Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Pazar günleri, hayatın intikam günleri. Neşeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
Sayfa 42 - Can yayınlarıKitabı okudu
Modern çağın en fazla üstünde durduğu nokta kimin kimden üstün olduğu­ dur. Kimin okulda daha iyi notlar aldığı, kimin pazar günle­ri kilisede daha çok takdir topladığı, kimin daha zengin ol­duğu gibi konular insanların komşularını sevmesini, başka­larına iyi davranmalarını büyük ölçüde engeller. Daha sonra da göreceğimiz gibi, kardeşler, hatta eşler arasındaki sevgi­nin bile önüne geçebilir.
Reklam
Beni düşünen kimse kalmadı , tek başınayım bu dünyada ..
Artık beklediğim hiç kimse yok bu dünyada ...
Pazar günleri, hayatın intikam günleri. Neşeli başlasın öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
Refarenduma gidelim hemen
Sunmak istediğim ilk teklif günleri değiştirmekti. Mesela haftayı beş eğlenceli, iki eğlencesiz gün şeklinde yeniden düzenleyebilir ve bu şekilde, ki matematiğime güvenebilirsiniz, daha çok eğlenebilirlerdi. Aslında mevcut haliyle eğlenceli günlerinin sayısı iki bile değildi. Eğlenmek için sadece cumartesileri vardı; pazar günleri pazartesiye fazla yakın oldukları için çok sevilmiyordu, pazartesiler haftanın güneş sistemindeki dev kütle çekimli çökmüş yıldızlardı sanki. Kısacası yedi insan gününden yalnızca bir tanesi bir şeye benziyordu. Diğer altısı pek iyi değildi, zaten beşi aşağı yukarı birbirinin aynısıydı.
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
Parasını hiç saymazdı. Kitabı yerine bıraktı. "Belki bütün sıkıntılarının sebebi bu. Belki paranın kendisi değil de sayısı önemlidir. Insanların yaşamasında önemli olan, ayrıntılar değil mi? Ayrıntısız yaşayan yalnız bitkiler. Azotlu, sulu, klorofilli, güneş ışıklı bir yaşama. Biraz da hayvanlar. At, aşacağı kısrak topalmış, kemikliymiş aldırmaz. Gene de yem yediği ahırın, çifte koşulduğu tarlanın yolunu ayırır. Köpekler, görmeye alışmadıkları bir çeşit giysi giymiş insana havlarlar. Ya insanlar? Onların yaşamasında her şey ayrıntı. Önemli olan yemek değil, yenecek yemeğin çeşididir; giysi değil, giysinin çeşidi; ayakkabının çeşidi. Günlerin adı bile... Belli günlerde belli yaşamaları vardır. Pazar günleri pazarlık yaşamalarını kuşanırlar, çarşambaları çarşambalık! Hep ayrıntılar! Paranın sayısı gibi.
Sayfa 125
Beni özene bezene yaratan kim? Sen! Ne yapacağımı da yazmışsın önceden. Demek günah işleten de sensin bana: Öyleyse nedir o cennet, o cehennem? Bilir misin, yüceler yücesi Tanrı, Şarap ne zaman çoşturur içenleri? Pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe, Bir de cuma, cumartesi günleri. Felek, ne denli cömert, aşağılık insanlara! Han, hamam, dolap değirmen, hep onlara. Kendini satmayan adama ekmek yok: Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!
Gene o sıralar yeni kurallar getirilmişti: Bir domuz ile başka bir hayvan yolda karşılaştıklarında öteki hayvan kenara çekilerek domuza yol verecek ve bütün domuzlar pazar günleri kuyruklarına yeşil kurdele takma ayrıcalığına sahip olacaklardı.
Sayfa 117Kitabı okudu
Pazar günleri hayatın intikam günleri. Neşeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
Reklam
Dün akşam öyleydi. Daha sonra akşam karanlığı yavaş yavaş inerken, lambalar yakılmaya başlarken, herkes evine dönerken senin de görebilmiş olmanı istedim o Londra sokaklarını; her şey gecenin bir cumartesi gecesi olduğunu belli ediyordu ve bütün o koşuşturmalarda bir tür huzur vardı, yaklaşan pazar gününe duyulan gereksinmeyi ve coşkuyu duyabiliyordu insan. Ah, pazar günleri.. O pazar günlerinde yapılan, başarılan her şey.. Bu kenar mahallelere, kalabalık sokaklara nasıl da bir rahatlama getiriyor hepsi..
Sayfa 24
Mutluluk? “Onun peşinden sürüklenirsin, onu ararsın, bu çabayla kendini tüketirsin, oysaki şuracıktadır,” ... “ Artık hiçbir şey beklemediğin, hiçbir şey ummadığın, hiçbir şeyden şüphelenmediğin anda ortaya çıkar”
Sayfa 20 - can yayınlarıKitabı okudu
İşte o küçük evde, pazar günleri sabah kahvaltılarında, sucuk kızartılırdı. Diğer günler bu kadar keyifli olmazdı sabah kahvaltıları. Çünkü pazar günleri geç kalkar, öğlene kadar masada konuşa gülüşe, fırından yeni alınmış sıcacık beyaz francala ekmeklerimiz, mis gibi kokan sucuklarımız, annemin özenle hazırladığı reçellerimizle zengin bir sofra olurdu bizimkisi. Annem babam masada bizim konuşmamızı ister, biz de anlatır dururduk.
Çok geç olmadan
Bunu bilmiyorduk, Demesin kimse, bir zamanlar pek sık söylendiği gibi. Dürüst ama sessizlerden hiç kimse, Kalmasın pirüpak. Kimse tüm hafta susup, Günah çıkarmasın pazar günleri. Artık dikmeyelim anıtlar, Kötü davrandığımız kurbanlar için. Kimse bakmasın aynaya, Suçluluk duymadan. Geçmişteki utanç, Artık saksılarda kök saldı.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.