Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ey garîb bülbül gülistân içre efgânın nedir Hem-demin güldür senin yine bu nâlânın nedir Şâd olanlar ağlamaz gamlı olan gülmez denir Gamdan âzâd olmadın bu şâd u handânın nedir Bu ile geldin kimesne sana hîç yâr olmadı Yâr-ı gârın kim senin aceb ki ihvânın nedir Her biri yârın yolunda varını eyler fedâ Ey gönül senin dahi yârına kurbânın
Tanrı'nın adaleti ve şanı günahkârları ve inançsızları sonsuz işkencelerle cezalandırmasını gerektiriyorsa, adaletin ve aklın günah işlememenin kimilerinin erki dâhilinde olmasını ve inançsız olmamanın da başkalarının erki dâhilinde olmasını gerektirdiğine hiç kuşku yoktur. Peki ya insanın özgür olduğunu varsayacak kadar saçma biri var mıdır? Her eyleme sürüklenen bizlerin, hiçbir şeyin efendisi olmadığımızı ve bu zincirlerle bağladığımız Tanrı (varlığını kabul edersek; gördüğünüz gibi bunu tiksintiyle yapıyorum), evet, ne diyordum, bu Tanrı, biz istemeden onun tutarsız elinin bizi zevkle içine soktuğu tersliklerin kurbanı olduk diye bizi cezalandırırsa, varlıkların en adaletsizi ve en barbarı olduğunu göremeyecek kadar körleşen kimdir?
Sayfa 134Kitabı okudu
Reklam
Felekde hasılı insan isen bir canı incitme Günahkar olma fahr-i alem-i zi-şanı incitme
Sarhoşluk akıllılara göre kötü bir şöhrettir, ama biz şanı, şöhreti zaten istemiyoruz ki.
En önemli bölüm.
Bütün dünya bir sahnedir, Kadın, erkek bütün insanlar da oyuncular. Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır. Her insan kısa ömrü içinde çeşitli roller oynar. Ve yedi perdeye bölünmüştür hayatı: Birinci perdede bebektir; Sütninesinin kollarında salyalarını akıtarak ağlar. Sonra sızıldanan bir okullu; Sırtında çantası, tertemiz sabahlık yüzü
Sayfa 46 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Aralık 2021 BaskısıKitabı okudu
İnsanın Yedi Çağı
Bütün dünya bir sahnedir, Kadın, erkek bütün insanlar da oyuncular. Her birinin giriş ve çıkış zamanları vardır. Her insan kısa ömrü içinde çeşitli roller oynar. Birinci perdede bebektir; Süt ninesinin kollarında salyalarını akıtarak ağlar. Sonra sızıldanan bir okullu; Sırtında çantası tertemiz sabahlık yüzü ile isteksiz, Sümüklüböcek gibi
Sayfa 15
Reklam
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
biz nereye gidiyoruz? İnsanın gölgesinden bile vergi alınan o ülkede ne işimiz var? Başımızı alalım, adı sanı bilinmedik ülkelere gidelim.
Bir kimse şehvetle harama baktığında onun manevi sureti değişir. Gavs-ı Sânî Seyyid Abdulbâkî El-Hüseynî (k.s)
Name-i nurîn-i hikmet, bak ne takrir eylemiş. Hep beraber nutka gelmiş, hak lisanıyla derler: Bir Kadîr-i Zülcelal'in haşmet-i sultanına Birer bürhan-ı nur-efşanız biz, vücud-u Sâni'a
Reklam
Öteki hayvanlar ise vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar. Mesela, kedi seni sever, tazarru eder, senden ihsanı alıncaya kadar. İhsanı aldıktan sonra öyle bir tavır alır ki sanki aranızda muarefe yokmuş. Ve kendilerinde sana karşı şükran hissi de yoktur. Ancak Mün'im-i Hakiki'ye şükran hisleri vardır. Çünkü fıtratları Sâni'i bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar. Şuur olsun olmasın... Evet, kedinin "mır mır"ları "Yâ Rahîm! Yâ Rahîm! Yâ Rahîm!"dir.
İman-ı tahkikînin kuvvetiyle ve marifet-i Sâni'i netice veren masnuattaki tefekkür-ü imanîden gelen lemaat ile bir nevi huzur kazanıp, Hâlık-ı Rahîm'in hazır nâzır olduğunu düşünüp, ondan başkasının teveccühünü aramayarak; huzurunda başkalarına bakmak, meded aramak o huzurun edebine muhalif olduğunu düşünmek ile o riyadan kurtulup ihlası kazanır.
Sayfa 163
#savaşmayınsevişin
"Harpten bıktım usandım artık. Bütün şanı saçmalıktan ibaret. Yalnızca, bir el ateş etmemiş ve yaralıların çığlıklarını ya da inlemelerini duymamış olanlar, kan, intikam ve yıkım diye bağırırlar. Harp cehennemdir." Bu acıyı hissedecek kimse olmasaydı, savaş ne hale gelirdi? Yaralıların ağlamalarını ve inlemelerini kimse duymasaydı, bizi savaşın en korkunç yüzünden ne korurdu? Bizi kendimizden ne korur? İster uzaktan olsun ister yakından savaşta öldürenler insanlardır. Savaş insan başarısızlığıdır. Otonom hedefleme, insanların öldürmekle olan ilişkisini iyi ya da kötü şekillerde değiştirecektir. Fakat teknolojiden bizi kendimizden kurtarmasını beklemek abartılı olabilir.
Sayfa 386Kitabı okudu
Onun ağzı tarafından okşanıp sevilmek Clay'i en çok azdıran şeylerden biriydi. Kararan gözlerini kapattı, güçlü ellerini Julia'nın saçlarına dolayarak, başını deri koltuğa yasladı. "O dudakları ait oldukla- rı yere geri getir." "O zaman iki dakikalığı istiyorsun," dedi Julia ve nefesinin nereye uzandığından emin oldu, çünkü bu hareket de Clay'in nefesini kesen şeylerden biriy- di. "Hızlı olmasını istediğini söyle, seni iki dakika- da boşaltabileceğimi kabul et," diye ekledi. Sonra, onu hazza götürecek olan yolu bildiğini göstermek için, zonklayan aletinin üzerinde dudaklarını bir kere daha gezdirdi. "Tamam," diyerek hırladı Clay. Bu hırıldamanın üzerine Julia dudaklarını ara- ladı, boğazının zorlanmasını umursamayarak onu emmeye başladı. Elini hayalarına uzattı, okşamaya başladığında Clay'den gelen uzun ve derin inlemeyi duydu. Onun tepkileri gülümsemesine neden oldu, çünkü ona bunları yapmaya bayılıyordu. Ele aldı- ğı göreve devam etti; iyice emdi, tahrik edercesine yaladı. İnlemeleri daha da yükselirken, Clay'in par- makları onu sıkıca kavradı ve Julia bunun her sani- yesinden zevk aldı. Onu hızla doruğa ulaştırdığında, ağzındaki lezzetin ve kulaklarına müzik gibi gelen inlemelerin tadını çıkardı.
Sayfa 18
"Daha fazlasına ihtiyacın olduğunu söylemiştin sanki?" diye sordu. "Tanrım, evet." İki parmağını soktu Julia'nın içine ve onun, par- maklarının çevresinde kasıldığını hissetti, ıslaklığı parmaklarını sırılsıklam etmişti. "Şimdi, elimi becer Julia. Kendin mastürbasyon yaparken parmaklarını becerdiğin gibi, benim elimi
Sayfa 183
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.