Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
EDEBİYAT TARİHİNİN EN GÜÇLÜ korku romanı ve ahlak üzerine yazılmış masalı birkaç çocukluk hatırası, yakın tarihli bir tartışma, çocuksu gece korkuları ve sarsıcı canlılıkta bir ha­ yal gücünün alaşımından oluştu.
Göl Gibiyim...
"Bir taş, nehre düşmeye görsün, pek anlaşılmaz etkisi. Hafiften aralanır, dalgalanır suyun yüzeyi; çıkardığı tıp sesi akıntının ortasında kaybolur. Ama bir de göle düşsün aynı taş...Etkisi çok daha kalıcı ve sarsıcı olur. O taş var ya o taş, durgun suları savurur. Taşın suya değdiği yerde evvela bir halka peyda olur, halka tomurcuklanır; tomurcuk şekillenir, açar da açar; tomurcuk katmerlenir. Göz açıp kapayıncaya kadar, ufacık bir taş ne işler açar başa. Nehir alışıktır karmaşaya, deli dolu akışa. Atılan taşı içine alır, benimser, sindirir ve sonra da unutur kolaylıkla. Gel gelelim göl hazır değildir böyle dalgalanmaya. Tek bir taş bile yeter onu altüst etmeye, ta dibinden sarsmaya. Göl, taşla buluştuktan sonra, bir daha eskisi gibi olmaz, olamaz."
Reklam
Nehir mi, göl müsün ?
"Bir taş, nehre düşmeye görsün, pek anlaşılmaz etkisi. Hafiften aralanır, dalgalanır suyun yüzeyi; çıkardığı tıp sesi akıntının ortasında kaybolur. Ama bir de göle düşsün aynı taş...Etkisi çok daha kalıcı ve sarsıcı olur. O taş var ya o taş, durgun suları savurur. Taşın suya değdiği yerde evvela bir halka peydah olur, halka tomurcuklanır; tomurcuk şekillenir, açar da açar; tomurcuk katmerlenir. Göz açıp kapayıncaya kadar, ufacık bir taş ne işler açar başa. Nehir alışıktır karmaşaya, deli dolu akışa. Atılan taşı içine alır, benimser, sindirir ve sonra da unutur kolaylıkla. Gel gelelim göl hazır değildir böyle dalgalanmaya. Tek bir taş bile yeter onu altüst etmeye, taa dibinden sarsmaya. Göl, taşla buluştuktan sonra, bir daha eskisi gibi olmaz, olamaz."
Gerçek bir hikayeden uyarlanmış sarsıcı bir kısa roman Sakar. Ailenin bir koruyucu değil bir istismarcıya dönüştüğü trajik bir kitap. Ve "prosedür böyle" denile denile istismarın en ağır biçimine terk edilen 8 yaşındaki bir kız çocuğu için bir şahitlik bu kitabı okumak.
Güzel hazzın ötesindedir. Pseudo Longinos'a göre güzel kadınlar "gözlerin acısıdır." Kadınlar acı vererek güzeldir. Sarsıcı, yüzce güzellikler çelişki değildir. Acının negatifliği güzelliği derinleştirmektedir. Burada güzel, pürüzsüzden bambaşka bir şeydir.
Sayfa 17 - Pürüzsüzün EstetiğiKitabı okudu
...hiçbir şey, yeryüzündeki hiçbir şey çaresizliği, kendinden böylesine tamamen vazgeçmişliği, canlı bir ölü haline gelmeyi bu hareketsizlik kadar sarsıcı bir şekilde ifade edemezdi.
Reklam
Gerçek bir hikayeden uyarlanmış sarsıcı bir kısa roman Sakar. Ailenin bir koruyucu değil bir istismarcıya dönüştüğü trajik bir kitap. Ve "prosedür böyle" denile denile istismarın en ağır biçimine terk edilen 8 yaşındaki bir kız çocuğu için bir şahitlik bu kitabı okumak.
hiçbir şey, yeryüzünde hiçbir şey çaresizliği, kendinden ümidi kesmişliği, daha hayattayken ölmüş olmayı bu hareketsizlik, şakır şakır yağan yağmurun altında bu durgun ve duygusuz duruş, ayağa kalkamayacak kadar, korunacak bir dam altı bulmak için birkaç adım atamayacak kadar yorgun olmak, kendi varlığına karşı bu olağandışı ilgisizlik kadar sarsıcı bir şekilde ifade edemezdi. Hiçbir heykeltıraş, hiçbir şair, ne Michelangelo ne de Dante, son ümitsizliğin jestlerini, kendini sağanak halinde yağan yağmura teslim etmiş, kendini korumak için parmağını bile oynatamayacak kadar kayıtsız ve yorgun olan bu yaşayan insan kadar güzel hissetmemi sağlayamazdı.
"Yeryüzündeki hiçbir şey çaresizliği, Kendinden böylesine tamamen vazgeçmişliği, canlı bir ölü haline gelmeyi bu hareketsizlik kadar Sarsıcı bir şekilde ifade edemezdi."
İnsan pek de vefalı bir varlık değildi
"Hayat, canlılara öncelik tanırdı. Ölenlerin görüntüleri, sesleri, kokuları, anıları, izleri ağır ağır silinir giderdi. Acı ama galiba başka bir yolu yoktu. İnsan pek de vefalı bir varlık değildi. Önemli olan ölenleri tümüyle unutmamak, ruhlarından bir parçayı benliğinize katarakz onların gönlünüzde yaşadığına kendinizi ikna etmekti. İkna etmekti, diyorum çünkü zamanla yüzlerini bile hatırlamakta güçlük çekeceğimiz sevdiklerimizin ruhumuzdaki etkileri, yaşamın canlı görüntüleri, sarsıcı olaylarıyla ağır ağır silinip giderdi belleğimizden."
Sayfa 18 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ama acaba onun ihtiyaçları, diğer hayvanların ve insanın ihtiyaçlarından daha mı sarsıcı? Yaptıkları, çocuklarının ruhunu emen anne-babanın yaptıklarından daha mı tiksindirici? Vampir, kalp atışlarını hızlanmasına ve saçların diken diken olmasına neden olabilir. Fakat bu, topluma sonradan politikacı olacak nekrotik bir çocuk kazandıran aileden daha mı kötüdür? Ayıkken bile akılcı düşünmekten uzak insanlara, beyinlerini daha da köreltmek için mayalanmış arpa suyu veren üreticiden daha mı kötüdür? Kitap raflarını, şehvet ve ölüm arzusuyla dolduran yayıncıdan daha mı kötüdür? Hadi canım, ruhunun derinliklerine bir bak bakalım--vampir o kadar mı kötü? Tek yaptığı kan içmek.
Bir toplumun devrim yapması, bin yıl süren geleneği değiştirmesi kolay değil. Monarşilerden cumhuriyete geçiş diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de oldukça sarsıcı olmuştur.
“Pauline’in onca sarsıcı olay aradında ayakta tutmayı başardığı sağlıklı neşesi bile durulmuştu. Çın çın çınlayan kahkahası artık merdivenlerde ve odalarda yankılanmıyordu, ama evdeki başlıca hareket ve iyilik yine oydu. Her sabah oraya yeni bir yaşama umudu getiriyordu. Bir yılın sonunda yüreği uykuya dalmıştı. Zamanın içinde yatan acıyı uyandırmada böyle renksiz, yumuşacık akıp gideceğine inanıyordu.”
Sayfa 288Kitabı okudu
Her zaman kitap gibi konuşur ve bu anlatım biçimi insan üzerinde sarsıcı, yıkıcı bir etki bırakırdı.
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.