Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çocukluğumun geçtiği mahalleye çok çok uzun yıllar sonra tekrar gitmek nasip oldu.Oturdugumuz sokak çıkmaz sokaktı.O sokağın başına geldiğimde sanki bütün hatıralarım iyisiyle kötüsüyle yavaş yavaş zihnimde canlanmaya başladı.Epeyce bir zaman sokağın başında kalakaldım.O beton sokakta oradan oraya koşan çocukların kendim olduğu günler tekrar
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
26 saatte okudu
ABİ İKİ ÇAY, BİR DE ELLİ İKİ GETİRIVER SANA ZAHMET
22 kısa hikâyeden oluşan kitaba, "Mahalle Kahvesi"nden giriş yapıyoruz. Mahalle Kahvesi'nin en akılda kalıcı yanı Sait Faik'in gözlemciliğini zirveye çıkarmasıdır. Ayrıca Sait Faik bunu, kahvede en azından bir saat bile bulunmuş herkesin fark edeceği üzere oldukça gerçekçi şekilde aktarmıştır. Bu hikayeyi okurken benim aklıma, okuldan
Mahalle Kahvesi
Mahalle KahvesiSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 20127bin okunma
Reklam
512 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Ah bu yağmur, Bu yağmur kanımı boğan bir iplik Tenimde acısız yatan bir bıçak Bu yağmur yerde taş ve bende kemik Dayandıkça çisil çisil yağacak Bir yağmurdayım bir yağmur ki nasıl desem bir bahar günü ansızın yağan ama mutluluğu geçici bir yağmur,bir yağmur ki en ketum aralık yağmuru başı sevinç ortası hayal kırıklığı sonu olmayan ve yüzüme
Çile
ÇileNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 201821bin okunma
280 syf.
5/10 puan verdi
Kitabı sizin için özetledim okursanız bana hak verirsiniz!
Kişisel gelişim kitabı olan "Kashna Felsefesi" özgüven eksikliği olan kişilere bir cesaret aşılama çabasıdır. Yazar sıradanlaşmış düşüncelerin farklı bakış açısıyla yeniden değerlendirerek doğruları sorgulamanın peşine düşer. Bazen acaba olabilir mi, bazen de saçmalama yahu çıkmıyorsa zorlamanın anlamı yok dedirten analizlerine
Kashna Felsefesi
Kashna FelsefesiErdal Demirkıran · Kashna Kitap Ağacı · 2017699 okunma
Yaz Şiirleri - N. Korkmaz
az sevmeyi bilmiyorum ben yarım sevmeyi de öğrenemedim çeyrek sevmek bana göre değil ya tam seviyorum her şeyimle her şeyini ya hiç sevemiyorum sevmek tamamlıyor çünkü beni sevince tam oluyorum severek sen oluyorum ve ben her zaman sevmeye yakışanı kendime yakıştığı gibi seviyorum kendime yakıştırarak seviyorum
Sayfa 36 - Güvercin YayıneviKitabı okudu
Merhaba sevgilim. Bugün günlerden sendi, saat şu an sana beş var. Dün ise günlerden senertesiydi. Bu mektubu sana hangi tarihte göndereceğimi bilemiyorum. Itiraf edeyim sevgilim; bu defa göndermek de istemiyorum. Hani istememek derken, seninle konuşurken var olduğumu inkar etme niyetinde değilim. Ama doğrusu biraz gücendim sana. Kaç mektuptur
Reklam
Ben geldim ben.Seni bulmak için değil kaybetmek için geldim.Gözlerime değenleri terk etmek için.Beni bana anlatma acı sever değilim.Vurdum duymaz olmayı henüz başaramadım.Sil ya da unutmak gibi birşey sürülsün seni bana yazan her köşeye.Keskin küp gibi dibine değmeden bitsin.Eleklerden geçir tüm yargılarını.Bu sefer diyetini ödemesin kalbimiz.Hükümdür sevgim benim.Yaşandı bitti'lere gelmeden son durakta inmişimdir.Sen yarım kalmışlıkları bilmezsin.Ben tüm ezberlerimde köprülere asılıp kavuşmaları erteledim.Sesime ses ol isterdim.İstedimde zaman zaman.İç sesim tek mutluluklara açıktı.Dışım süt liman gibi bir çeyrek asıra hapis.İyim'lere çok günler kurban ettim ben.İçeriye sızan ışığa dikkat et ,acının gölgesi olmaz çünkü.Sonra o acı peşine düşmesin kalbinin.Bir yarınımız var mı ? Bilmiyorum.Kayboldum.Elimde gündoğumu bitmiş mavilikler kaldı.Haykırmak son mesele kabullendim.Ben geldim ,ben.Kavrulmuş kahve kokusu gelmişse burnuna yanacak çok kırkyıl vardır.Teslim oldu gece ,teslim oldu deniz ve teslimiyet oldu'lara razı .Nasılsın kalbimin aydınlık yüzü.Ben geldim,ben.Seni bulmak değil kaybetmek için.Mağlup muyum? Hayır. galibiyet olmaz kalpte.Sarılmalı kalbe çokça.Günün geceye selamı var, gecenin aya selamı var ,benim ise kalbimi duyana.Ben geldim ,ben.Sana değil de sende olana sende oldurulana geldim.Ben geldim sen duydun mu hiç ? 06.03.22
Bir pazartesi günüydü. Günler, şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalm hesabını!... Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on altı saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yemeye
Elveda Değil Veda
sen bana geldikten sonra neler değişti hayatımda biliyor musun; vişne reçeli kahvaltıda vazgeçilmezim oldu, bitkilerden en çok kaktüsü severdim ama fesleğeni daha çok sevmeye başladım, en sevdiğim burç koç burcu oldu, beyaz ayakkabıyı zaten çok sevdiğimi biliyorsun, uyurken asla çorap giyemem demiştim ama uyurken çorap giymeye bile razı geldim ben
Aslında her şey “cennete yazılan mektup”la başlamıştı. * “Sevgili babacığım… Seni çok özledik. 1 mayıs işçi bayramını sensiz geçirdiğim için çok üzgünüm. Cezalarını çekecekler, içinde hiç kuşku olmasın. Oradaki bütün abi, dede ve amcaların ellerinden öpüyorum. Seni çok seviyorum. Cennette mutlu bir şekilde bizi bekle babacığım… Ben pilot olacağım,
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
Apartman, Bir Dünyadır
İzzet Bey Apartmanı adlı romanım piyasaya çıkalı neredeyse üç sene olacak. Ancak ben onunla ilgili bir şeyler yazmadığımı yakında fark ettim. Yazarın kendi eserinden bahsetmesi daima zor bir şeydir bana göre. Ama bir şeyler yazmasam olmaz. “Nihayetinde bir apartman tek başına betondan yapılmış, cansız bir yapı gibi görünse de orada yaşayan
İzzet Bey Apartmanı
İzzet Bey ApartmanıMehmet Yılmaz · Roza Yayınevi · 202075 okunma
“On iki işçi Köln’de bir pansiyonda kalıyorduk. Bizim pansiyonun en yaşlısı Muharrem abinin okuma yazması yoktu. Bir gün elinde mektupla geldi, ‘Yengen yollamıştır belki şunu bana okur musun Bayram?’ dedi. Bir kıyıya geçtik, mektubunu tane tane okudum. Yenge yollamıştı. Hem dinledi, hem ağladı. Birkaç gün sonra ‘Bir de cevap yazalım Bayram’ dedi.
Twitter'da Diaspora Türk adlı bir sayfada denk geldim bu hikayeye akşam akşam içim ısındı.Dünya beş dakikalığına güzelleşti... ❝12 işçi Köln’de bir pansiyonda kalıyorduk. Bizim pansiyonun en yaşlısı Muharrem abinin okuma yazması yoktu. Bir gün elinde mektupla geldi, ‘Yengen yollamıştır belki şunu bana okur musun Bayram?’ dedi. Bir kıyıya geçtik,
Sait Faik'e bir süreliğine veda alıntısı olsun.
Bir pazartesi günüydü. Günler şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yeme içmeye de
Sayfa 79 - Lalettayun: gelişigüzel
Nasıl başladı, ne vakit başladı, bilemiyorum. Ama ilk belirtiler, dokuz yaşımda iken patlak verdi. Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir zat saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o aralık: “Üçü yirmi geçiyor” diyivermişim. Bu tutturuşa, önce kimse şaşmadı. Boğazda, geçen vapurlara bakıp zamanı
65 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.