Kitabın ilk bölümü kitaba da ismini veren "Kıyamet Aşısı" konu başlıklı yazıyla başlıyor. Üstadın kaleminden dökülen her cümle ruhumuzun, zihnimizin ve kalbimizin en derinlerine işliyor.
Üstat bu bölümde Müslümanın kıyameti içindedir, bunu bilerek her an Rabbinin huzuruna çıkacakmış gibi kendini hazırlaması gerektiğini
(İncelemeyi yazmadan önce kitabın aklımda kalan bölümleri dışında bazı yerleri tekrar gözden geçirdim ve buradaki incelemelerin tamamını okudum. Çamur atanlar hemen hemen aynı çıkarımlarla birbirlerini tekrar etmişler.)
Yazmaya 14 yaşında başlayan Şule Yüksel Şenler, bazı arkadaşlarının etkisiyle namaza başlayan abisi Üzeyir Şenler'in
Merhaba. Bu kitabı Süleyman Ateş'in "Gerçek Din Bu" adlı kitabıyla beraber okudum. Ateş, genel olarak Dursun'un istemeyeceği kadar akılcı bir yaklaşım içerisinde. Ama bununla birlikte birçok kişiye nazaran da aykırı bir düşünce yapısına sahip. Miracı, recm cezasını, peygambere atfedilen mucizeleri vs.. kabul etmiyor. Bunların aksine
Kıymetli Dostlar Es-Selam…
Son günlerde en çok tartışılagelen bir konu, Hadis…
Gerçekten sadece Kur’an bize yeterli midir veya Hadise ihtiyaç var mıdır sorularıyla sık sık karşılaşıyoruz.
Bu bağlamda öncelikle Hadis ilmi nedir kısaca bahsetmek istiyorum;
Müslüman olmak;
Hepimizin idrak ettiği gibi Allah'ın (c.c.) varlığına, birliğine
ve
Değerli 1K Okurları!
Yaklaşık 1 ay önce İslam Düşünce Okumaları üzerine 1.Etkinliğimizi düzenledik.
Yapılan istişareler sonunda bu bağlamda 2.etkinliğimizi de düzenlemeye kara verdik:))
Amacımız;
1-Bir düşünürün kitabı belirlenip belli bir zaman diliminde okunması,
2-Veya kimde hangi düşünürlerin kitapları varsa onların
"DİNDAR AHLAKSIZ; DİNSİZ AHLAKLI OLABİLİYOR" SÖYLEMİ
Bu mesele günümüzün can alıcı meselelerinden bir tanesi. Neden diye sorulursa, buna cevap olarak belki gerçek belki algıdır, bilemiyorum dindarım diyenlerde ahlaksızlaşmanın artması gösterilmekte... Hatta o kadar ki bu durum ateist olmaya veya deistleşmeye malzeme
Ya hiç doğmamış olmak veya hiç unutulmamak isterdim.
François-René de Chateaubriand
______
Bu cildin başında, M. Kemal'in, bir komutanın nasıl davranması gerektiği yönünde birtakım yazıları bulunuyor. Buna bir örnek olması bakımından şunu aktarıyorum: "Verilen emirlerin gerekçesini söylemek yoktur. Bu, kumandanın nüfuzunu azaltmaktan
Değerli 1K Okurları!
Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik;
İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ.
Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım.
Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:)))
Öncelikle;
İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
"Sizi rahatsız etmeye geldim..!"
Ali Seriati'nin meşhur, kitaplarının giriş cümlesi. Çarpıcı ve daha da ilginci gerçekten kitabı okurken rahatsız oluyorsunuz. Konuşulmayan, konuşturulmayan hatta düşündürülmeyen acı gerçekler sizi rahatsız eden.
Yazarın daha önce Dine Karşı Din kitabını okumuştum ve beni çok etkilemişti. Kendisini araştırdığımda daha da etkilendim, yaşamı, fikirleri, genç yaşında öldürülüşü..
"Eleştirinin olmadığı yerde putçuluk başlar." sözüyle karşılaşınca tamam dedim bu adam. Çağımız Ebu Zerr'i. Tabi Ali Şeriatı Şii olduğundan bizim ehli sünnet, Sünni camia uzak duruyor kendisinde, ee arkadaş siz çıkarsaydınız bir Ali Şeriati, özeleştiri yapan, dinin, müslümanın geldiği noktayı elestiren bir adam onu okusaydık.
Artık kitaba geçelim Bilinç ve Eşekleştirme, aslında eşekleştirmeden kastı bilinçsizleşme ama aynı şey zaten demeye getirmiş Şeriati. Özetle insanın kendini anlama yolunda olması gerektiği ki buna insanı bilinç diyoruz ve zamana, topluma, kendisine karşı sorumluluk hissetmesi buna da toplumsal bilinç diyoruz. Hayatımızın anlamı ve yegane amacıdır. Fakat bu iki bilinci kaybettiğimiz de eşekleşmiş oluyoruz. Eşekleştirme yani zihni bu iki bilinçten yoksun bırakmanın cesitleri, metodları, yeni eşekleştirmeyi çok güzel örneklerle anlatıyor Ali Seriati. 80 sayfalık bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Zamanında bir hocama telefon açtığımda, 'Selamun aleyküm, nasılsınız hocam?' demiştim.
- Evlâdım, darılmazsan sana bir hususu belirtmek istiyorum.
- Estağfirullah hocam, buyurun.
- İstanbul kültür ve âdabında küçük büyüğe değil; büyük küçüğe hâl hatrını sorar, demişti.
Eski bir İstanbul beyfendisi olan hocam daha sonra İstanbululların altta arz
İnsanlarla sağlam dostluk kurabilmenin neredeyse muhal olduğu bir çağdayız.
Dostluk diye çıkılan yolda arkadaş oluyoruz ancak o da pamuk ipliğine bağlı oluyor.
Bunun sebebi belki fikrî mülahazalardan elde edilen menfi neticeler, belki zıt istikamete doğru yürümeler, belki vefasızlık, belki insafsızlık ya da verilen değeri görememe…
Bu liste
Esasen param olmadığı için bankaya para yatırmamışsam, böylece banka ile herhangi bir ilişki kurmamışsam kendimi faizin ortadan kaldırılması için mücadele ediyor farzedebilir ve neticede kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşıyorum diyebilir miyim? Namaz kılmama izin veren bir yerde ve meselâ Almanya'da veya İngiltere'de veya Amerika'da yaşıyorsam, böyle bir müsadeye bakarak iyi bir dünyada yaşadığımı ileri sürebilir miyim? Süremiyorsam ve sırf namaz kılmama müsaade edildiği için o toplumda İslâm'ı hakim kılabilmek için herhangi bir girişimde bulunmuyorsam kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak yaşayabildiğim söylenebilir mi?
Demek ki, kötü bir dünyada iyi bir Müslüman olarak kalabilmem için kötülüklerin ortasında bile benim namaz, oruç gibi ibadetlerimi yerine getirebilmem, faiz, fuhuş gibi yasaklardan kaçınmam yetmiyor.
Aynı zamanda kötülüklerin ortadan kaldırılabilmesi için mücadelede bulunmam gerekiyor, aksi takdirde kötü bir dünyada sayılmayacak kadar çok, iyi Müslümanın bulunduğunu söyleyecektik, ama bu kadar iyi Müslümanın yaşadığı bir dünyanın nasıl olup da iyi olmadığını izah edemeyecektik.
Ulemanın vaz ettiği menhecten yoksun oldukları için hakikati arama yolunda bir vadiden diğerine savrulan günümüz gençliğinin bir sığınağı haline geldi Ali Şeriatî. Meşhur deyimle “İslamcı gençliğin” takip odağı haline gelmiş Şeriati, dünden bugüne sorgulanamaz, ölçüye vurulamaz bir tabu olma yolunda da ilerliyor hızlı bir şekilde. İslamîleşme adı
Buzlu zeminde yürürken nasıl dikkat edilmesi gerekiyorsa para ile Müslümanın buluştuğu yerde de özel bir dikkat gösterilmesi şarttır. Zira bu ümmetin sınavı mal üzerinedir. Malı tamamen dışlayarak, malsız bir hayat yaşamamızın mümkün olmadığı gerçeğine bakarak malla ve onun fitnesine bakarak nasıl yaşayabileceğimizi belirlemeliyiz. Zira Allah'ın bizim için takdir buyurduğu yaşam tarzı malla sürdürülebilir bir yaşamdır. Hatta mal, en üstün ibadetlerin yapıldığı bir vesiledir. İslam'ın yayılması ve yücelmesinde malın fonksiyonu büyüktür. Malsız bir hayat özlemiyoruz. Mala esir olmaktan, malın bizi mala dönüştürmesinden çekiniyoruz.