Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
336 syf.
10/10 puan verdi
Sosyal Isınma
SOSYAL ISINMA Tehlikeli ve Kutuplaştırıcı Etkisiyle Sosyal Medya Charles ARTHUR Bulunduğumuz zaman içerisinde, gelişmiş ve ilerlemeye devam eden teknolojiyle birlikte sosyal medyayı kullanmayan var mıdır acaba? “Vardır” ise cevabımız eminim ki belli bir yaş aralığının dışında kalan ve az gelişmiş ülkelerdeki belli bir kesimdir. Tabii onlarda
Sosyal Isınma
Sosyal IsınmaCharles Arthur · Altın Kitaplar Yayınları · 202326 okunma
Öyle midir acaba?
"Belki de ruhlar tıpkı mikrodalgada ısıttığımız donmuş bezelyelerin suyu gibi buharlaşıyor, havada su damlacıklarına dönüşüp her tarafı kaplıyorlardı."
Sayfa 206Kitabı okudu
Reklam
304 syf.
8/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Ne kadar hayvan olsa da insan yine insandır..
Hayvanlar ve diğer bütün canlılar da "canlı"dır. Biz insanlar, hükmetmeye, kontrol etmeye, her şeyi kendimize göre uyarlamaya pek bir hevesliyiz. Hayvanlar ve diğer bütün canlılar üzerinde de uyguluyoruz bunları, bazen hiç farkında olmadan.. Diğer canlılara belki de yaşam alanı bile bırakmamamıza rağmen.. Ki bazen böyle bir şey yapabileceğimiz bilgisinden bile mahrum, öyle alelade yapıyoruz her şeyi. Cahilliğin cesareti bu örnekleme de uyuyor zannedersem.. Yazar hayvanların da insanlar gibi planlı programlı şekillerde adalet sağlama çabası gösterebilmesini çok istemiş olmakta ki okuduğum kitapta da sık sık hayvanların intikamından bahsediyor. Hayvanları seviyor olması gayet güzel ama bir yandan da insanları gerçekten sevmiyor mu acaba dedirtiyor. Neyse ki sayısı az olsa da sevdiği insanlar olduğunu da görüyoruz okudukça. Hayatımızda da en verimliliğini az ve öz olması değil midir zaten? Sık sık yer bulan astrolojik anlatımlar ve daha az yer bulan mitolojik anlatımlar, edebi alıntılar, William Blake şiirleri anlatımı zenginleştiren öğeler olmuş. Ben pek astroloji bilmediğimden bazı yerlerde zorlandım ve hatta biraz da sıkıldım. Yazar her şeyi ama her şeyi yıldızlar ile açıklayabileceğini söyledikçe ve yer yer de açıkladıkça ben de kendimi ikilem içerisinde buldum: Haklı olabilir mi, yani biraz olsun inanmak gerekir mi ya da yazar iyice de abartmış olabilir mi? Sonuç olarak güzel bir konuya değindiğini düşünüyorum. Bu dünya hepimizin ve Hayvanlar da(ve diğer canlılar da) en az bizim kadar (belki daha bile fazla) hak sahibi yeryüzünde..
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri Üzerinde
Sür Pulluğunu Ölülerin Kemikleri ÜzerindeOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 20201,854 okunma
herhangi bir ilim ve sanatta erbab-ı ihtisasın ittifakı veya infiradı sözlerine derece derece kıymet ve ehemmiyet verilmek en mantıki ve en müsellem bir hak iken, din-i islam'ın ulemasına, müctehidlerine bu kıymet ve ehemmiyeti layık görmemek neden neşet ediyor biliyor musunuz? din-i islam'ın kendisine kıymet ve ehemmiyet vermemekten! müslümanlar! gözünüzü açın ve maksad-ı hakikinin dini kıymetinden düşürmek olduğunu artık anlayın! herhangi bir ilim gibi din ilminin ne kadar ehemmiyeti olursa ulemasının sözleri de o nispette mesmu' ve muteber olur. en açık mantık yolu bu değil midir? lakin müslüman dinine suikast eden yeni çıkma düşmanlar dini öyle bir hale koymak istiyorlar ki, onu bilen de, bilmeyen de müsavi olsun ve ulum-ı diniye, sahibine fazla bir sıfat ve salahiyet ve fazla bir hakk-i kelam vermesin. en büyük meziyeti ilim ve fenden arayan şu asr-ı medeniyette din ilmini tahsile vakf-ı nefs eden ulemaya gelince, kendilerinden ilm-i hak rüçhanını diriğ etmekteki maksat acaba ne olabilir?
"Öyle dendiğini işitmiştim. Ah şu erkekler ah! Söyle bana Emilia, Kocalarını böyle çirkin bir biçimde aldatan kadınlar Var mıdır acaba?"
Sayfa 125Kitabı okudu
"Kafalarımızın içindeki o inatçı küçük ses bize neden bu kadar eziyet ediyor?" Bize hayatta olduğumuzu, ölümlülüğümüzü, ruhlarımızı hatırlattığı için olabilir mi acaba çünkü bunlara teslim olmaktan ölesiye korkarız ama yine de kendimizi hiç olmadık ölçüde sefil hissetmekten kurtulamayız. Fakat çoğu zaman bizi benliğimizin farkına en çok vardıran da yine acı değil midir? Çocukken tüm dünyadan ayrı bir birey olduğunu anlamak, dilini yaktığında, dizini yardığında senden başka hiç kimsenin ve hiçbir şeyin canının yanmayacağını, her bireyin sızısının ve acısının tamamen kendisine ait olduğunu öğrenmek korkunç bir şeydir. Büyüdükçe ne kadar yakınımız olursa olsun hiç kimsenin bizi gerçek anlamda anlayamayacağını öğrenmekse daha da korkunçtur. Bizi en mutsuz eden bizzat kendi benliklerimizdir ve işte tam da bu yüzden benliklerimizi yitirmek için yanıp tutuşuruz, sizce de öyle değil mi?"
Sayfa 51
Reklam
"Bilmem ki söyleyeyim, acaba bil­sem söyleyebilir miyim, insanın bildikleri söyleyebildikleri midir?"
Sayfa 59 - İletişim Yayınları-pdfKitabı okudu
Daha Epiktetos, olup bitenlerin anlamlandırılmasınım insanın iktidarında olduğunu biliyordu, insan berbat bir şeyi onla yaşanabilir kılacak şekilde yorumlayabilirdi, çün­kü başımıza gelen değil de onun hakkındaki kanaatimizdi canımızı sıkan. Ama her şeyi istediğiniz gibi anlamlandır­mazsınız. Bardakların her zaman yarısı dolu veya yarısı boş olmaz, bazen de tamamen boş olurlar. Ancak bunu vakitli­ce fark ederseniz onu doldurabilirsiniz. Krizler şanstır, hep böyle söylenir, ama bazen de sadece sorun değil midirler basbayağı? Borç bir yeniden yapılandırmayla başka bir çerçe­veye oturtulur da gün gelip silinecek midir acaba? Bir insa­nın sadece pozitif düşünmenin enerjisiyle arzularını gerçek­leştirdiği de olur bazen ama arzuladığı şeye asla öyle kolay­ca erişemez, belki düşünü gördüğü ideal koşullara asla ka­vuşamaz.
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
147 günde okudu
Ahmet Ümit
Ahmet Ümit ile tanışmama vesile olan bir kitap. Öncelikle bu kitabı her yaşa gözüm kapalı tavsiye edebilirim. Tacizin ne olduğunu en azından anlarlar ve nasıl karşı koymaları gerektirdiklerini bilirler. Bazı şeyleri ailelerden değil kitaplardan öğreniyoruz. Kitaplar bizi en iyi anlayan sessiz sözlü dostumuzdur. Kitaptaki anlatış biçimi o kadar güzel ki yani nasıl cümleler kurulur bilemiyorum. Kullanılan betimlemeler, karakterlerin yaşlarına bürünüyorum adeta. Bu kitabı okuyan bir üniversite öğrencisiyim ama okurken sanki başkomiser Nevzat Bey idim. Evet kitabı ister istemez benimsemiştim. Harika bir kitap! Savcıya gerçekten üzüldüm. Çocukluğunda neler yaşamıştı öyle.. Her ne kim oluyorsa olsun yaşlısı genci hayvanı.. Kimse tacize uğrayacak kadar basit değildir. Taciz de basite alınacak ve ufak bir cezanlandırma ile hafife alınacak bir suç değildir. Dilerim ki yaşayan yaşamadan ölmesin. Tacize uğrayan çocukların hayatları mahvoluyor. Her adımlarında uğradıkları tacizi düşünüyorlar. Onlar için hiç kimse iyi bir insan olarak kalmıyor. Herkese "acaba o da bana aynısını yapar mı ya da o da başkasına aynısını yapmış mıdır yapar mıdır?" diye binbir türlü düşünceler ile yaşamaya (yaşamak denmez tabii) devam ediyorlar. Öyle kişilerle aynı türden (insan bedeni olarak) nefret ediyorum aynı gökyüzünde bulunmaktan nefret ediyorum. Bilemiyorum bu kitabı okurken Ahmet Ümit'e çok teşekkür ettim. Kitabın bir filmi ya da dizisi olmalı diye düşünüyorum. Şimdiden okuyacaklara iyi okumalar. Dili ağır değil baya akıcı bir kitap.
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201831,5bin okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
Üç Kız Kardeş
Yıllar önce kitabın adından etkilenip alıp okumuştum.Son zamanlarda gündemde olup dizisi çekildiği için tekrar kitabın üstünden geçip yorumladım. TV de gösterilen dizi ile aynı devam eder mi bilemem ama ben önce kitabı okuduğum için daha bir zevkli oluyor diyebilirim. Üç kız kardeş Ayvalık’ta yaşayan Türkan, Dönüş ve Deryanın hikayesi. Anneleri öğretmen Nesrin hanım babaları Postahane müdürü Sadık bey. Orta halli kendi çaplarında mutlu bir yaşam sürerken içlerinde barındırdıkları hayatlar ve sırlar ne kadar gizli kalacak neler alıp neler verecek. Türkan güzelliği ile peri masalları gibi bir hayat düşleyen , Dönüş yazarlık hayali ile yanıp tutuşan, Derya ise onlara nazaran daha hırçın daha hakkını arayan bir kız çocuğu. Üç kızdan biri yıllardır görmedikleri amcaları Fatih’in kızıdır ama bunu kızlar bilmemektedir acaba bu kız hangisidir? Türkanı gören Rüçhan Hanım oğlu Somere ister zengin ve tanınmış bir ailede Türkan mutlu olabilecekmidir yoksa bir cehennemin içine mi düşecektir. Dönüş ve Derya Üniversitesi hayallerine tam yaklaşacakken Dönüş bayılacak ve bir senesi belkide seneleri boşa gidecektir. Derya okulu kazanıp gidecek Dönüş Ayvalık’ta yalnız kalacaktır bu yalnızlık onu Edebiyat Fakültesi hayallerine ya yaklaştıracak yada daha çok uzaklaştıracaktır. Ve o hayalini kurduğu kitabı yazabilecek midir? Büyüyen hayatlar, aşklar, ihanetler, sırlar… Dolu dolu bir kitap ben okurken çok keyif aldım kesinlikle tavsiye ederim. “Geçmişe başka ne yapılabilir ki? Ancak gülünür.Gülünür, öyle değil mi? Çünkü yaşarken çok ağladık.”
Üç Kız Kardeş
Üç Kız Kardeşİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20209,4bin okunma
Reklam
Sokrates der ki: “Tanrılardan biri hazla elemi birleştirip karıştırmak istemiş, bunu başaramayınca, bari şunları kuyruklarından birbirine bağlayalım, demiştir.” Metrodus, kederin bir çeşit zevkle karışık olduğunu söylermiş, bilmem o da aynı şeyi mi söylemek istiyordu; fakat bana öyle geliyor ki insan kendini hüzne bile bile, isteye isteye, seve seve bırakır. Üzgün zamanımızda bile gülümseyen, hoşumuza giden, ince ve tatlı bir şeyler duyar gibi oluruz. Acaba bazı ruhlar için hüzün bir zevk, bir gıda değil midir? Seneca’da Attalus diye biri der ki: “Yitirdiğimiz dostların hatırası, çok eski bir şarabın acılığı gibi, mayhoş elmalar gibi hoşumuza gider.”
Ahmet Paşa ve Necâti Bey, Sultan Fatih devrinin iki dev şairidir. Demiş ki Ahmet Paşa: "Destimi kessen kalır dâmân-ı lûtfunda elim Dâmenin kessen elimde kalır lûtfun dâmeni" (Ey sevgili! Eteğini öyle kararlı tuttum ki benden usanıp da elimi kesecek olsan gam değil. Zira elim lütuf eteğinde kalacak, kârlıyım; yok eteğini kessen de gam
Sayfa 12 - babıali kültür yayıncılığı
256 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Onlar varlar, aramızdalar.
İyi adamlar gerçekten var mı? Peki, iyi adamları hak eden kadınlar var mı? . İstanbul'da ailesinin üretimevini (fabrika) yöneten kadın, İzmir'e sayrı (hasta) annesini görmeye gider, çıkışta ise Nutuk'u okumak için bir uray betikevine (belediye kütüphanesi) girer. Masada okumasını yaparken karşıdaki masaya biri oturur. Başlarda sessizdirler,
İyi Bir Adam
İyi Bir AdamFikret Mercan · Beyaz Fil Yayınları · 20214 okunma
493 syf.
10/10 puan verdi
Her Jodi Picoult kitabı ya da çoğunluğu sarsıcı bir etkiye sahip, bu kitap da aynen öyle. Delia anne hayali ile büyümüş bir kız çocuğu. Babası kendi ifadelerine göre olabilecek en iyi baba tanımı ile ifade edilebilirken, 28 yıl boyunca kızının o hayallerini kurduğu annesinin yaşadığını sakladığı için, 4 yaşındayken annesinden Delia'yı kaçırdığı
Abra Kadabra
Abra KadabraJodi Picoult · April Yayıncılık · 2010293 okunma
Bamya :)
Her şey, geçtiğimiz Ramazan’ın ortalarında bir cumartesi günü başladı. Av yasağı sebebiyle balığa çıkamadığı için tekneyi kızağa çektiren Tahsin Reis, kalafat mesarifinin tahmininden daha fazla tuttuğunu görünce pek canı sıkıldı. Macun, sülyan, boyayla kalsa iyi; ahşap aksamdan değişmesi gereken şeyler var... Ne kadar borçlanması gerektiğini
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.