Var olduğumuzdan beri insan doğası bizler için hep soru işareti oluşturmuştur. Geldiğimiz noktada bile insanı, bu gizemli varlığı tam olarak anlayabilmiş değiliz. Yazar da insanı, insana anlatmaya çalışmak gibi zor bir işe girişmiş.
Ahlak, erdem, cesaret, korku, kıskançlık, merhamet gibi birçok kavramı ele alıyor. Bu kavramların yerine göre iyi
BİR DERİN OKUMA DENEMESİ
Georges Perec’in Kayboluş’undan söz edilmişti. Hiç E harfi kullanmamış diye. Niyeyse aklıma geldi. Ardında Bilge Karasu varmış meğer. Perec bulanıklaşınca anladım. Kılavuz. Asıl oymuş aklımda. Zaten ne olacaktı ki ya Gece ya Kılavuz.
Bilge Karasu da hiçbir eserinde VE bağlacını kullanmamış ya, Perec işte onu
Bazı romanlar vardır, okuyup bitirdikten sonra bile romanın karakterleri içinizde yaşamaya devam ederler, kafanızda o romana farklı devam metinleri yazar, bir süre o eserin etkisinden kurtulamazsınız. Çok sevdiğim kitaplarda yaşadığım bu hal, Bilge Karasu’nun “Kılavuz” romanında bambaşka şekilde kendini gösterdi. Romanı bitirdiğimde eserin
Yeni bir başöğretmen atanmış: Zehra. Amanın Allah, sormayın gitsin meziyetlerini. Disiplin, azim, çalışkanlık, özveri, doğruluk, temizlik, fedakarlık... Tüm bu kelimeler sanki Zehra’da kendini buluyor da eksikliğini gidermiş oluyor sanki. Kendine belirlediği ufuk üzerine tutturduğu yolda müstakil bir çizgide ilerliyor hatta öyle ki okulunu dahi bölge halkı “Zehra Abla Mektebi” diye anıyor.
Kitabın ilk kısmında yazar hemen hemen bu minval üzere bahsettiriyor öğretmen hanımdan. Tam bir roman kahramanı ve kamil insan heykeli... Elbette ki bir ‘ama’sı var her şeyde olduğu gibi: acımak duygusu. Hemen herbir tavize kapılarını kapatan başöğretmen kendi doğrularından bir an olsun sapmadan ilerliyor hayat yolunda.
Acımak duygusunun katili olarak babasını - ki baba demeye dahi dili varmıyor- mesul tutuyor. Günlerden bir gün gelen haberde babası - Mürşit Efendi’nin ölüm döşeğinde olduğu, onu sayıkladığı haberini alıyor ve olaylar gelişiveriyor.
Reşat Nuri’nin ince ince, ilmek ilmek işlediği bu kurmaca dünyada gerçekleşen maskeli balo izlencesine gelin siz de bir göz atın.
Önyargılar gerçekten de atom parçalamaktan zor mudur dersiniz?
Fyodor Dostoyevski
Evet, yanlış okumadınız. Yukarıdaki cümle edebiyatın en büyük isimlerinden Dostoyevski’ye ait.
Edgar Allan Poe’nun öyküleri Rusya’da yayımlanır ve ardından Dostoyevski bu öyküleri okuyarak Poe’ya olan hayranlığını bir yazısında dile getirir.
Hatta birçok kişinin bilmediği bir gerçek bize şunu söyler:
Şiddetle tavsiye edebileceğim bir kitap. Son zamanlarda okuduğum en güzel kitap diyebilirim. Zaten beğenmediğim kitaplar hakkında inceleme yazısı yazmayı sevmiyorum. Kitabı okurken şu şarkı sözleri geldi aklıma: " Tak etti canıma bu maskeli balo, bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri" Kitapta toplumdaki birçok karakterde insandan örnekler mevcut. Sahte ve çıkarcı insanlarla dolu toplum ve aile ortamında kendisine bir yer ve kişilik bulabilmek için çabalayan, bunun içinde birçok sahteliğe göz yummak zorunda kalan Hayri İrdal'ın anlatımıyla mükemmel bir şekilde kurgulanan kitapta insanların çıkarları için ne kadar bayağılaşabileceği ve bu uğurda bütün hayatını bir maskenin arkasında toplumun direttiği doğrultuda yaşayayışını anlatıyor. Doğu ile Batı arasında kalıp ikisinin de her türlü pisliğine maruz kaldıkça bozulan toplumda ya yalnızlaşacağız ya da düzene uyacağız. Sanırım yalnızlaşmak en güzel tercih.
Kendi yaşantımı düşündüm; bulunduğum çevreleri, iş yerlerini, tanıdığım insanları... Boş verebilseydim hiçbir şeye aldirmasaydim, üzülecek yerde gülseydim... Ama yapamadım, anlamamıştım yaşamın maskeli bir balo olduğunu. İnsanların her gun, her an değişik maskeler taktıklarını... Ben de kendime çeşitli maskeler hazırlamalıymışım! Boy boy, renk renk... Yerine göre kullanmalıymışım, duruma göre... Güleç, kızgın, asık suratlı, üzgün, perişan, mutlu... Hepsinin yeri geldi ama yapamadım. Hep kendi yüzümü taşıdım. " Binbir surat" denilen insanlar arasında maskesiz biri yaşayabilir miydi ?
Dayanabilir miydi..?
Yaredir sinede eski sevgili
Eski sevgili eski günler
Hayata baksana takmıyor kimseyi
Hiçbir şey diriltmez artık geçmişi
Yaredir yine de
Yaktım gemilerimi
Dönüş yok artık geri
Tak etti canıma bu maskeli balo
Bu maskeli balo
Ve onun sahte yüzleri
Yaredir sinede eski sevgili
Ne yapsan kolay unutulmaz
Ağlama geçmişe yaşadık bitti
Anılar bizi yalnız bırakmaz
Yalnızız yine de