Adım Ferah. Emekliyim, 2 çocuk annesi ve bekarım. Hayır dul değil bekar. ‘’Dul’’ eşi ölenler için nüfusta uygun görülen medeni hal ibaresi artık.
Hani şu ‘’ dulun ambarı dolu dahi olsa bir çini buğday götürülmeli ‘’ tabirine uygun düşmeyen kadınlardanım.
Eşin ölürse bağlanan dulluk maaşı, ayrılırsan (sosyal gelirin yoksa ) alacağın nafaka
“Ben, Beckett ve Şehrazad’ın evliliğinden doğmuş bir çocuğum.”
Kendini böyle tanımlıyor Toptaş. Kimilerine göre sığ, dar bir yaşamdan bizlere uzanıyor sararmış kimi zaman iç ısıtan kimi zamanda ısısı içine sığmayıp dimağımızı yakan sözleriyle. İçimizden biri. Şimdi odanın kapısını açıpta karşına çıkan annen, baban ya da kardeşin o. Yazmayı
1862 yılında otuz iki yaşındaki Lev Tolstoy, henüz on sekizindeki Sonya Behrs ile evlenmeden birkaç gün önce aralarında hiçbir sır olmaması gerektiğine karar verdi. Bu kararın bir parçası olarak günlüklerini ona okuttu ve genç kızın hem ağlaması hem de oldukça kızması onu çok şaşırttı. Günlüklerine eski aşk ilişkilerini yazarken yakında yaşayan
Kitap İslamı doğru anlayamamış Hamza adında müslüman bir gencin; ‘izm’ler düzenini, eğitim sistemini, bilinçsiz müslümanları, İslami ölçülere uygun kitap yazmayan yazarlarımızı, ilk Türk kadın tiyatrocumuz Afife Jale’yi, Atatürk ilke ve inkılaplarını, çağa uygun olarak gelişen teknolojiyi ve ona maruz kalan küçücük çocuklarımızı, ünlü dünya
https://1000kitap.com/yazar/Irvin-D-Yalom ile çoğu insan gibi
Nietzsche Ağladığında ile tanışmıştım. Daha önce böyle bir kitap okumamıştım – psikoterapinin revaçta olmadığı zamanlardı- Psikanalizin doğduğu yıllar Nietzche, Brauer, Freud, bir de yazarın o kendine özgü anlatım tarzıyla birleşince uzun süre
Öğretmenim!
Kaptanım!
Kalabalıkların yalnızlaştırdığı,
Çağın çaresizliğe ittiği modern insan!
Kendini hiçbir yere ait hissetmeyen okur!
Bu kitabı oku, çünkü kendini bulacaksın!
Ben buldum!
Yıllar yıllar önce...
Bir kitap okudum,
Güneşin Çocukları o günden sonra hayatımın amacı oldu yatılı bir okulda öğretmen olmak. Ve gerçek oldu bir gün. Aynı kitaptaki
Yıkım hangi nesnenin felaketi değildir ki! Hele ki insanda olursa yıkım hem fiziki hem de ruhani bir çöküşün mimarıdır.
Biri der ki kar bana Noel’i hatırlatır. Kar yaşamamış, hayatı tahayyül etmemiş bir insana, akla elbet Noel’i hatırlatır. Bilmiyorum nedendir lakin kara kaplı kitap bana boyuna karı anımsattı. Çünkü kar yokluktur, çaresizliktir