İncelememe bir alıntı ile başlamak istiyorum.
“Kitap okuyorsun ve yapayalnız buluyorsun kendini”
Beni bu eserde en çok etkileyen alıntı olmuştu.
Kitap okurken hiç şikayetçi olmadığım bir durumdur.
Bazen anlamsız bir kalabalıktan ziyade bir kitabın içerisinde yalnızlaşmak daha anlamlı geliyor.
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
"Bir şeyi gerçekten istediğin zaman, arzunu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar."
Hayattan bir şeyler istemeyi asla bırakmayın. Siz isteyin ve bırakın da evren işini yapsın..
Santiago'nun kişisel menkıbesine ulaşmaya çalışırken yaşadığı masalsı yolculuğa tanık oluyoruz.
Santiago ailesinin beklentisinin tam
Yerkürenin insanlığı misafir etmeye başlamasının üzerinden nice asırlar geçti. Milyarlarca insan doğum kapısından girip, süresini tamamladı ve ölüm kapısından çıkarak savdı sırasını. Kim bilir daha kaç insan kaldı dünyaya misafir olmak için sırasını bekleyen.Ne var ki dünya, insanın aklını yaratılışın hemen akabinde çeldi. Böylece tarihler
"Ne çok acı var" diye başlar Cahit Zarifoğlu 'Yaşamak' ismini verdiği kitabına.Sahi yaşam dediğimiz şeyin içinde ne çok acı var. İnsanın hayata gözlerini açtığında yaptığı ilk şeyin ağlamak oluşundan da bellidir zaten. Hoş geldin ey insan, çok ağlayıp az güleceğin ama yine de hep devam etsin isteyeceğin hayata hoş geldin der
İnsanın ihtiyaçları vardır. Huzurlu olmaları içinde mutluluğa ihtiyaçları vardır. Hayatta herkesin ulaşmak istediği bir hudut varmak istediği bir yol gitmek istediği bir yer vardır. Hepimiz bunun hasreti ve varlığı ile yaşar mutlu ya da huzurlu olmak için bir arayış yoluna gireriz. Çünkü huzur ruhumuzun gerek duyduğu önemli besinlerden biri de huzurdur. Dinlenmeye ve bilinmeye ihtiyaç duyarız. Kalbimizin bir köşesinde mutlaka iyi olduğumuzu hissetmeye ihtiyaç duyan bir yanımız vardır. Bu yüzden huzur çoğu insan için fiyatı biçilemeyecek değer değerlidir. Kimisi için para huzur verirken kimisi için bir sıcak çorba huzuru temsil eder. Bu yüzden de ihtiyacımız olan bu ruh besinini güzel sözler, güvenli insanlar ve doğru bir yaşam ile bulmamız mümkün. Sadece çaba gerekiyor mutlu olmak için.
### Martin Edeni Uçuruma Sürükleyen Yol
Martin başta cahil ve serseri bir kişidir. Martinin amacı iyi bir yazar olmak, yazdıklarını insanlara ulaştırmak, hayranlık duyduğu burjuva sınıfına girebilmek ve sevdiği kız Ruth’a kavuşmaktır. Martin bunun için çok çalışmıştır ve sonunda istediği her şeye ulaşmıştır. Sonunda çok iyi bir yazar olmuş,
Bazen şöyle olur ya, hani bir şey, ne olduğu bilinmeyen bir şey vardır ve o her ne ise bir gerçekleşse her şey tamam olacaktır.
"Bir şeyler yapmak istiyor, ancak kendisi de ne olduğunu bilmiyordu. Bir yerlere ulaşmak, bir mutluluğa ermek. Evet mutluluğa. Buydu arzusu. Oh demek. Canı gönülden bir oooh…”
Zaven Biberyan
Tam olarak böyle sevgili okur. O "şey"i bulup hâlletmek dileğiyle, var olun.
🌼
Marcus Aurelius . Zümrüt övgüler düzülmese de zümrüttür, övülmeyişi değerinden bir şey eksiltmez. Bu kitap da zümrüt gibi, övgüler düzülmese de çok değerli ama ben yine de öveceğim... Çünkü bunu sonuna kadar hak eden bir başucu eseri
Mutluluk 2.0
Kulağa ne hoş geliyor. Mutluyum, hiç bir derdim, tasam yok. Acaba gerçekten öyle mi?
Sizce mutluluk nedir? Filozoflara göre acıdan uzaklaşmak hazzı tatmak. Kimine göre de hayattan doyum sağlamak.
İlginç belki ama mutluluğun net bir tanımı yok. Mutluluk için ulaşılması gereken gaye desek, o da değil. Çünkü mutluluğumuzu
Platon'un hikayesinde ki Diotima'ya göre Aşk (Eros) ne hiçbir şeye ihtiyacı olmayan mutlu ve mükemmel bir Tanrı, ne de herhangi bir şekilde arınmak ve mutluluğa ulaşmak imkanına sahip olmayan ölümlü bir yaratıktır, bu ikisi arasında bir şeydir.
Aşk'ın annesi Yoksulluk, babası Bolluk'tur. Dolayısıyla o annesi tarafından pis, kaba, evsiz barksız, yoksuldur. Ancak babası dolayısıyla güzeldir ve iyinin ve mutluluğun bilincine sahiptir.
Aşkın veya sevginin ne olduğunu anlamak istiyorsak sevilene değil, sevene bakmalıyız. Sevilen güzeldir, mutludur, üstündür. Seven ise böyle değildir, eksiktir, kusurludur ve mutsuzdur. Bundan dolayı o sevilenin peşinde koşar, onu elde etmek, böylece yoksulluk ve eksikliğinden kurtulmak ister.
Sevilen şey iyi, güzel, mükemmel bir şey olduğu için de "sevgi en genel anlamda iyi olanı, güzel olanı aramak ve böylece mutlu olmak arzusu" olarak tanımlanabilir.
Sayfa 344 - Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Selamun aleyküm. Bir şey deneyeceğim. Bu aslında bir inceleme ama buradakileri incelemelerin aksine ilginç, daldan dala atlamalı, bol alıntılı, güldürmeden düşündüren uzun bir inceleme. Aynı şeyleri farklı cümlelerle aktaran kitaplardan alıntılar yapıp karma olarak sunacağım bir inceleme. Yazı boyunca yaratıcının varlığına dair bir ispat
Gerçek mantıktan mahrum olan kimse, hiçbir zaman bilge olamaz. Genel olarak, erdemin en temel parçası olan bilgeliğe sahip olmayınca da tam manasıyla iyi olmak, bunun sonucu olarak da mutluluğa ulaşmak mümkün değildir.