Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
MELEKLERE İMAN EDİYORUM Etrafımızda; ağaç, kuş, taş, toprak, kedi gibi pek çok varlık vardır. Bu varlıkları gözlerimizle doğrudan görebiliriz. Bazı varlıkların da olduğuna inanırız ancak bazı aletler olmadan onları göremeyiz. Mikroplar ve bakteriler gibi. Bir de varlığına inandığımız ama gözlerimizle ve başka aletlerle bile göremediğimiz varlıklar vardır. Melekler gibi. İmanın ikinci şartı, meleklere inanmaktır. Melekler, nurdan yaratılmış, istedikleri şekillere girebilen, gözle görülemeyen varlıklardır. Meleklerde erkeklik ve dişilik yoktur. Allâhü Teâlâ'nın emrettiği şeyleri eksiksiz ve tam olarak yerine getirirler. Yorulup usanmazlar. Yemek, içmek gibi ihtiyaçları yoktur. Kimi gökte, kimi yerde, kimisi de Arş'ta vazifelidir. Sayılarını ancak Allâhü Teâlâ bilir. İçlerinden dört büyük melek, meleklerin peygamberleridir. 1- Cebrail aleyhisselâm: Cenâb-ı Hakk'ın vahiylerini peygamberlere getirmekle görevlidir. Hazreti Allah ile peygamberleri arasında vasıtadır. 2- Mikail aleyhisselâm: Yeryüzündeki işlerin mesela rüzgarların, yağışların ve bitkilerin meydana getirilmesinde görevlidir. 3- İsrafil aleyhisselâm: Sûr'un üflenmesi, kıyamet gününün meydana gelmesi, insanların ve cinlerin kıyamette tekrar dirilmeleri. hususunda görevlidir. 4- Azrail aleyhisselâm: Allâhü Teâlâ'nın emriyle insanlardan ve cinlerden eceli gelenlerin canlarını almakla görevlidir. Ayrıca her insanda, 384 vazifeli melek vardır. Bunlardan, Kirâmen Kâtibîn melekleri, insanın yaptıklarını yazmakla görevlidir.
Meselâ: Bir sultan uzak beldede bulunan memurlarından birine bir mektup gönderip, bulunduğu diyarda kendisi için bir köşk bina etmesini ona emretse ve bu mektup o memura ulaştığında ona çok itibar edip her gün okusa, lâkin emr olunan köşkü bina etmese, sonra Sultan gelip yapılmasını emrettiği köşkü hazır bulamasa, şüphesiz ki o memur, siteme hatta cezaya müstehak olur. Zira sadece mektubu okumak hiç bir fayda vermez. İşte Hazret-i Kuran o mektup misalidir. Mevlâ Tealâ Hazretleri onda kullarına namaz, oruç gibi din-i mübin-i İslâmın erkânını (temel meselelerini) ye- rine getirmelerini emir buyurmuştur. Öyleyse amelsiz mücerred (sadece) Kuran okumak insanı istenen gayeye ulaştırmaz.
Sayfa 376 - Kur’an-ı Kerim 9.Sayfa Tefsirinden
Reklam
Mesela Hüseyin Daim Paşa ve arkadaşlarının Sultan Abdülmecit'e karşı hazırla­dıkları suikast ve hükümet daresi teşebbüsü, böyle bir ön hareket olarak alınabilir (1859).
Mesela Enver Paşa tarih sahnesine , 23 temmuz 1908'de, Genç Türkler ihtilalinin bir yıldızı olarak doğdu .
192 syf.
8/10 puan verdi
·
68 günde okudu
Kitap eğlenceli, düşündürücü ve kesinlikle günümüz sorularına net cevap vermiyor. Günümüz sorunları ile ilgili belli kategorilerde sorular soruluyor kitapta ve birden fazla filozofun düşünceleri ile sorunun cevabı açıklanıyor. Bir filozof a diyorsa, diğeri b, öteki c, en sonuncusu da hepsi şıkkını verebiliyor mesela :) Kitaptaki görseller güzel hazırlanmış ve filozofların aforizmaları ile süslenmiş, okumayı daha da eğlenceli hale getiriyor. Değişik açıdan sunulmuş hoş bir kitap olmuş. Felsefeyi sevdirebileceğini düşünüyorum.
Nietzsche Bu İşe Ne Derdi?
Nietzsche Bu İşe Ne Derdi?Marcus Weeks · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018248 okunma
Kelimelerin ruhu vardır.
Kelimeler, sadece harflerin bir araya gelmesiyle oluşan anlamın dışında bir şeydir. "Çiçek" sadece çiçek değildir mesela. Ya da "mektup". Yalnızca bir zarfın içindeki kağıt mıdır, mektup? "Fotoğraf" denilince niye içiniz titrer o zaman? Çünkü o yalnızca bir fotoğraf değildir de ondan.
Reklam
Velîlerin kalbi, mücellâ bir aynadır; ve oraya muhatabının her hali akseder. Meselâ, suya düşmüş bir müridi bitişik odada kurutulurken, dakikalarca zangır zangır titreyen velî...
... belki hastalıkların bile ruhu vardır. Bunca katılığına rağmen insanın bir ruha sahip olduğuna inanıyoruz nasılsa. Önünden geçtiğim şu kafedeki insanlar mesela. Dünyada olup bitenlerden haberleri yokmuş gibi yaşıyorlar. Onca acıyı, açlığı, zulmü yaşayanlarla aynı dünyanın sakini değilmişiz gibi. Aynı vücudun azaları zannederdim tüm insanlığı. Çocuklar da ilk tuvalet deneyimlerinde kendilerinden çıkan şeyin vücutlarının bir parçası olduğunu zannedip ağlarlarmış. Benim gözyaşım kuruyalı çok oldu.
"Bir müddet önce gazeteye, kimseyi aramıyorum, biri beni bulsun istiyorum diye ilan vermiştim. Sonra büyük bir hata yaptığımı anladım, çünkü kaybolduğum yere insanların ulaşması imkansız" diye başlıyordu mektup, "insan en azından kendisi için harekete geçmeli, öyle değil mi? Bulunmayı beklememeli. Başkalarına sorarsanız, okumuş akıllı bir adamım ama emin olun zamanın akışına akıl sır erdiremiyorum. Babamın son fotoğrafına bakıyorum mesela: Otuz beşinde bir adam. Onun kişisel tarihinde o yaştan ötesi yok. Ne yaparsa yapsın benden yedi yaş küçük; zaman aktıkça daha da küçülüyor ama elleri ayakları hiç küçülmüyor. Ve nasıl bakarsam bakayım o fotoğraftaki adamı daha yaşlı biriymiş gibi görüyorum. Yazdığım gibi işte efendim, zaman konusunda aklım çok karışık. Velhasıl hayat beklemiyor, beklemek gibi bir derdi de yok. Biz onu anlayana kadar gelip geçecek" diye de devam ediyordu. Ve... "Öncelikle fotoğrafınızı değil, kalbinizi görmek isterim. Aynı nedenle, mektubuma kendi fotoğrafımı eklemedim. Olur da kalbimi severseniz, elbet yüz yüze görüşürüz" diye sona eriyordu.
Sayfa 12 - Yapı Kredi Yayınları (İçler Dışlar Çarpımı)Kitabı okuyor
Reklam
“Değiştiremiyeceği özelliklerdi bunlar. O zaman aynaya değil başka yere bakmalıydı, mesela dünyanın kendisine.”
27.04.24
Beklentilerin sonu hayal kırıklığıdır. İnsan hep beklediği yerde unutulur aslında. En heyecanlı olduğu anda öyle bir şey olur ki hayatının en büyük hayal kırıklığını yaşar. Hep beklediği, umduğu yerden kırılır insan. Çok güzel olacağını sandığı gün hayatının en kötü anılarıyla dolar mesela. Sanmak da en büyük hatadır zaten. Hatalarla yaralanır ama hatalarla da büyür insan. Dünya böyledir işte. Dışardan öyle renkli öyle güzel görünür ama insanı yaralarla büyüten acımasız bir yerdir sadece. Kimisine hayat, kimisine de sadece acı veren acımasız bir yer...
Sonunda geldi. ... "Kirke," dedi beni görünce. O kadar. Mesela "ayak" dermiş gibi.
Sayfa 58
Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı; Yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil Ölmekten korktuğun halde Ölüme inanmadığın için. Nazım Hikmet
Karşımda olsan mesela. Baksam yüzüne, gözüne, kirpiğinin kıvrımına. Hayal bu ya Sende bana baksan.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.