Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Önsöz / Russkiy Arhiv, Mart 1868 Çeviri: Sabri Gürses
Tarihçi için, herhangi bir amaç için bir şeyler yapıp eden kişiler anlamında, kahramanlar vardır; sanatçı için, bu kişilerin yaşamın her yönüne yanıt vermeleri anlamında, kahramanlar var olamaz ve olmamalıdır, sadece insanlar var olmalıdır.
Can YayınlarıKitabı okudu
Önsöz
Doktoradan sonra Arapçada kelime türetimi konusunu çalışmayı tasarlıyordum. Konuyu ana hatlarıyla bilmekle beraber, sistemli bir bilgi sahibi değildim. Bu bakımdan öncelikle iştikâk kelimesinin sözlük anlamından işe koyuldum. İlk başta Lisânu'l-'Arab'ın şakka maddesine mürâcaat ettim. Yavan bir dille anlatılamayacak kadar romantik, bazen şen
DİN VE BİLİM KİTAPLARI
Reklam
Önsöz
İslâm büyüklerinin, “Evi sat, Ezkâr’ı al!” diye tavsiye ettiği pek değerli bir eserdir.
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Önsöz
Erkeğin cahil ve umutsuz olduğu, kadının ekmek için bedenini sattığı, çocuğun kendini eğitecek bir kitabın, kendini ısıtacak bir ailenin yokluğunda acı çektiği her yerde Sefiller kitabı kapıyı çalıp şöyle diyor: Sizin için geldim, sayfalarımı çevirin.
Önsöz 2
¹ Sözlerini kendi yazmamış, hangi peygamberlerin sözlerine kimsenin bir şeyler katmadığı ileri sürülebilir? Biz daha dün ölen Atatürk’e bile neler söyletiyoruz bugün.
Reklam
Önsöz
Bütün düşünce ve davranış hatalarını ortadan kaldırın, daha iyi düşünme ve daha iyi davranış kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
NTV YayınlarıKitabı okuyor
Savaş ve barış için önsöz taslağı (1865)
bazen de içimde beliren imgeleri, resimleri düşünceleri birbirine bağlamak olanaksız geliyordu; o zaman tam tersini yapıyor, söylemek istediğim ve söylemem gerekenlerin hepsinin dile getirilme olanağından umudu keserek, çalışmayı bir kenara bırakıyorum.
Sayfa 15 - Can Yayınları-14. Basım: Ocak 2021, İstanbulKitabı okuyor
Önsöz 2 (1950)
"Montaigne hep kendini anlatıyordu; ama kendini anlatırken insan düşüncesini yeni bir yola sokuyor, köhne insanları, doğaya, akla aykırı alışkanlıkları, safsataları baltalıyor, dünya sevgisine, müspet düşünüşe, gerçekçi edebiyata yol açıyordu.
1.cilt
Uygarlık çağının ortasında, yasalar ve gelenekler aracılığıyla, dünyayı yapay olarak cehenneme çeviren ve ilahi kaderi insanlık belasına bulaştıran toplumsal lanetlenme hali devam ettikçe, yüzyılın ilki insanın emeğinin sömürülmesinden dolayı aşağılanması, ikincisi kadının açlık yüzünden alçalması, üçüncüsü çocukların eğitimsizlik nedeniyle yeteneklerinin gelişmemesi olan üç temel sorunu çözülmedikçe, bazı bölgelerde toplumsal baskı devam ederken, daha geniş anlamda yeryüzünde cehalet ve yoksulluk hüküm sürdükçe, böyle kitaplar yararlı olmayı sürdüreceklerdir.
Sayfa 1 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
"Ve her insan, içinde temel yedi erdemi ve karşıtı yedi erdemsizliği taşır:” 1) Kendini beğenmiştir ve alçakgönüllüdür, 2) Obur ve kanaatkârdır, 3) Kösnül ve edeplidir, 4) Kıskanç ve iyilikseverdir, 5) Cimri ve eli açıktır, 6) Tembel ve çalışkandır, 7) Öfkeli ve acı çekendir.
Bugün deliler ülkesinde geri kalan az sayıdaki akıllının, aklın artık hiçbir hükmünün kalmadığını gördükleri için ülke insanlarını vaktiyle akıllarından etmiş olan akılsızlık suyunu kendi elleriyle içerek akla veda etmek zorunda kaldıkları gündür. (2.Baskıya Önsöz'den)
Sayfa 14 - Say Yayınları
Önsöz'den 2.
Mesela televizyonu seyrettiler fakat televizyonu bulan adamın adını hiç öğrenmediler. Otomobile bindiler ama Ford’un servetinden şikayet ettiler. İnterneti kullandılar ama Bill Gates’i çok para kazanmakla suçladılar. Tükettiğimiz her türlü zenginliği paranın bir oyunu olarak ele almayı tercih ettiler. Sistem, kapitalizm, tüketim toplumu gibi adlar takıp eleştirdiler. Türkiye’de eğer The Fountainhead iyi okunmuş olsaydı; hiçbir ideoloji aklın önüne geçmez, Türkiye inanç dolu militanların cenneti olmak yerine meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. Bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu kadar çok aşağılanmaz, insanlar yaptıkları işten, üretmekten ve para kazanmaktan utanmazdı.
Önsöz... Martin Luther
Peygamberler olmasa Tanrı var olmayı sürdüremezdi.
Sayfa 1 - Doğan Kitap - 5. Basım - 2000 - Çeviri: Gülseren DevrimKitabı okudu
Önsöz 2.
Hayatın bütün hazları gibi uykusuna da pek düşkün olan bu adam, kendi kendine uyurken rüya görür halde yakalayıvermek için uşaklarına gece onu birdenbire uyandırmalarını tembih edermiş. Bizim Şeyh Galip'in "hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen" sözünü mistik anlamda soyarsanız tam Montaigne'in kendi kendine söyleyeceği şey olur.
316 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.