ve diğerleri, her fiziki olayın tamamen fiziki nedenleri olduğunu savunan mekanik dünya görüşünü kurdular. Galileo ,Descartes ve diğerleri, dünyadaki her şeyin, hava ,su ve ateşten olduğuna dair
Eğik kuleler ve teleskop | Galileo ve Kopernik
İki Büyük Dünya Sistemi Hak­kında Diyalog adını taşıyan astronomi kitabını üç kişinin arasındaki bir sohbet gibi kaleme aldı. Ki­şilerden biri Aristoteles'i diğeri Kopernik'i temsil ediyordu ve üçüncüsüyse ev sahibi vazifesini üstle­niyordu. Galileo böylelikle evren hakkındaki eski ve yeni görüşleri hangisinin doğru veya yanlış olduğu­nu söylemek zorunda kalmadan tartışabildi. Evvela Aristoteles taraftarı olan karaktere Simplicio adını vermişti. An­tikçağda aynı adı taşıyan bir Aristoteles yorumcusu olsa da bu ad İngilizcede olduğu gibi İtalyancada da "ahmak" anlamına gelen "simpleton" sözcüğünü çağnştınyordu ve söz konusu karakter çok zeki de­ğildi. Kopernik taraftarı karakter, "bilge" ve "emin" sözcüklerini çağrıştıran Salviati adını taşıyordu ve en iyi sözler ve argümanlar açık arayla ona aitti.
Sayfa 97 - ALFA | Araştırma yayın eviKitabı okuyor
Yanlış anlaşılmak o kadar kötü bir şey mi ki? Pisagor yanlış anlaşılmıştı, Sokrates de, İsa da, Luther de Kopernik de Galileo ve Newton da, ete bürünmüş her saf ve bilge ruh da yanlış anlaşılmıştı. Büyük olmak yanlış anlaşılmaktır.
Basit çözümler aynı zamanda güzeldir, 'elegan'dır.
"Matematik, düşünme sanatını sembolleştirir. Bugün mantık da matematik esaslara göre düzenleniyor. Boole cebri buna örnektir. Matematik, düşünmede ekonomi sağlar. İlim tarihi bize göstermiştir ki, basit ve sarih fikir, daima muğlak ve karışık fikre galip gelmiştir: Ptoleme, Kainat sisteminde arzı sabit tutuyordu; her şey arzın çevresinde dönüyordu. Halbuki, güneşi sabit kabul eden Kopernik sistemi çok daha basittir. Basit çözümler aynı zamanda güzeldir, 'elegan'dır."
Reklam
1804 yılında öldüğünde, ortaya sürdüğü 'deneysel dünyayı zihin oluşturmuştur' argümanı, felsefe dünyasının Kopernik reformu olarak algılanmaya başlamıştı.
Sayfa 89 - Caretta KitaplarıKitabı okudu
İşin ilginç yanı, gelecekte neyin önemli ve yüksek değerde, neyin zavallı ve gülünç sayılacağını bugünden hiç bilemeyişimiz. Geçmişte de Kopernik'in ya da söz gelimi Kolomb'un buluşları başlangıçta gereksiz, gülünç şeyler sayılmadı mı? Ya da herhangi bir ahmağın yazdığı zırvalar gerçek olarak görülmedi mi? Tıpkı bunun gibi, ola ki bize böylesine olağan görünen şimdiki yaşamımız da, gün gelecek tuhaf, yakışıksız, budalaca, pek de temiz olmayan ve hatta belki günahkâr bir yaşam sayılacak...
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Alev Alatlı der ki
"Güneş her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat değil, devirli bir oluşumdur. Gün olur, en gerideki en öndekinden ileride olur. Aristarkus, Kopernik'e "zıpçıktı astrolog" diyen devrimci Martin Luter'den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadizade Mehmet'in çok ötesinde. Siz istihkâmlarınızı güçlendirin, zor zamanları fırsata çevirin. Benim yaşıma geldiğiniz- de, benim hiç olamadığım kadar hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olun. Aziz ülkemize gelince, ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye'yi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye'nin. Batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar. Mademki son temsilcileriyiz Gezegen'in iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek "gerçek", soğuyan Güneş'in dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı."
Evrenin merkezi neresidir ? | Johannes Kepler
Tycho Brahe, Koper­nik'in güneşi merkeze alan evren modelini hiçbir zaman kabul etmemiş olsa da Kepler farklı bir bakışa sahipti. Kepler fırtınalı, kaotik bir hayat sürdü. Kansı ve küçük kızı öldü, annesi büyücülükten yargılan­dı. Kepler, Reformun ilk günlerinde çok dindar bir Protestandı ama yetkililerin çoğu Katolik olduğun­dan adımlarına dikkat etmek zorundaydı.
Sayfa 88 - ALFA | Araştırma yayın eviKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.