Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yanan Ormanlarda Elli Gün
Urfa’da itibar gören kişiler yabancılar Bir garip kişiye kim dokunacak olur. sa, kim yüreğini inciltecek olursa vay haline.Bütün şehir ona düşman olur. Urfalı misafirine her iyiliği yapar.Urfalı misafirine eşya hediye eder.Zorla verirler.Urfanın çiğ köftesi vardır.Çiğ köfte yoğurarak oyun oynarlar.”Çiğ. köfte halayı”Urfa’nın en güzel oyunla. rından biridir.Urfanın gençleri yaz ayları bir araya toplanarak,yiyeceklerini,içeceklerini alıp,yakınlardaki mağaralarda davul ve zurnaları ile bir hafta,on hafta, on beş gün,bir ay eğlenirlermiş
Sayfa 182 - YkyKitabı okudu
Disney'in bir karakteri olan "Gufi" oyuncağı almış, karnına basınca horlama sesi çıkarıyordu… Benim yatacağım zamanı kolluyor, bekliyor, ben tam banyodan çıkınca oyuncağı kuruyor, kaçıyordu. En az iki dakika horluyordu oyuncak Gufi… Ne olursa olsun asla unutmuyordu oyuncağı kurmayı… Arkadaşı ile sohbet ediyor olsa da beni takip ediyor, intikamını alıyordu. Sen misin ses istemeyen… Bu konuyu hiç konuşmadık. Ben de oyuncağı saklamayı hiç düşünmüyor, yatak örtüsünün üstüne süs yastığı gibi koyuyor, oyuna dahil oluyordum böylece… O, bu oyunla çok eğleniyordu besbelli. Benim öfkelendiğimi düşünüyor olmalıydı. Halbuki ben gülüyor- dum, hem de katıla katıla gülüyordum. O'nun bunu satın alıp, her gece üşenmeden hazırlaması, muzırlığı hoşuma gidiyordu…
Sayfa 59 - Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
Akıl, kurnaz davranarak ve zamanla ittifak kurarak, yani taktiksel bir oyunla, sabırla, sakin ama kararlı bir şekilde, yavaş yavaş mutlaka iradenin iktidarını ele geçirebilir..
Sorun, gittikçe dünyanın dışına düşen bir ucube devlet geleneğine karşı nasıl tutum alınacağı sorunudur. Tek bildiğim, sesle, harfle, renkle, çizgiyle, şarkıyla, oyunla, bilimle, eylemle... bir saniye susmadan, bu cinneti onların ve dünyanın yüzüne çarpmaktır.
“Bir manzarayı seyrederken gururumu en çok yaralayan şey, başka birinin, benzer bir amaçla burayı çoktan seyretmiş olduğunu bilmenin acısıdır. Tabii başka saatlerde, başka günlerde olmuştur bu. Ne var ki bu bahaneyi öne sürersem, hiç tarzım olmayan skolastik bir oyunla sırtımı sıvazlamış, ağzıma bir parmak bal çalmış olurum. Gayet iyi biliyorum ki arada pek bir fark yok ve başkaları bu manzarayı benimle aynı değilse de, çok benzer bir şekilde, aynı ruhu taşıyan gözlerle gördüler.”
Enver Paşa
"Ruslar benim için olmadık dedikodular attılar ortaya. Artık en büyük düşmanlarıydım. Fırsat buldukça katliamlar yapan, silahsız insanları öldüren, her türlü oyunla üzerimize gelen Rusları yenmekten başka çaremiz yoktu."
Sayfa 247 - EFSUS YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
Evet bundan ne elde ettik? Bizler, gerçek anlamsızlığın figüranları, biz şehitlikten ne elde ettik? Ben ölümü sahnede en azından 30- 40 kez oyna­dım, ve sizler kadife koltuklarda ön sıralarda beni seyredi­yordunuz, benim ölümü oynamam doğal ve gerçek görü­nüyordu. Oyunla gerçek ölümün ne denli ilgisiz olduğunu bilmek ürkütücü.
Yetişkinlerin şunu anlamalarında yarar var. Çocuklar oyunla öğrenir; öğrendikçe gelecekte daha güçlü olmanın, hayatı daha iyi kavramanın, olgunlaşmanın, kendini keşfetmenin yollarını bulur.
Gerçek aşka bir oyunla geçtim; Aşk bir denizdir ve sahili yoktur Ne kadar son istersen yine yok; Zehirden şifaya geç; kemend onun elinde...
“Bugünlerde oyunla gerçek biraz karışıyor da.”
Sayfa 450Kitabı okudu
Reklam
Soy hattımı buldum
Rastgele ve gamsız bir hayatımız vardı. Çok az plan yapar, bunların da çok azını uygulardık. Acıktığımızda karnımızı doyurur, susadığımızda su içer, yırtıcı düşmanlarımızdan kaçar, geceleri mağaramıza sığınır, kalan zamanımızı da oyunla geçirirdik.
Dünyayı hep bu biçimde dinlemedim mi zaten? Hem geç kalan bir algı hem de sezgisel bir oyunla…
"Çocuk! Toz toprak içinde ne gamsız oturuyorsun! Bütün gün elindeki kırık değnekle oynuyorsun. Ben senin bu haline bakıp gülümsüyorum. Doğrusu kendi hesaplarımla meşgulüm, her an bir sürü rakamları toplayıp duruyorum. Belki sen de bana bakıp şöyle düşünüyorsun: 'Niçin bu saçma oyunla gününüzü öldürüyorsunuz!"
Sayfa 83
Her insanın derininde kendinden az çok gizlediği, içinde çocukluk dramının aksesuarlarının bulunduğu bir arka odası vardır. Kimseyi sokmadığı bu gizli odasına mutlaka girecek olanlar yalnız kendi çocuklarıdır. İnsan çocuk sahibi olunca odaya hareket gelir, hazırlık başlar; çünkü dramın devamı için gerekli ortam sağlanmıştır. Fakat çocuk bu dramda oynayacağı rolü ve kullanacağı aksesuarları seçmekte özgür değildir, çünkü rolü zaten yaşama getirilirken belirlenmiştir ve yer aldığı "oyunla" ilgili anılarını da yetişkinlik yaşamına taşıyamayacaktır
0- 6 yaş çocuklar için dini ve ahlaki eğitim oyunla beraber yapılan konuşmalarla mümkün olur. Mesela elinize aldığınız bir oyuncağa namaz kıldırabilir ve söylemek istediğiniz şeyleri ona söyletebilirsiniz. Oyuncağı; yemek yedirirken besmeleyle başlatır, yemekten sonra şükretmesini sağlarsınız. Yani çocuğunuza öğretmeyi istediğiniz ne varsa bunu oyuncakları konuşturarak yapmanız gerekir. Bu yaşlarda konuşma süresi kısa olmalıdır. Önemli olan; tıpkı her sabah eğitime başlar gibi oyunlarla ve kitaplarla birlikte bu kelimeleri tekrarlamanızdır. Küçük çocuğun okulu böyledir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.