Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Merhaba arkadaşlar. Dün https://1000kitap.com/beydervis'un ortaya attığı fikirden hareketle ben de kendi beğendiğim, gözüme çarpan ve kaydedilenler bölümüne attığım incelemeleri sizinle paylaşmak istiyorum.
İsim olarak kimseyi etiketlemedim. Gören görsün. Elbette burada gözden kaçan içinde bize çok şey katacak incelemeler vardır. Ben bu
Dostoyevski okurken birden aklıma hangi burç olduğunu sorgulamak geldi. Vikipedi'den sorguladığımda akrep burcu olduğunu öğrendim. Ee sonra dedim bunu neden genele yaymıyoruz. Çoğumuz ilk etapta inanmasa da bu burç / astroloji batağına düşüyoruz. Şampiyonlar ligi diye nitelendirebileceğim burçlar var. Siz de bildiklerinizi yazarsanız sevinirim.
Kim tarafından yazıldığı bugün hâlâ tartışma konusu olan Portekiz Mektupları, yüzyıllardır ilgiyle okunmaya devam ediyor. Gerçek biri tarafından mı yazıldığı yoksa kurgu bir eser mi olduğu hiçbir zaman net olarak bilinemeyecek olsa da, tüm dünyada edebiyatseverleri etkilemeyi başarmış bir eser olduğunu söylemek mümkün.
Hakkında birçok söylenti
Oğuz Atay - Tutunamayanlar
John Lehrer - Proust Bir Sinir Bilimciydi
Simon A. Grolnick & Leonard Barkin - Between Reality and Fantasy: Transitional Objects and Phonomea
Reinhard C. Kuhn - The Demon of Noontide: Ennui in Western Literature
(..) tüm artılarına rağmen internet bizi insanlığımızdan da uzaklaştırıyor. Bilgisayarlarımıza ve akıllı telefonlarımıza gittikçe daha yapışık bir halde yaşıyoruz, toplumsal ve profesyonel yaşantımızı e-postaların, sosyal medyanın, blogların ve tweet'lerin etrafında kuruyoruz. Aşırı dijital bilgiye maruz kalmak bizi makinelere, işkoliklere ve pasif tüketicilere çeviriyor. O sert, somut varlığı üzerimizde baskı yaratıyor ve insan doğamız ile bize dayatılan iletişim şekilleri arasında bir uyuşmazlığa neden oluyor. Analog doğamız dijital bir akışa sığdırılıyor. Bu yüzden komedyen Louis C.K.'in de dediği gibi, " Günümüzde her şey muhteşem ve kimse mutlu değil."
Deli, aklını yitirmiş insan değildir:
"Deli, aklı hariç her şeyini yitirmiş insandır." (G.K.C)
Delilik yalnızca bir ilişkidir, akılcı olan, gerçek olan gibi. O bir gerçekliktir, bir nedendir...
C.K. Chesterton,
Jules Verne, Don Delillo, Michel Foucault,
George Simenon, Milan Kundera, Jean
Baudrillard, Louis-Ferdinand Celine, Susan
Sontag, James Joyce, Samuel Beckett, Chuck
Palahniuk, Dylan Thomas...
Fourneir’in 40 koca yılı birlikte geçirdiği eşinin ölümünün ardından hissettiklerini parçalı anlatım tekniğini kullanarak kısa fragmanlarla ona olan özlemini dile getirdiği bir kitap Dul.
An’da kalıp an’ı tekrar yaşayarak adeta anılarının fotoğraflarını cümlelere döken yazarın kâh içinin acısını kâh yarım kalmışlığını dile getirdiği bu kitap kimine göre “gidenin ardından bir ağıt” kimine göre “yarım kalmışlığının sitemi” kimine göre de ihtişamlı bir serenad. Bu tamamen okuyucusunun duyumsamasıyla alâkalı...
Her satırda koşulsuz sevgi ve bağlılığı iliklerinize kadar hissettiğiniz kitap, duyguların varlığının hissedilen kişinin maddesel yokluğuna karşın yok olmadığını, ardında bıraktığı eşyalara yüklenen derin anlamları, koku hafızasını, geçirilen anın kıymetinin yâd ediyor.
Her ne kadar bu kitap yitirilen bir eşin arkasından yazıldıysa da, hayat yolculuğumun farklı duraklarında inen ve artık başka bir iklimin kuş(c)ağında yaşayan tüm sevdiklerimi hatırlattığı İçin ziyadesiyle yorucu, bir o kadar da özlem gideren oldu.