Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Suaygırları kendi güneş kremini nasıl salgılıyor?
Eski çağlardaki insanların suaygırınin derisinden sızarken gözlemlediği sıvı gerçekten de kana çok benziyor; ilk gördüğümde ben de fena inanmıştım. Ama bu kan değil; alakası bile yok. Kırmızı yapışkan sıvı, hayvanın kalın derisinin altına tıkıştırılmış özel bezlerden salgılanıyor. Yıllarca suaygırını serin tutmak için yapışkan kırmızı ter görevi gördüğü düşünülmüştü. Ancak kısa bir süre önce, bilim insanları bunun çok daha önemli bir iş başardığını keşfetti. Yapışkan sıvının kana benzer görüntüsü, kırmızı ve turuncu pigmentlerin eseri; kararsız polimerler önce şeffaf olsa da UV ışığını emip yansıttıkca şekil ve renk değiştiriyorlar. Bu oldukça kullanışlı bir yöntem çünkü suaygırı aslında kendi güneş kremini salgilamis oluyor: Devamlı yakıcı Sahra Altı güneşine maruz kalan devasa, tüysüz bir memeli için yenilikçi bir evrimsel adaptasyon. Yapışkan sıvının antibakteriyel maddeler icerdigine de inanılıyor, işte bu yüzden suaygırı kendi diskisiyla dolu suyun içinde debelenmekten hoslanmasina rağmen savaş yaraları neredeyse hiç enfeksiyon kapmiyor. Ayrıca sinekler kaka partisine düşkün olmalarına rağmen suaygırını genelde yalnız bırakıyorlar; yani bu süper yapışkan, böcek kovucu da olabilir.
Sayfa 244 - DomingoKitabı okudu
"Savaşta yaralandığı için Atatürk'e 'Gazi' ünvanı verildi. Gazi olmak, savaşta yaralanmak anlamına geliyorsa, Atatürk hiçbir savaşta hiçbir yerinden yaralanmadı... Çanakkale Savaşı sırasında göğsüne gelen bir kurşunun saatini parçaladığını kendisi anlatıyor ama bu olayın belgesine rastlanmamıştır.. Kendisi bu olayı şöyle anlatıyor: '... Kalbimin üzerinde cebimde bulunan saat paramparça olmuştu. O gün akşama kadar birliklerin arasında daha hırslı olarak çarpıştım. Yalnız bu şarapnel vücudumda kalbimin üzerinde aylarca gitmeyen derin bir kan lekesi bırakmıştı. Aynı gün, beni mutlak ölümden kurtaran ve parçalanan saatimi ordu komutanı Liman von Sanders Paşa'ya hatıra olarak verdim. Kendileri de altın cep saatini bana hediye ettiler..' Atatürk Liman von Sanders'in hediyesi olan saati saklamış -Anıtkabir Müzesi'nde sergileniyor- Liman von Sanders neden saklamamış peki? Hâlbuki askerler savaş hatıralarına meraklı olurlar.. Ortada 'delil' olmadığına göre bi sadece bir 'iddia'dır. Tarih iddialar üzerinden değil, gerçekler üzerinden gider."
Reklam
Bir insanın siyasi açıdan mutsuz olmasını istemiyorsan, bir meseleyi iki farklı açıdan sunma ki kaygılara kapılmasın; tek bir açıdan sun. Daha da iyisi, hiçbir açıdan sunma. Bırak savaş diye bir şey olduğunu unutsun. Hükümet verimsizse, kadroları fazla şişkinse ve vergi manyağıysa, insanların onunla ilgili kaygı duymasındansa hükümetin bunların hepsi birden olması daha iyi. Huzur, Montag. İnsanlara en popüler şarkıların sözlerini, eyalet başkentlerinin isimlerini hatırlayarak kazanacakları yarışmalar vereceksin. Onları yanmaz verilerle dolduracaksın, 'gerçekleri' boğazlarına tıkıştıracaksın, öyle ki kendilerini tıka basa doymuş ama onca veri sayesinde kesinlikle 'zeki' hissedecekler. O zaman, düşündükleri hissine kapılırlar.. hareket etmedikleri halde hareket ediyormuş gibi hissederler. Ve mutlu olurlar, çünkü o türden gerçekler değişmez. Onlara bir şeyleri yorumlamaları için felsefe veya sosyoloji gibi kaygan zeminli şeyler vermeyeceksin. O yol melankoliye çıkar. ...
Yüzbaşı BeattyKitabı okudu
Napolyon Rus’ya ile girdiği savaşta kazanamayacağını anlar ve geri çekilmek istiyor fakat hem soğuk hem açlık yüzünden ordusunun dörtte üçünü kaybediyor …. TOLSTOY ‘un ünlü romanı Savaş ve Barış ‘ta da geçer bu konu …
Sokrates'in üç filtresi
Birisi Sokrates'e bir haber aktarmak istiyor. Sokrates o kişi. "Söyleyeceğini önce üç filtreden geçirelim ondan sonra anlat” diyor. Birincisi, “Doğruluk filtresi”dir. Anlatacağının doğru olduğuna inanıyor musun? İkincisi, “İyilik filtresi”dir. Anlatacağın gerçekler iyi şeyler mi? Üçüncüsü ise, “Faydalılık filtresi” dir. Anlatacağın şeylerin faydası var mı? Sokrates bu üç filtreyi sıraladıktan sonra, haber anlatmak üzere kendisine gelen kişiye, “Doğru, iyi ve faydalı olmayan bir şeyi bana boşuna anlatma” der. Herkes, kendi standardına göre bir filtre geliştirir ve bunu uygularsa, yalan o tarlada beslenemez. Başı dik olarak dolaşmak, iç huzuruyla yaşamak hiç de kolay değildir.
Sayfa 160161
Reklam
"Beklentiler ile gerçekler arasında uçurum olunca insanda tatminsizlik ortaya çıkıyor."
Sayfa 237Kitabı okudu
İkinci Abdülhamid'den sonra Filistin ve Ortadoğu!
Ikinci Abdülhamid'in 1876-1909 yılları arasında uyguladığı dış politikanın dünya barışı için önemi, yıllar geçtikçe, olaylar ortaya çıktıkça daha iyi anlaşılıyor. Ortadoğu'yu, otuz yıldan fazla bir süre, emperyalizme karşı koruyan İkinci Abdülhamid'di. O, Ortadoğu halklarının, inançlarının çizdiği birlik içinde kalmalarını sağlayan bütün
Sayfa 32 - 33,34,35Kitabı okudu
Napolyon’un son savaşı olan Waterloo savaşı yenilgisi sonrası tümden defteri kapatılmış bir adam olacaktı … Savaş aynı zamanda VICTOR HUGO’nun Sefiller kitabında da işlenir.
Reklam
En çetin gerçekler karşısında insanda uyanan kadere meydan okuma gücü, denizden yükselen sivri bir kaya gibi onun içinden yükselmeye başlamıştı.
Sayfa 262Kitabı okudu
Devlet ve meşhur hükümetleri
Bir insanın siyasi açıdan mutsuz olmasını istemiyorsan, bir meseleyi iki farklı açıdan sunma ki kaygılara kapılmasın; tek bir açıdan sun. Daha da iyisi, hiçbir açıdan sunma. Bırak savaş diye bir şey olduğunu unutsun. Hükümet verimsizse, kadroları fazla şişkinse ve vergi manyağıysa, insanların onunla ilgili kaygı duymasındansa hükümetin bunların hepsi birden olması daha iyi. Huzur, Montag. İnsanlara en popüler şarkıların sözlerini, eyalet başkentlerinin isimlerini veya lowa'da geçen sene ne kadar mısır yetiştiğini hatırlayarak kazanacakları yarışmalar vereceksin. Onları yanmaz verilerle dolduracaksın, gerçekleri' boğazlarına tıkıştıracaksın, öyle ki kendilerini tika basa doymuş ama onca veri sayesinde kesinlikle 'zeki' hissedecekler. O zaman, düşündükleri hissine kapılırlar... hareket etmedikleri halde hareket ediyormuş gibi hissederler. Ve mutlu olurlar, çünkü o türden gerçekler değişmez.
Sayfa 82 - ithakiKitabı okudu
Savaş ve kıtlık hallerine insan tam olarak hazır olabilir mi bakalım? Olmaz. İnsan istediği kadar hazırlansın. Gerçekler başladığı zaman, tüm idealler, tasarılar, tüm o boş hazırlıklar birden değersizleşir. İnsanın ayakları ister istemez yere basmaya başlar. İnsan ancak savaş zamanlarında, kıtlık zamanlarında gerçekçi olur. Böyle zamanların dışında her şey hayaldir, idealdir, zaman kaybıdır.
Sayfa 244 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Bireylerin özgür olduğu toplumlarda, fikirlerin çatışması ile gerçekler ortaya çıkar ve toplumsal ilerleme olur."
370 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.