Yitirilen insan mı yoksa yok edilen ya da görünmeyen insan mı???Hangisi! tarifi bile çok zor...
Yitirilmemek için bir kılavuzun yoktu senin.Doğruya yönlendirecek,öğretilerle yol gösterecek...Belki de ondan böyleydin yersiz,yurtsuz,hiçbir yere sığamayan çocuktun...
Özgüvenin ne kadar önemli olduğunu sende okudum sende bu bilgiyi pekiştirdim. Sadece bu da değil; özsaygı,kimlik,güven,ötekileşme gibi kavramların hayatımızda ki önemini benim gözüme soktuğun için teşekkür ederim.Bunlardan eksik olan bir bireyin savruluşlarını,gel gitlerini okurken içim acıdı.Bana şunu da gösterdin çocuk,aynı anda iki hikayeyi okudum.Hem çevrenin gördüğü sen ile iç dünyanda ki seni okurken arasında ki tezatlık ve uçurumda bizi gördüm,hepimizi,tüm insanlığı...
Biz de öyle değil miyiz? Özümüzü kendi başımıza kaldığımızda yaşıyoruz.Çevremiz iç dünyamızdan habersiz çünkü.
Senin bu şekilde olman sebepsiz değil...Çocukluktaki travmalar bir ömrü etkilediğini çok net okudum hikayende...
Yarı otobiyografi olan bu eser karamsarlık doluydu fakat bende farkındalık yarattı.Anlamak önemli,onu anlayarak okumak...Herkes belki de romanın kahramanıdır kimbilir...
Ebeveynlerin çocuklarına bırakacakları en büyük miras,mükemmel çocukluk geçirmelerini sağlamak olduğunu düşünüyorum.Bu yıllarda yaşanan travmalar bir ömür boyu yakana yapışıyor ve asla kurtalamıyorsun malesef...
Sevgiler