Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
...sanki ″yabancı″ -from abroad- sözü, kesin bir köken belirtiyordu onun için. ″Yaban″ belirli bir ülkeymiş ve bu nedenle ikimiz, vatandaşmışız gibi.
KAHRAMAN Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün; Seni gördük sesimiz Hakk'a yalvardığı gün... Seni gördük mazi dağları sardı ses ses, Bir Akdeniz dalgası buldu içinde herkes... Sana çıkar bu yurdun ararsan son yolu da Kutlu bir Tanrı oldun güzel Anadolu'da... O kadar eskisin ki şimdi ruhumuzda sen, Bulursun bu sevgide asırları istesen... Arasan bakışında uzun ovalar erir; Dinlersen gönül denen yüce dağlar ses verir, Bir dünya, bir millete düşman olduğu zaman Sana büyük hızını verdi nabzındaki kan... Dört sınırın ucunu getirdin bir araya; Dört bucak sevgisini topladın Ankara'ya, Sesin, bir tılsım gibi, yurdu dolaştı yer yer, Ve senden öylesine hız aldı ki gönüller Yüz yılda giden vatan bir ayda geri geldi... Sonra sanki ruhundan kartal sesleri geldi; Sanki yeni bir ışık süzüldü gözlerinden Ve bir fert, tek başına, bir millet yarattın sen. Bastığın yer tarihten yer alırmış, yok değil. Bir gününe bir tarih bağışlasak çok değil... Çok değil kanımızın rengini süze süze İsmini dövmelerle işlesek göğsümüze... Böylece gece gündüz görmek için tek seni, Çok değil gözümüzün içine çizsek seni. İsterse bundan sonra ufuk yansın, gök yansın; Çünkü sen bu milletin umduğu kahramansın... Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün; Seni gördük sesimiz Hakk'a yalvardığı gün...
Reklam
Mademki hiç kimse, asla, ne ihtiyaçlarını, ne kanaatlerini, ne de ihtiraslarını tam ölçüsünde dile getirebilirdi ve insan sözü, yıldızları aşka getirmek istediğimiz zaman, ancak ayıları dans ettirecek havalar çalabildiğimiz çatlak bir kazan gibiy­di, ruhun da doluluğu bazen en hoş teşbihlerle dolup taşa­maz mıydı sanki?
Küçük Burjuvazi Küçük burjuvazi, yerli burjuvazinin en düşük ve en geniş taba- kasıdır. Entelijansiyanın büyük çoğunluğunu oluşturan öğretmenle- ri, öğrenci gençliği, düşük gelirli uzmanları, büro katiplerini ve alt kademe hükümet memurlarını ayrıca orta köylüleri; küçük işadam- larını; esnafları; marangozları; kendi küçük motorlu teknesi ve
Her şey sanki Tanrı tarafından imzalanmış bir hediye tapu senedini göstermekten ibaretmiş gibi olup bitiyor. Sanki öyle bir senet, o toprakta bulunan diğer lerinin hakkını gasp etmelerini meşrulaştırıyormuş gibi cereyan ediyor.
Özgür bir irade ile yaratılmış olmak seni ra- hatsız mı ediyor? Bir kaya parçası, bir mezarlık selvisi ya da bir gübre böceği mi olmayı isterdin? -Benim insan olmaktan yana bir şikayetim yok. Başka bir şey olmak da istiyor değilim… -Öyleyse neden özgür bir iradeye sahip olarak yaratılmışlığın için memnun ve müteşekkir olmak yerine, sanki bu bir cezaymış gibi davranmaya çalışıyorsun? -Çünkü bu beni korkutuyor! Batırmaktan korkuyorum… İşin sonunda "Keşke bok böceği olsaydım" demekten korkuyorum!
Reklam
..sanki adım yoksa ben de yokmuşum gibi…
Yüzünün hep hüzünle gölgeli olduğunu fark etmiştim. Buna karşılık insanlarla konuşmasında müthiş bir enerji ve sevecenlik yüklüydü. Sanki hüznü kendisi içindi de iyiliği bütün insanlara yönelikti.
Sayfa 150Kitabı okudu
İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman, gerek yan yatarken, gerek otururken, gerek dikilirken bize dua eder. Kendisinden sıkıntısını gideriverdik mi sanki kendisine dokunan o sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi aldırmadan geçer gider. İşte o aşırı gidenlere yaptıkları şeyler böyle güzel gelir.
Reklam
Minnettar bir ifadeyle, sanki ona iyilik yapıyormuşum gibi yüzüme baktı. Derin bir mutluluk duyuyordu çünkü onun hayatıyla ilgilenen birisi vardı.
Sayfa 144Kitabı okudu
Aynı anda hem hüzünlendiğini hem de mutlu olduğunu hissediyordu. Sanki tuhaf, büyülü bir dünyada yitip gitmiş küçücük bir yaratıktı. Gördüğü her şey ona gizemli geliyor, gördüklerini kavramakta bir hayli sıkıntı çekiyordu.
KORİDOR YAYINCILIK - 183Kitabı okuyor
Hayatını sindire sindire yaşıyordun; oysa ben, sanki hayatımız gerçek anlamda ancak daha ileride başlayacakmış gibi, bir sonraki işe geçme telaşı içindeydim daima.
Neredeyse bilinçli olarak yaşamın Kenarında yaşıyordu sanki bu iki dünyanın, kendisininkiyle diğerlerininkinin arasında olabilecek bir temasın her zaman acılı olacağından korkuyordu.
Sayfa 25
Sanki hiçbir şey beni yaralayamazmış gibi durmayı öğrendim .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.