Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Evet fark ettim, uzun Zamandır sana şiir yazmıyorum, yazamıyorum, yazmak istemiyorum. Çünkü senden bahsedeceğimi anlayan tüm sözcüklerim birlik olup "o varsa biz yokuz" dediler. Teker teker heybemden kaçtılar. Zaten zincirle bağlasam durmazlardı. Hepsinde acayip bir huzursuzluk vardı ve eski neşelerini çoktan kaybetmislerdi.
Sanırım sana mek­tup yazmak ruhuma gövdemden başka bir ev kurmaya yarıyor. Temiz ve yarasız bir ev. ♡
Reklam
Bunu yazmak istiyorum sana sonra postalamak istiyorum Simli bir yılbaşı kartıyla Hiçbir mektup artık beni, ikna etmiyor hayata
Sevgili Bilge, bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım.
Ne güzel şey hatırlamak seni, yazmak sana dair, hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek: Filânca gün, falanca yerde söylediğin söz…
Reklam
Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.
Sayfa 385 - İletişim Yayınları , 51.Baskı
Sana yazacak o kadar çok şeyim vardı ve onları yazmak gü­cünden öylesine yoksundum ki, hiç yazmamayı yeğledim.
Biri bin kere olmakla yeni kalıyor da, öbürü, bir kere olmakla eskiyiveriyor. İşte hayatınla hayatımız arasındaki fark! Hiç seninki, en küçük çaptan en büyüğüne kadar, bütün söylenmişlere, söylenenlere ve söyleneceklere rağmen anlatılmış olabilir mi? İzin ver; onu bir kere de ben anlatayım! İzin ver; herkesin, boyuna göre açıldığı bu ufuksuz denizde, sana yaklaşabilmek değil, fakat kıyılardan, gerilerden yâni kendimden uzaklaşabilmek mânasına bir kere de ben gücümü deneyeyim! Öyle ki, sahili kaybetsem, artık gerilere dönemesem ve sende boğulsam, işte o zaman aradığım hayatın eşiğine ayak basmış olurum. Niçin hayatını yazmak?.. 1400 küsur senelik bir emeğe yeni bir omuz vermek, güçlü güçsüz ve elverişli elverişsiz, pekçok insanın her fırsat doğuşunda yaptığı bir işi, bir kere daha yapmak; kısacası tekrarlamak, sadece tekrarlamak için mi? Nasıl olur? Tekrarlamak... Tekrarlamak, bir şeyi tam mâluma ircâ ettikten, çepçevre sardıktan ve kavradıktan, yâni posalaştırdıktan ve cevhersizleştirdikten sonra ele almak demekse, sen hiçbir surette tekrarlanamazsın.
Reklam
Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım...
Sayfa 117Kitabı okudu
Bütün bu yazdıklarımı okursan geri dönmek isteyeceksindir. Sanırım sana hiç bu kadar güzel şeyi bir arada söylemedim. Kuşkusuz aptalca utangaçlığımdan. Sevimsiz şeyleri ne kadar rahat söyleyebiliyorsam, güzel şeyler de o kadar boğazımda kalıyor. Şimdi sen burada olmadığın için artık daha az utanıyorum. Ayrıca yazmak söylemekten daha kolay geliyor. Devamlı akan su durduğunda serinliği özlenir, yanan ışık söndüğünde aydınlık özlenir ve insan karısını kaybettiğinde de onu ne kadar çok sevdiğini anlar. Anlayabilmek için en kötüsünün başa gelmesini beklemek ne acı. Neden mutluluğu, ancak çekip giderken çıkardığı sesle tanıyabiliyoruz? Sen gitmeden önce mutlu muydum? Büyük bir acıdan sonra insanın daha önce her şey hep çok iyiydi diye düşünme eğilimi vardır. Her şey hep çok iyi değildi, daha iyiydi sadece.
"Ne zaman ki sinir uçlarına dokundum, o zaman tokadı yedim abla. Hata yapmışım. Demek ki bugüne kadar gazeteciliği gerektiği gibi yapmamışım. Asıl yapmam gerekeni görmemiş, ihmal etmişim. Siyasal iktidar ya da iktidarın hoşuna gidenleri yazmak değil marifet. Hatalarını söyleyebiliyor musun, onların yanlış yaptıklarını öteki ülkelerde olan iyi şeylerle karşılaştırarak gözler önüne serebiliyor musun? İşte o zaman ben sana gazeteci derim! İşte tam da bunu yaptım son yazı dizimde ve aforoz edildim. "
Canım kâri, ben yazmaktan vazgeçmeyeceğim; yazmak benden vazgeçmedikçe. Yazacağım ve güzelleşecek her şey. Çünkü dedim sana; yazmak hayalden bir dünya kurmak gibi ve bazı şeylerin de hayalleri kendilerinden daha güzel.
Sevgili Bilge; Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana, durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım..”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.