Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
• ANNELER ve KUDÜSLER | Nuri Pakdil •
Tûr Dağı'nı yaşa Ki bilesin nerde Kudüs Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum Ayarlanmadan Kudüs'e Boşuna vakit geçirirsin Buz tutar Gözün görmez olur Gel Anne ol Çünkü anne Bir çocuktan bir Kudüs yapar Adam baba olunca İçinde bir Kudüs canlanır Yürü kardeşim Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin.
Sayfa 9
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Reklam
Amirim anam beni doğurmuş, az büyüdüm, hikaye başladı. Tarlayı sür Kürdan, ekin biç Kürdan, su taşı Kürdan. Babandan dayak ye Kürdan, ağzını açma Kürdan. Sonra oku adam ol Kürdan, büyü çalış Kürdan. Etrafımdaki başka Kürdan'ları görmeye başladım zamanla. İşçi ol çark çevir Kürdan, olmadı kovul Kürdan. Memur ol itaat et Kürdan, mesaiye geç kalma Kürdan, fazla mesai isteme Kürdan. Evlen, düğünde sırıt Kürdan, karını kocanı mutlu et Kürdan, çocuk yap, çocuk bezine para bul Kürdan. Asker ol adam vur Kürdan, esnaf ol vergi ver Kürdan, eğitim al harç ver Kürdan, itiraz edersen hapis yat Kürdan. Üret Kürdan, tüket Kürdan, borç al, ödeyeme, haciz ye Kürdan. Velhasıl dişime kıymık kaçtı, çıkart Kürdan. Sokakları sil süpür Kürdan, tesisat tıkanmış aç Kürdan, sidik kokuyorsun uzak dur Kürdan. Bunaldım amirim.
Bütün babalar, oğullarına: “Oku da adam ol” diyorlar. Gene de kimse okumuyor. Biz adam olmayız Olric.
Sayfa 577Kitabı okudu
Unutulur.Oyle unutulur ki ,hiç yokmuş gibi olur.Fakat böyle kalmaz.Muayyen zaman geldiği vakit, daha büyük belalarla karşilaşmak icinyeniden diriltilir.Dağılmış parçaları toplanarak diriltilir.Kıyametin şiddetine hazırlanir.Kıyametin şiddetine hazırlanir.Kıyametin koptuğunu,göklerin yarıldığını, yeryüzünün değiştiğini,hallaç pamuğu gibi atıldığını, yıldızların döküldüğünü, güneşin karardığını,cehennem in solumasını,mücrimlerin hasretle cennete baktıklarını görür de ,hasret ve nedametler içinde kalır.Amel sahifelerinin dağıldığını görür ve kendisine,İşte yaptıkların bu defterde, kitabını oku,denir.O,Bu kitab nedir ?diye sorunca,kendisine,Senin sevinip nimetleri ile övünerek böbürlendiğin dünya yaşayışında sana tayin edilen iki meleğin az ve çok iğneden ipliğe konuştuklarını, yaptıklarını,yetip içtiğini, kalkıp oturduğunu ve senin unuttuklarının hepsini yazdılar.Allah Teâlâ bunların hepsini senin için zabtettirdiği kitabdır.Şimdi hesap ve cavaba hazır ol.Cevanb veremediğin takdirde azab olunacaksın!derler.Adam bu hitabin şiddetinden kendisinin rezil ü rüsvay olacağını düşünerek amel defterini açıp bakmadan önce şaşırıp kalır.Hele bir de kitabını açıp baktığı ve içindeki kepazelikleri okuduğu zaman,Vay bana,bu kitaba ne oluyor ki, küçük büyük her yaptığım burada yazılıdır,der.İste sonu bu. Allah Teâlâ; Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltir. Abese 80/22 ayetiyle buna işaret etmiştir.
Biraz dinleneyim sonra devam ederim alıntıları paylaşmaya
Bizdeki kitapların çoğu iri harflerle basılıyor Olric. Kültür seviyemizi gösteriyor bu iri harfler. Okumayı yeni öğrenen bir millet olduğumuz için iri harfleri tercih ediyoruz. Daha harfleri yeni söktüğümüz için, onları satırlar arasında kaybetmekten korkuyoruz. Az gelişmiş harfleri seviyoruz. Geniş aralıklı satırlar, sayfanın kenarlarında büyük boşluklar, içimizi serinletiyor. Bütün babalar, oğulla- rına: "Oku da adam ol" diyorlar. Gene de kimse okumuyor. Biz adam olmayız Olric. Efendim? Faydalı kitapları okuyoruz tabii:
Sayfa 577Kitabı okudu
Reklam
Bir kitap çekti, sayfalarını karıştırdı: iri harflerle basılmış bir kitap. Bizdeki kitapların çoğu iri harflerle basılıyor Olric. Kültür seviyemizi gösteriyor bu iri harfler. Okumayı yeni öğrenen bir millet olduğumuz için iri harfleri tercih ediyoruz. Daha harfleri yeni söktüğümüz için, onları satırlar arasında kaybetmekten korkuyoruz. Az gelişmiş harfleri seviyoruz. Geniş aralıklı satırlar, sayfanın kenarlarında büyük boşluklar, içimizi serinletiyor. Bütün babalar, oğullarına: “Oku da adam ol” diyorlar. Gene de kimse okumuyor. Biz adam olmayız Olric.
Sayfa 577 - İletişimKitabı okudu
“Ben çalışayım didineyim, sabahın yedisinde açayım dükkânı sen oku diye, akşamın dokuzunda kapatayım dükkânı sen oku diye. Özel hoca tutayım sen oku adam ol diye. Sen de çaba sarf etsene biraz. Serseri puşt! Hıyarağası pezevenk! İt!” Babama kızdığı anlarda bir küfür yetmez, illaki yanına alakalı alakasız çeşit yapacak, kuruyemişçi ya, karışık vereyim tutkusu.
Biri ınsan ruhunun Tanrının kendi özünün, öbürü de büyük bütünün bir parçası olduğunu; bir üçüncüsü ilksiz olarak yaratılmış; bir dördüncüsü yaratılmış değil. yapılmış olduğunu söyler; baş­ kalan da Tanrının onlara gerektikçe biçim ver­ diğini, çiftleşme anında geldiklerini temin ederler. Biri: ..Sperma hayvancıklannda yerleşir'' diye
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Reklam
Kayıp Şeyler Dükkanı ( Radyo Tiyatrosu )
* Benim çocuklukluğum kısıtlı imkanlarla, türlü zorluklarla geçti. Buna rağmen savaşçı bir yapım vardı. Daha iyi şeylere kavuşmak için sürekli mücadele ederdim; ederdim çünkü ümidim vardı. Bir gün her şeyi değiştirebileceğime dair bir ümit ... Verdiğim mücadelelerle bazı şeyleri değiştirebildim, daha iyiye götürebildim. Ama bazı şeyleri değiştirebilmeye ise gücüm yetmedi. - Ne zaman mücadele etmeyi bıraktınız ? * Anacığım öldüğünde. Hastaydı ama çalışmak zorundaydı. Çalışarak ona yardımcı olmak istedim . "Sen bunları boşver, oku da büyük adam ol emi oğlum. Yaşlı anacığının yüzünü güldür." Okulu bırakmama izin vermedi, ben de hem okudum hem çalıştım. - Yine de annenizi kurtaramadınız değil mi ? * Hayır hayır. O iyileşti, ben de okulu bitirdim hem de iyi dereceyle. Ama yine de bir şeyler eksikti. "Yüzümü güldür oğlum." Anacığımın yüzü bir gün olsun gülmüyordu. - Oysa size yüzümü güldür demişti değil mi ? * Nasıl ? Aaa evet, evet öyle demişti. - Sözcükler çoğu zaman doğruları söylemez. * Ben de o zaman anladım. Onu mutlu etmek için didindim durdum yıllarca. Güldüğünü hiç görmedim. Ölürken ne dedi biliyor musunuz ? "Bana bir kere bile çiçek almamıştı" dedi. Babam yani... Son sözleriydi bunlar. - Sözcükler diyorum , sözcükler... Çoğu zaman doğruları söylemez. * Neyse işte ben de o zaman kaybettim ümidimi. Yararı yok dedim, ne yapsan boş.
Bizdeki kitapların çoğu iri harflerle basılıyor Olric. Kültür seviyemizi gösteriyor bu iri harfler. Okumayı yeni öğrenen bir millet olduğumuz için iri harfleri tercih ediyoruz. Daha harfleri yeni söktüğümüz için, onları satırlar arasında kaybetmekten korkuyoruz. Az gelişmiş harfleri seviyoruz. Geniş aralıklı satırlar, sayfanın kenarlarında büyük boşluklar, içimizi serinletiyor. Bütün babalar, oğullarına: “Oku da adam ol” diyorlar. Gene de kimse okumuyor. Biz adam olmayız Olric.
Sayfa 577
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
882 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.