Klasik veya klasik diyebildiğimiz eserlerin en dikkatimi çeken özelliği, eskimeyen ve her devir açısından baktığımızda güncelliklerini koruyor olmalarıdır. "Müfettiş" için bugün söyleyeceklerimle beş yıl sonra söyleyeceklerim genel itibariyle yine aynı olacaktır. Yani "modası" geçmeyecektir. Tabii ki, farklı zamanlarda okurken alacağım (kitabın vereceği demiyorum,, benim alacağım) zevk ve mesajlar farklı olabilir. Ki, olmalıdır da!
"Müfettiş" dokunaklı bir eser (piyes). Çünkü okuduğumuzda bize toplumsal özeleştiri ve dolayısıyla bireysel özeleştiri yaptıracaktır. 'Sen nasıl isen sana öyle muamele yapılır' perspektifini açık şekilde hissettiriyor. Rusya'daki toplum ve otorite ilişkilerini en canlı, en doğru, en iyi şekilde gözler önüne seren bir eserdir "Müfettiş". Ver bana korkuyu, vereyim sana rüşveti. Bu durumun zamanla yaşam tarzımıza dönüşmesi...
Zaman ve mekan açısından Sovyetler'in "ortasını" olmasa da "kenarını" yaşamışlığım vardır. Çocukluk yıllarımı hatırlayarak bu piyesin belli bir kısımlarına örnekler verebilirim. Revizyor'un (Müfettiş) köyümüze gelişini babamın telaşı ve akşam eve geç saatlerde gelişinden anlıyordum. Arabamızı kendisininmiş gibi kullanmasından, kendisine gönderilen yemeklerden, kesilen kurbanlardan...
"Müfettiş" noktası ve virgülüne kadar gerçekleri anlatıyor. Rus klasikleri <<sadelikte büyüklük>> çizgisine sadıktırlar. Gogol da bu sadıklardan. Bu da onu alkışlamam için yeterli bir [edebi] sebeptir.