Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Ory! Benim Ory'im. Sana söyleyecek çok şeyim var ama vaktim kalmadı. Her şey canımı yakıyor. Bu korkunç ve boş gerilme hissi. Fırtına hiç dinmiyor ve ben de tam ortasında çırpınıyorum. Artık nefes almak zor geliyor. Unuttuğun zaman, ölünce gittiğin yere mi gidiyorsun? Keşke hatırslar başka bir yerde saklansaydı. Gözlerde, parmak uçlarında, ayak tabanlarında, herhangi başka bir yerde... Herkes, öldüğü zaman bedenini kaybetmekten korkar ama bedenin hiçbir değeri yok. Beden hiçbir şeyi hatırlamaz. Hiçbir şeyi. Kaybetmekten korkulacak şey bedenin değildir. Saniyelerim kaldı. Bunu söyleyebilirim. Saniyelerim. Hatırladığım en önemli şeyi söylemek istiyorum. Derin ve sonsuz olan şeyi. Ancak bende o kadar az şey kaldı ki, onlara zarar verebilirim diye hiçbirini düşünmek istemiyorum. En önemlisi ise kendimi durduramasam da seni düşünmekten korkuyorum. Nereye gittin, Ory? Neden birlikte değiliz? Bu benim suçum mu yoksa senin mi? Seni terk etmeme ne sebep olabilir ki? Hazır değilim. Hazır değilim, hazır değilim, hazır değilim. Unutmayı reddediyorum. Bu son şeyi unutmamak için her şeyimi feda ettim. Seni. Ory. Seni hatırlıyorum. İsmini hatırlıyorum. Yüzüne dokunduğumu, kaşının üzerindeki yara izini, futbol maçını, geceyi ve dağı, bana bu konuşma aletini verdiğini hatırlıyorum. Ancak neden verdiğini hatırlamıyorum. Karanlık bir oda, mum ışığında yazdığımız sıralı kuralları ve senin ağladığını hatırlıyorum. Neden ağlamıştın?
Sayfa 354
Reklam
Ne kadar sürer belleğin sert kayalarında bir bedenlik yer açmak? Daha ne kadar sürebilir bu bekleyiş? Daha kaç sözcük gerekir doğabilmem için, düşlemediğim, beni düşlememiş bir geleceğe? Ne kadar vaktim kaldı ki?
Daha kaç sözcük gerekir doğabilmem için, düşlemediğim, beni düşlememiş bir geleceğe? Ne kadar vaktim kaldı ki?
Yaşayacak çok az vaktim kaldı ve söylemek istediğim o kadar çok şey var ki! Ne yapabileceğimiz ve neye inanmamız gerektiği hakkında konuşmak istiyorum. İnsanların kendi kendisini aldatmasının -ekonomik, siyasal ve dinî aldatma-zalimliği hakkında konuşmak istiyorum. Kendilerini alkolle ve son derece masum gördükleri tütünle aptallaştırma ayartmaları hakkında; evlilik hakkında ve eğitim hakkında ko- nuşmak istiyorum. Otokrasinin dehşeti hakkında konuşmak istiyorum. Hepsi zihnimde olgunlaştı ve şimdi söylemek istiyorum. Ve Diriliş'te yapmaya başladığım ebedî saçmalığa devam etmek için vakit yok. Ama hemen kendime sordum: Hiç kimsenin okumayacağını bilerek yazabilir miyim? Ve bir tür hayal kırıklığı hissettim. Ama yalnızca kısa bir süreliğine. Çünkü böyle düşünmüş olmam, içimde şan ve şöhret arzusunun bulunduğunu gösteriyor ama ayni zamanda önemli bir şeyin daha, Tanrı'ya hizmet etme ihtiyacının da bulunduğunu gösteriyor. Sonya'dan harika bir mektup aldım. Baba, bana aynı aşk yolunu izlememde yardım et! Sana şükürler olsun. Her şey senden geliyor.
Sayfa 549Kitabı okudu
Reklam
bir biri üstüne kötü şiirler ki kötülükleri zamanlarına ayak uyduramayacak kadar ağır, geri zayıf ve çok boş söz yüzünden. vakit yok, herkes bilir duruma geldi bilmek, yaşam ve yaratmalarında uygulamak işlerine gelmiyor. başka türlü yapamadıkları için aralar kısaldı hızlar çoğaldı. sanatta kötü eser artık cezasını kendi çekmiyor. bir çevreye
Sayfa 1249 - YKY
Daha ne kadar sürebilir bu bekleyiş? Daha kaç sözcük gerekir doğabilmem için, düşlemediğim, beni düşlememiş bir geleceğe? Ne kadar vaktim kaldı ki?
Sayfa 16 - turkuvaz kitapKitabı okudu
O gece Ferit gelip Sohrab'ı aldıktan sonra, Rahim Han'ın mektubunu açtım. Okumayı mümkün olduğunca geciktirmiştim. Şöyle diyordu: Emir can, İnşallah, bu mektup eline güvenle ulaşır. Seni zor bir duruma düşürmediğimi, Afganistan'ın da sana zalim davranmadığını umuyor, bunun için dua ediyorum. Gittiğin günden beri dualarım
Sayfa 304 - EVEREST YAYINLARIKitabı okudu
Kardeşim Mesud Koman Beğ'e Mektubunuzu aldım. Hastalığınıza geçmiş olsun. İnşallah yakında sağ salim yataktan kalkarsınız. Oğuzlardan bahseden cönk ne biçim şeydir? Bugünlerde Rıza Nur Beyi göremediğim için ona gönderdiğiniz parçaya bakamadım. Heșt Behişt’e bakmak için geçenlerde Süleymaniye Kütüphanesi'ne uğradım. Oradaki üç nüshada
Reklam
Okuma vaktini nereden bulacağız? Çok önemli mesele. Başlı başına mesele. Okuma vakti mesele ediliyorsa, ortada okuma arzusu yok demektir; çünkü aslına bakılırsa, kimsenin hiçbir zaman okumaya vakti yoktur. Ne küçüklerin ne gençlerin ne de büyüklerin. Hayat, okumaya vurulan sürekli bir köstektir. "Okumak? İsterim tabii ki, ama iş, ev, çocuklar, zamanım kalmıyor..." "Okumaya vaktiniz olmasına ne kadar imreniyorum!" Nasıl oluyor da, çalışan, alışveriş yapan, çocuklarını yetiştiren, arabasını süren, üç erkeği seven, dişçiye sık sık giden, evini taşıyan şu kadın okumaya vakit buluyor da, mazbut bir hayat süren mirasyedi bekar bulamıyor? Okuma vakti her zaman çalınmış vakittir. (Tıpkı yazma vakti veya sevme vakti gibi.) Neyden çalınmış? Yaşama görevinden çalınmış mesela. ... Okuma vakti, sevme vakti gibi, yaşama vaktini genişletir. Zaman çizelgemiz açısından düşünülecek olsaydı, kimse aşık olmaya kalkışmazdı. Kimin vakti vardır aşık olmaya? Ama kendine sevme vakti tanımayan bir aşık gördünüz mü hiç? Okumaya vaktim hiç olmadı ama hiçbir şey, beni sevdiğim bir romanı bitirmekten alıkoyamadı. Okuma toplumsal zamanın örgütlenmesine bağlı değildir; o, aşk gibi bir varolma tarzıdır. Mesele okumaya vaktim olup olmadığı değil (kaldı ki bu vakti bana kimse vermez), bir okur olma zevkini kendime tanıyıp tanımamamdır.
Sayfa 93 - Metis Yayınları
"Eloise Ana, eger oradaysan, lütfen bana biraz para gönder. cok fazla değil, biraz ekmek ve bir şişe şarap alayım, gücümü toplayayım, yeter! Üç dört frank işime yarar. Eloise Ana, bana bu iyiliği yaparsan sana ne kadar minnet duya cağım, bilemezsin. Ve emin ol, bana bir şey gönderirsen, ilk yapacağım şey sokağın aşağısındaki kilisene gidip
Daha ne kadar sürebilir bu bekleyiş? Daha kaç sözcük gerek doğabilmem için, düşlemediğim, beni düşlememiş bir geleceğe? Ne kadar vaktim kaldı ki?
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.