Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ey Oğul..! Kelâm, münazara, tıp, şiir, katiplik, aruz, gramer gibi ilimleri tahsil ederek Allahu Teâlâ’nın rızâsını kazanmanın dışında ömrünü tüketmekten başka eline ne geçti? Ben İsa (aleyhisselâm)’ın İncil'inde şunların yazılı olduğunu gördüm: Ölü tabuta konulup kabre götürülünceye kadar Allah ona kırk soru sorar; ilk sualinde: “Ey kulum! Senelerce insanların baktıkları yüzünü hep yıkadın temizledin; fakat bir saat olsun benim baktığım yeri, kalbini temizlemedin! Halbuki Allah her gün senin kalbine bakar ve der ki: “Benim nimetlerimle kuşatılmış iken başkaları için mi çalışıyorsun? Böyle yaptığında sen, gerçeği duymayan bir sağır olursun!” buyurur.
Merdiven
Pınarın taşları gün yüzünde yine, eğilip kendini görmeyeli yıllar oldu. Yeterdi Sarı Tarla'ya bir zaman suyu, yeşildi daha çok tarla, keleter keleter bostan, umut. Kucağında iki kavun belki kelek, çoktan ayrılmak gerek. Davul sesi hiç hoş gelmez, hele zurna, yine de bir şekilde ortasında bulursun kendini tüm günahlar gibi. Onlarca yüz şimdi
Reklam
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin.. Ahmet Ertan
sonra sen geldin benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim saçlarını yüzüne dökerek yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, masayı temizledin...
Sayfa 133 - sevgiliKitabı okudu
Sevgili
Çiçekler vardı derilmeyi bekleyen O uçsuz bucaksız kırlarda. Gökyüzünde ay, bakacak göz arardı. Bir dut ağacı vardı, yüce Hiçbir çocuğun üstüne tırmanmadığı. Testiyi unutmuştuk pencerenin önünde İçi su doluydu, soğumuştu. Masanın üstünde bir dilim ekmek Isırılıp bırakılmıştı. Denizin kıyısında bir mavi tekne Birbaşına salınıyordu. Gökyüzü vardı derin, Toprak göz alabildiğince… Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin..
Ahmet ErhanKitabı okudu
Hem köylünün kirini bir kezcik temizledin diyelim, öyle kalacak değil ki, gene kirlenir. İnsan köy yerinde boyuna terler, toza toprağa batar öyle değil mi? Ama onlar hiç terlemez, hiç toza toprağa bakmaz. Onları sen ne bileceksin? Bir yıkandılar mı kirlenmeye kalmadan bir daha yıkanır onlar.
Reklam
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin ...
Onlar... Büyükler...
"Ne kadar ovsan, duşun yaptığını asla yapamazsın avradım, uğraşma! Köylünün kiri, öyle giysiden giysiye ovmakla filan çıkıverse, daha ne istersin gı!..." Dudaklarını yeniden devirip güldü Bayram. "Çok safsın be Haçça!..." dedi. "Hem köylünün kirini bir kezcik temizledin diyelim, öyle kalacak değil ki! Gene kirlenir! İnsan köy yerinde boyuna terler, toza toprağa batar, öyle değil mi? Ama onlar hiç terlemez, hiç toza toprağa batmaz. Onları sen ne bileceksin? Bir yıkandılar mı, kirlenmeye kalmadan bir daha yıkanır onlar! Yaa, akıllım!..."
Sevgili
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin...
Sayfa 133 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin ...
Reklam
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin...
Sayfa 133Kitabı okudu
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin ...
BiLGI YAYINEVİ, Ekim 1997Kitabı okudu
İçimdeki uçurumları
İçimdeki uçurumları Gül yapraklarıyla sen örttün Yüreğimdeki çatlakları Kuş sesleriyle kapadın Yamaçlarımdaki çamurları Kanat çırpışlarıyla temizledin Ayrık otlarımı ayıkladın Ayışığıyla Taç yaptın başıma yıldızları Sonunda bir tepe değil Bir sıradağ yarattın benden
Sayfa 307 - Işık Yayınları Üçüncü Baskı Mayıs 2018Kitabı okudu
Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin...
Sevgili
Çiçekler vardı derilmeyi bekleyen O uçsuz bucaksız kırlarda. Gökyüzünde ay, bakacak göz arardı. Bir dut ağacı vardı, yüce Hiçbir çocuğun üstüne hrmanmadığı. Testiyi unutmuştuk pencerenin önünde İçi su doluydu, soğumuştu. Masanın üstünde bir dilim ekmek Isırılıp bırakılmıştı. Denizin kıyısında bir mavi tekne Bir başına salınıyordu. Gökyüzü vardı derin, Toprak göz alabildiğince... Sonra sen geldin Çakıllı yoldan geldin, şen şakrak Bir su gibi kollarıma aktın Nesneler anlam buldu seninle Benim güleç yüzlü, kara gözlü sevgilim Saçlarını yüzüne dökerek Yerleri süpürdün, bahçeyi suladın, Masayı temizledin...
Sayfa 133
154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.