Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Demokrasi Mücadelesi
Demokrasi Mücadelesi Arno Gruen Şiddet, insan ruhunun en karanlık köşelerinden biri. Hem bireyin kendisine hem de çevresine zarar veren, sökülüp atılması gerekirken yeşertilen nefret tohumunun yol açtığı bir insanlık lekesi. Sosyal psikolojinin en yetkin isimlerinden Arno Gruen'ün son kitabı Demokrasi Mücadelesi, toplumsal şiddetin kaynaklarını bireyler üzerinden inceleyen önemli bir çalışma. Dünya çapında yapılan çeşitli araştırmalara dayanarak vardığı sonuçlar, özellikle milliyetçilik temelli şiddetin nasıl bir salgın olduğunu çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor. Demokrasi Mücadelesi, her gün gazetelerde, haberlerde, sokaklarda karşımıza çıkan şiddetin, hatta bazen içimizde yükselen öfkenin kaynağına inebilmek, onu anlayabilmek için mutlaka okunması gereken bir kitap.
Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve Terör
Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve Terör
Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve Terör
Demokrasi Mücadelesi: Radikalizm, Şiddet ve TerörArno Gruen · Çitlembik · 201078 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Beyaz Felaket. Kitap, Trafikte ilerlemekte olan bir adamın yeşil yanmasına rağmen hala ilerlememesi ile başlıyor çünkü adam birdenbire her yeri süt beyazı görmeye başlamış yani kör olmuştur. İnsanlar bir süre söylendikten sonra içlerinden bir adam köre yardım ederek onu evine götürür. Adam eve getirildiği zaman hala olayın şokundadır anlamaya
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınları · 2023103,9bin okunma
Reklam
İzmir günlükleri
Bugün yolumuz Urla Karantina adasına düştü. Yeni restore edilmiş daha açılışı gerçekleştirilmemiş. Bir arkadaş vesilesiyle gezmek nasip oldu. İzmir'de ilk olarak karantina iskele yapılmış. Sonraları şehir merkezinde kalınca güvenlik gerekçesi ile Enver Paşanın emriyle 1850 lerde Urlaya bu yapılar inşa edilmiş yakın bir zamana kadar da sağlık
Lazare’ın elini sıktım. Elimi elinden çekmedim bir süre, fakat ölen Michel’di, ben değildim. Daha sonra Xenie’yi sıkıca kollarımın arasına aldım; ona gerçek bir öpücük vermek isterdim, fakat bunun iki yüzlülük olduğunu hissettim ve hemen oradan ayrıldım. Gittiğimi gördüğünde, hareket etmeden ağlamaya başladı. Koridora çıktım. Bir salgın gibi, ağlaması bana da geçmişti.
İnananlar Kardeştir
Bu ülkenin bütün ırklarını, tek ırk, tek kalp, tek insan hâline getiren İslâmiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu. Ne kanla ilgisi var, ne kafatasıyla. Vahdetlerin en büyüğü, en mukaddesi. İster siyah derili, ister sarı... inananlar kardeştir. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek. Türk'ü, Arap'ı, Arnavut'u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç; gazaya, yani irşâda. Altı yüzyıl beraber ağlayıp beraber gülmek. Sonra bu muhteşem rüyayı korkunç bir kâbusa kalbeden meşûm bir salgın: Maddecilik.
Sayfa 181 - İstanbul: İletişim, 2020.Kitabı okudu
Başarılarımızın azametini takdir ederken bir diğer noktayı gözden kaçırmamalıyız: Tarih boşluk kabul etmez. Kıtlık, salgın ve savaşlar azalıyorsa, insanlığın bunların yerini alacak başka gündemleri olacaktır. Bunların ne olacağını çok iyi düşünmemiz gerekiyor. Aksi takdirde eski savaş meydanlarında muzaffer olurken yeni cephelerde hazırlıksız yakalanabiliriz. Peki 21. yüzyılda insanlığın gün deminde kıtlık, salgın ve savaşların yerini hangi meseleler alacak?
Reklam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Düşünün çünkü henüz yasaklanmadı./Spoiler
Yıl 1984. Her ne kadar emin olmasak da. Ama yaşadığımız toplumda hiçbir şeyden emin değiliz. Zaten emin olmamız gerekmiyor, bize söylenene inanmamız yeterli. Dünya 3 kutba ayrılmıştı. Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Ya da biz Okyanusya’dakiler öyle biliyorduk. Zaten önemli olan bizim ne bildiğimiz değil partinin ne düşündüğümüzü istediğiydi.
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019166bin okunma
İnsanların istediklerini elde edememelerinin tek sebebi, olmasını istedikleri şeyler yerine, olmasını istemedikleri şeyler üzerine düşünüyor olmalarıdır. Düşüncelerinizi dinleyin; söylediğiniz sözlere kulak verin. Bu yasa kesindir ve hiçbir yanılma payı yoktur. İnsanoğlunun bugüne kadar gördüğü en büyük belalardan daha kötü bir salgın asırlardır ortalığı kasıp kavuruyor. Bu salgın hastalığın adı "istemiyorum" salgını. İnsanlar "istemedikleri" şeyleri baskın olarak düşünüp, konuşup, davranışlarına yansıtıp onlara odaklandıkça bu salgının ayakta kalmasına sebep oluyorlar. Tarihi değiştirecek olan nesil ise biziz; çünkü bizi bu salgından kurtaracak bilgiyi elde etmekteyiz! Bu sizlerle başlayacak. Sizler sadece ne istediğinizi düşünüp, bundan bahsederek bu yeni düşünce akımının öncüleri olacaksınız.
Sayfa 23
Şu an bu duygular kaybedilmiş
"O zamanlar içimdeki çocuk daha özgür, daha cesurdu.Dünya bu kadar soğuk değildi. Herkes yüreğiyle gülerdi birbirine. İnsan sesinden medet umulurdu. Eşyalar bir salgın hastalığa dönmemişti. Pencerelerin önünden başlardı gökyüzü ve toprak. Paylaşarak büyütürdü insanlar bir hazzı; paylaşarak yenerlerdi yalnızlığı."
72 syf.
8/10 puan verdi
Bir Kaç Saatte Bitirebileceğiniz Elden Düşüremeyeceğiniz Bir Kitap...
Yine okuduğum ve pişman etmeyen bir Jack London romanı oldu. Kitap da saniyeler içerisinde bulaşıp öldüren ve tedavisi olmayan bir salgın sonucunda yaşanılanları meydana gelenleri tüm süreçleri kendi gençliğinde yaşayan Dede Smith ağzından anlatılanları okuyorsunuz. Distopik ama günümüzde meydana gelen salgınları düşününce bir o kadar gerçekçi ve ileri görüşlü bir hikaye olduğunu söylemeliyim. Tek gecede bitirilebilecek merak uyandıran bir kitap mutlaka okuyun.
Kızıl Veba
Kızıl VebaJack London · Türkiye İş Bankası kültür Yayınları · 202032,4bin okunma
Reklam
Tanıklıklar, çağın vebası gibi her yerde ve salgın halinde. Süphaneke sümbül teke, var bir sakatlık bu zihin işleyişinde. Galiba sadece Türkçe düşünebildiğim için. Örneğin Sanskrit ya da Kırmanç dillerinde düşünebilseydim bambaşka veriler ekleyebilirdim içinde bulunduğum duruma. Her neyse, şunu söylemek istiyorum, salonumuzu, eve çağırdığımız eğri ve tozlu konukların akşam gevezeliklerine uygun düzenleriz genellikle. Her biri gizli tanıklarımızdır çünkü. Tespihlerini çekerken veya ince belli bardaklarla çaylarını içip, kurabiyelerini atıştırırken içinde bulunduğumuz durumu analiz ederler. İç organlarımızı görüntüleyen bir doktor, mahkemede beyin tomografisinin bir köşesine gizlenmiş aykırı, karanlık düşünce bölgemizi jüri üyelerine yansız ve yeminli bir biçimde anlatmak için tanıklığa çağrılır. Bu sahne, lümpen bir Amerikan polisiye dizisinde geçse de, doktorların en gizli, ayıp bölgelerimiz hakkında, testislerimiz, yumurtalıklarımız, urlarımız, urlarımızın huyları hakkında tanıklık edebilecekleri bir çağa geldiğimiz gerçeğini...
Sayfa 66 - Sislerin ArasıKitabı okudu
Başka yerlerde, ne yazık ki, bunun yanından bile geçilmiyor. Arap-İslam âlemi bir daha çıkamamazcasına tarihsel bir "kuyu"ya gömüldükçe gömülüyor; bütün dünyaya karşı, Batıklara, Ruslara, Çinlilere, Hintlere, Yahudilere vb.ayrıca her şeyden önce kendisine karşı öfke duyuyor. Afrika ülkeleri, ender istisnalar dışında, iç savaşlarla, salgın hastalıklarla, iğrenç kaçakçılıklarla, iyice yaygınlaşan rüşvetle, kurumların yozlaşmasıyla, toplumsal dokunun parçalanmasıyla, yüksek işsizlik oranlarıyla, umutsuzlukla boğuşmak durumunda. Rusya yetmiş yıllık komünizmden ve sonrasındaki kargaşa halinden kurtulmakta zorlanıyor; liderler yeniden eski güçlerine kavuşmanın hayalini kurarken, halk hâlâ korkuyor. ABD'ye gelince, en önemli küresel rakibini alt ettikten sonra, kendisini tüketen ve yolunu şaşırtan devasa bir girişime sürüklendi: Tek başına, neredeyse tek başına, boyun eğmez bir dünyaya boyun eğdirmeye çalışıyor. ?öz alıcı bir tırmanış yaşayan Çin'in bile endişelenmek için nedenleri var; çünkü bu yüzyılın başında, izleyeceği yol belli gibi görünse de -toplumsal ve ulusal bütünlüğünü korumaya özen göstererek ekonomik gelişimini aralıksız sürdürmek-, gelecekte kendisine düşecek büyük siyasal ve askeri güç rolü ciddi belirsizliklerle dolu, hem kendisi hem komşuları hem de dünyanın geri kalanı için. Asya devi elinde hâlâ az çok güvenilir bir pusula tutuyor, ama büyük bir hızla, elindeki aletin artık işe yaramayacağı bir bölgeye yaklaşıyor.
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201273 okunma
Günümüzde yalnızlık bir salgın haline gelmiş durumda. Öyle ki Birleşik Krallık ve Japonyada bu soruna çözüm bulmak için Yalnızlık Bakanlıkları kuruldu. Peki, yalnızlık neden sorun olarak tanımlanıyor? Çünkü yalnızlık hem ruhumuzu hem de bedenimizi "hasta" ediyor.
382 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.