Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
188 syf.
6/10 puan verdi
Kkasik Japon edebiyatı. Sınırın güneyinde güneşin batısında. Nedense kitabın adı çok ilgimi çekti ve okumaya başladım. İlk etapta bir ergenin ilk flörtlerini okuyacağımı düşünüp sıkılganlık göstermiştim ama sonrasında yıllar nedense çok hızlı geçti. Baş karakter Hacimi’nin yaşamını geçirdiği evreleri anlatıyor kitap. İçeriğe girmeyi değil de sadece bende bıraktığı etkiyi anlatmayı sevdiğim için içerik hakkında yine detay vermeyeceğim merak edenler arka kapağı okuyabilirler. Kitapta muğlak çok fazla yer vardı bu yüzden klasik japon edebiyatı dedim. Bunun haricinde güzel anlardan söz etse de acılı bir aşk okumayı pek sevmiyorum. Fark ediyorum ki acıyı çeken kişiyle kendimi özdeşleştiriyorum. Burada aslında çok bahsetmek istiyorum son kısımdan ama spoiler vermek istemediğim için konuşmayacağım. Bazı okurlar müstehcen kısımların çok olduğunu, rahatsız olduklarını dile getirmişler. Beni rahatsız etmedi tabi ki ama müstehcen içerikten çok rahatsız olacak insanlar için gerçekten de biraz fazlaydı bu kısımlar. Okuyacak olursanız bu kısımları bilip okumanız önemli ama dediğim gibi beni rahatsız etmedi pek. Kitap ortalama bir kitap okunur mu yani okunabilir de okumazsanız da çok şey kaybetmezsiniz.
Sınırın Güneyinde, Güneşin Batısında
Sınırın Güneyinde, Güneşin BatısındaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20124,276 okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Spoiler
Joseph K. Sıradan bir yaşamı olan bir bankada çalışarak yaşamını kazanan çevresi tarafından sevilip saygı duyulan bir adam olarak tasvir edilmiştir. Yani memur tiplemesine uyan bir karakter olarak düşünebiliriz. Kitabın bu bölümlerinde Joseph K. Dönüşüm’deki gibi böceğe mi dönüşecek acaba demeden edemiyor insan. Öykü karakterin böceğe dönüşeceği
Dava
DavaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202153,1bin okunma
Reklam
Hac’da aldananlar
Başka bir grupsa, hac ibadetinde yanılgıya düşmüştür. Haksızlıkları terk, borçlarını ödemek, ana-babanın rızasını istemek ve helâl azık talep etmeksizin yola çıkarlar. Bazen yolda farz namazları ihmal ederler; bazen de beden ve elbise temizliğinde bile acizliğe düşerler. Zâlimlerin haksız vergilerine maruz kalırlar ve ellerindekinin bir kısmı onlardan alınır. Yolda müstehcen konuşmaktan, münakaşadan kaçınmazlar. Kimi zaman da bazıları haram mal toplar ve yolda arkadaşlarına bunu yedirir. Bununla da gösteriş yapıp itibar kazanmak ister. Bu kişi önce haram kazanmakla Allah'a isyan eder; ikinci olarak da onu gösteriş olsun diye dağıttığından günaha girer. Çirkin huy ve kötü sıfatlarla kirlenmiş bir kalple Kabe'nin yanına ulaşır. Bu haline rağmen Rabbinden bir hayır üzere olduğunu zanneder. Oysaki aldanmaktadır.
114 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İyi akşamlar
Bu kitap, aşırı merak ettiklerim arasındaydı. Spoiler vermeden her zamanki gibi, çok kısa yorumumu paylaşmak istiyorum. Kitabın bazı yerleri smut diğer tabiriyle müstehcen. Özellikle ortalara yaklaştıkça yetişkinlere özgü bir kitap olduğu daha iyi anlaşılıyor. Kitabın sarsıcı olduğu söyleniyor. Müstehcen yerleri hariç tutarsak, bence de sarsıcı olabilir. Şöyle ki, Felaketzedeler evi 1980'lerin Miami'sinde özel bir bakımevi sakinlerini ve çok az kişinin kayıtsız kalabileceği bir hikayeyi konu alıyor. Anladığım kadarıyla yaşanmış ve yazarın hayatından da izler taşıyor. Sevgiler.
Felaketzedeler Evi
Felaketzedeler EviGuillermo Rosales · Jaguar Kitap Yayınları · 20172,416 okunma
Müstehcenlik, Düzenin sözel cephaneliği içerisinde­ki ahlaki bir kavramdır. Düzen bu kavramı kendi ahla­kının ifadelerine değil de, diğerlerininkine uygulayarak kötüye kullanır. Müstehcen olan cinsel organının çevre­sindeki kılları sergileyen çıplak bir kadının resmi değil, saldırı savaşında kazandığı madalyaları sergileyen tam giyimli bir generalin resmidir; müstehcen olan Hippile­rin ritüelleri değil, yüksek mevkideki Kilise yetkilileri­nin savaşın barış için gerekli olduğunu ilan etmeleridir. Özgürlük Üzerine Bir Deneme Herbert Marcuse
…Bu basının yayınlarını yakından takip edince gördüm ki hükümete ahlaksızca kur yapılmaktadır. …Sarayın sevgisini bu şekilde kazanmak milletin şerefini hiçe saymak demekti. …Artık elime geçen her türlü yayını büyük bir dikkatle incelemeye başladım. Yazarlar Yahudilerdi. Hemen hiç farkına varamadığım binlerce detay dikkatimi çekti. Övgülerle dolu tiyatro eleştirileri tamamen Yahudiler hakkındaydı. Almanlardan başka birini kötülemiyorlardı. Fransız kültüründen övgüyle bahsediliyordu. Müstehcen yayınlar hemen hemen her gün yapılıyordu. Yahudilerin fuhuşta ve özellikle beyaz kadın ticaretinde büyük rol oynadıklarını tespit ettim. Sosyal demokrasinin basını Yahudiler tarafından idare ediliyordu. Basının hemen hemen tamamı onların elindeydi. Terbiye ve kanaatlerimin "milli" kelimesine verdiği anlama uygun bir yazıya hiçbir gazetede rastlayamıyordum. Marksist basını okumaya başladım. Fakat gördüm ki bunların da hepsi Yahudi'ydi. Elime geçen sosyal demokrat broşürlerini inceledim. İmza sahiplerinin hepsi Yahudi'ydi. Sonunda milletimizin şeytanını tespit ettim: Bir Yahudi bir Alman değildi.
Reklam
. 📣 SÖZLÜ TEŞHİRE DAİR NASİHAT   ~ İslam, müminlerin kalplerinin huzur içinde olmasını, tahrik edici düşüncelere ve aşırı tahayyüle bir son vermeyi istiyor, ki bu sayede müminler hayatlarını yakışık alır şekilde ve sükûnet içerisinde sürdürsünler. O tarz düşüncelerden uzak olsunlar ve böylece üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine
Öyleyse Tanrı'nın olmadığına mı inanıyorsunuz?" "Hayır, büyük olasılıkla bir tane var." "Öyleyse niye...?" Vahşi'nin sözünü kesti. "Fakat farklı insanlara farklı gösteriyor kendini. Modernlik öncesi çağlarda kendini, bu kitaplarda tarif edilen biçimde gösteriyordu. Şimdi ise..." "Şimdi nasıl gösteriyor kendini?" dedi Vahşi. "Kendini yokluk şeklinde gösteriyor; sanki hiç yokmuş gibi." "Bu sizin suçunuz." "Uygarlığın suçu diyelim. Tanrı; makinelerle, bilimsel tıp ve evrensel mutlulukla uyuşamaz. Kendi seçimini yapman gerekir. Bizim uygarlığımız, makineleri, tıbbı ve mutluluğu seçti. İşte bu nedenle bu kitapları kasada kilitli tutmak zorundayım. Müstehcen şeyler bunlar. İnsanlar şok olurdu eğer..." Vahşi sözünü kesti. "Ama Tanrı'nın varlığını hissetmek doğal değil midir?" Denetçi alaycı bir biçimde, "İnsanın pantolonunun fermuarını çekmesi doğal mıdır diye de sorabilirdiniz," dedi. "
Sayfa 233Kitabı okudu
Ertesi sabah gazeteleri okuyorum. Bütün gazetelerde en önemli haber şu: Muzır yasası çıkarılacakmış. Böylece müstehçen yayınlar da önlenecekmiş... İyi iyi, çok iyi de, bu yasayla İstanbul’un bütün anayollarını dolduran ve kendilerine “Vah yavrum vah” diye açınılan kızlarla oğlanlar ortadan kaldırılacak, yokolacak mı?
Sayfa 73 - Bir Muzır Öykü: Vah Yavrum VahKitabı okudu
Benim ar ve haya duygularım müstehcen resimlere bakınca değil,erkeklerin kadınları dövdüklerini duyunca inciniyor.
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Ruh elden gidince, vücut handiyse müstehcen bir bayağılıkla ortaya çıkıyor.
Sayfa 172Kitabı okudu
Sonunda, feneri aldı ve kilerin kapısını açma cesaretini gösterdi. Yosun perileri oradan çıkınca, onu son gördüklerinden beri mosmor olmuş gibi Serilda'ya baktılar. O kadar üşümüştü ki soğuktan olduğundan şüphesi yoktu. Gülümsemeye çalıştı ama dişleri takırdarken bu pek kolay olmamıştı. "Her şey yolunda mı? Ormana dönüş yolunu
208 syf.
1/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Kendimden çok özür dileyerek bitirmediğim bu kitabı read olarak isaretliyorum çünkü haftalardır kendisini okuyamıyorum, kendisi yüzünden başka bir kitap da okuyamıyorum. Zamanımı çaldı. Rüyamda bile gördüm. Gerçekten okumaya çalıştım ama olmuyor. İyi ki para vermemiş de pdf indirmişim. Allah belasını versin. Zamanımı çaldığı ve sinirlerimi
Saplantılı Düşüncelerden Kurtulmak
Saplantılı Düşüncelerden KurtulmakMartin N. Seif · Sola Unitas · 201896 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.